content

20 Mar

Ağaç Katili

Önce, “sivrisinek üretiyor” gerekçesiyle, bir dolu hayvanın su içtiği ve yaşadığı ne kadar akarsu, birikinti su, yağmursuyu yatağı vb. vb varsa köküne kibrit suyu ektiler, kurbağaların vıraklamaları kesildi.Sonra, “sivrisinekleri öldürüyoz” diye yaz boyunca yaptıkları ilaçlama yüzünden, ağaçlarda, toprakta, havada ne kadar canlı varsa köküne kibrit suyu ektiler. Ağustos böceklerinin sesi kesildi.

Sonra, “azman oluyor efendim, ne gerek var… hemi de gençler gölgesine oturup öpüşüyorlar” gerekçesiyle ağaçların tepesini gövdeden koparma modasını türettiler, yaş kesen baş keser sözüne inat, yerler, yeşil dalların arasında ölmüş kuş yavruları ve kuş yuvalarıyla doldu. Kuş cıvıltıları da kesildi.
Sonuçta ne oldu.

Yakarca denilen, sivrisinekten daha beter ısırıcı bir sinek türü, tüm yakıcılığıyla saltanatını korurken, Ocak ortasında bile sivrisinekler ölümsüzlüklerini ilan edecek derecede hava sıcaklıkları arttı.
Evlerde, hamam böcekleri kırallıklarını ilan etti, onları yiyen pembe kertenkeleler her ilaçlamada adeta toplu kıyıma uğradıkları için.
Lağım fareleri balkonlara tırmanacak kadar arsızlaştı, kediler, içecek su bulamadıklarından ötürü halsiz düştükleri için.

Şimdi sabahları tek bir kuş cıvıltısı gelmiyor, arkadaki parktan, konacak ağaç dalı kalmadığı için. Çünkü ağaçları henüz iki sene dolmadan gene gövdeden kestiler iki gün önce.. kış ortasında...
Ama araba gürültüsü ve köpek havlamaları arttıkça artıyor. Çünkü pet shop üzerine pet shop açılıyor şehrin ön yüzünde ve insanlar çılgın gibi araba ve çılgın gibi köpek alıyorlar egolarını beslemek için.. “Sevgi” kavramını kirletme pahasına… Araba ve köpek… aynı şey.. ikisi de oyuncak.

Belediyeler, bakılmayıp sokaklara bırakılan köpeklerin kulaklarına küpe takmaktan başka bir şey yapmıyorlar da, ağaçlara takmış durumdalar. Kesiyorlar, kesiyorlar, kesiyorlar.. sanki ağaçlar canlı değil de oyuncak..
Anlatamıyorsunuz, ekolojik denge diye bir şey olduğunu… anlatamıyorsunuz, ağaçların canlı olduğunu.. anlatamıyorsunuz, bizim akciğerlerimiz olduklarını… anlatamıyorsunuz, azman ağaçların yağmur çektiğini.. anlatamıyorsunuz, gençlerin, ağaçların altında öpüşmelerinin; gizli kapaklı, boktan porno dergilerine ve filmlerine bakarak mastırbasyon yapmalarından daha sağlıklı ve doğru olduğunu… anlatamıyorsunuz.. anlatamıyorsunuz.. yok.. anlatıyorsunuz, anlatıyorsunuz da anlamıyorlar inatla.
“Öyle insanlar vardır ki, hayvandan daha aşağılıktır” der Kuran’da.

Siz… Oyuncak alırmış gibi sorumsuzca köpek alıp, üç-beş ay sonra onları sokağa bırakanlar…
Siz, hayvandan daha aşağılıksınız.
Siz… Kesilen tazecik ağaç dalları arasındaki kuş yuvalarını ve uçamayıp ölmüş kuş yavruların görmezden gelip, kafeste kuş besleyenler..
Siz, hayvandan daha aşağılıksınız.
Siz… Üç-beş kuruş için, bir tür pezevenklik olan, (hatta daha beter..ki pezevenk gibi canlı satıyorsunuz, artı- ondan kötü yanınız, kendini savunma gücü olmayan canlıları satıyorsunuz) işi yapan pet shop işleticileri…
Siz, hayvandan daha aşağılıksınız.
Siz… Bütün bunları görmezden gelen, gerekli tedbirleri almayan, yönetici kitlesi..
Siz, hayvandan daha aşağılıksınız.

Sen.. “Pet ne demek?” diye sorduğumda, “evcil hayvan demek” diyen, “peki.. kaplumbağa evcil hayvan mı?” diye sorduğumdaysa, gözümün içine baka baka, “evet” diyen, pet shop sahibi veteriner…
Sen, hayvandan daha aşağılıksın.
Hem evcil hayvan ne demek ya?! Tek evcil hayvan var, o da hamam böceği. Allah aşkına biraz düşünün.
Başka ne diyim?!
Hergün, Kuran’da önerilen “Allah’ım! Beni; halkı zalim olan bu kentten çıkar” duasını ediyordum senelerdir.. Allah’tan umudumu kesmeden.. Ama son zamanlarda düşündüm ki, nereye gideceksin!? Her yer aynı..
Her yer aynı..

Etiketler : ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank