Ah Ateş Ah!
Var olan her şeyin bir harareti vardır, canlı- cansız her şeyin.
Bilindiği gibi ateş; ısıtıyor, ışıtıyor, yakıyor, safi kılıyor, enerji veriyor.
Çiği pişiriyor, çer-çöpü yakıp küle çeviriyor.
Odunu kömüre, toprağı demire, cevhere çeviriyor.
İnsan denen nesnede ise ateş, daha fazla ve çeşitli.
Bunlardan birkaçını anımsayalım: Önce aşk ateşi. Çekmeyen, düşmeyen ne bilsin bunun halini. "Şeker deyip şap yalayan/ Ne bilsin balın kadrini".
Şehvet ateşi ne acayip ve tehlikeli nesnedir. Onunla "âlemi kör ve cahil sanırsın". Mutlaka kazası olur, hasarı büyük ve bazen bedeli can olur.
Para, pul ve mal hırsı-ateşi, ne felakettir, insanı doyumsuz kılar, ne kendi doyar ve nede gözleri. Sonunda bir avuç toprak ve iki metre kefenle tam doyar artık. Bu ateş ile ne hileler yapar ve kimleri perişan eder ve nice yolsuzlukları tertipler. Sonu helak olmaktır.
Mevki ve makam hırsı- ateşi, insanları küçültür. Sandalye büyük, ama oturanı küçük olur. Makamda ve onun avantajlarında kalmak için kişiliğinden ödün verir. Böylece eridikçe makamda kalır. Sonunda itibardan ve makamdan da olur. Hep küçük kalır.
Gösteriş ve tanınma ateşi yani desinler, yani "namın yürüsün Behçet". Olmadık şaklabanlıklar, kalabalığı yarıp öne çıkmalar, olmadık kıyafet ve söylemler, sloganlar, gösteriler. Artık her toplantıda böylesinin bir numarası, varyetesi beklenir.
Herkes bilir ki yüksek eteş zararlıdır, beyine-bedene dönülmez zararlar verir. Yüksek ateşte insan havale geçirir. Kendinden haberi olmaz, sayıklar. Bunun için doktorlar önce ateşi düşürürler ve sonra nedenine yönelik, eş zamanlı önlemler alırlar.
Bu nedenle yaşamda ve davranışta, zevk ve tercihlerde "vasat" olanı normaldir ve güzeldir.
Şahlanışlar, kısa uçuşlar ve arada kaçaklar, biraz varlık; insanı ve yaşamı renkli kılar.
İyi şoför; yol, hava ve aracın durumuna göre güvenle yol alandır.
Vitesleri ve hızı ayarlamak da sürenin ustalığıdır.
Herkese sağlıklı bir yolculuk ve mutluluklar diliyorum.
Sevgi ve saygı ile.