Affet be Atam!
“Türk demek, dil demektir.
Milletin çok belirgin vasıflarından birisi dildir. “Türk milletindenim.” diyen insanlar her şeyden evvel ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır. Türkçe konuşmayan bir insan Türk halkına, cemiyetine bağlılığını iddia ederse, buna inanmak zordur.
Tarih yazmak, tarih yapmak kadar önemlidir.
Yazan yapana sadık kalmazsa, değişmeyen gerçek insanı şaşırtacak bir nitelik alır.
Her türlü başarının, her çeşit kuvvetin, varlığın kaynağının milletin kendisi olduğuna inancım tamdır.
Bu milletin evlâtlarının fedakârlıkları, kahramanlıkları için ölçü bulunmaz.
Bir toplulukta hak sahibi olmak, herkesin bir iş görmesi esasına dayanacaktır. Biz doğrudan doğruya milleti severiz ve Türk milliyetçisiyiz.
Cumhuriyetimizin dayanağı, Türk topluluğudur.
Sağlam ve gürbüz nesil Türkiye’nin mayasıdır.
İçtimaî hayatın membaı, asrî aile hayatıdır.
Öğretmenler! Cumhuriyetin başarısı, sizin başarınız olacaktır.
Bu memleket tarihte Türk’tü, halde Türk’tür ve ebediyen de Türk olarak yaşayacaktır.
Bir millet, sanattan ve sanatkârdan mahrumsa, tam bir hayata malik olamaz.
Gençler cesaretimizi takviye ve idame eden sizsiniz. Siz almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık meziyetinin, vatan muhabbetinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız.
Okul genç dimağlara, insanlığa hürmeti, millet ve memleket muhabbeti, şeref-i istiklâli öğretir.
Bir milletin yaşayabilmesi için, hürriyet ve istiklâline sahip olması gerekir. Bir millet, sımsıkı birbirine bağlı oldukça yeryüzünde onu dağıtabilecek bir güç düşünülemez.
Yeni Türkiye’nin temellerini süngüyle değil, süngünün de dayandığı ekonomi ile kuracaktır.
Tam istiklâl, ancak ekonomik istiklâlle olur.
Medeniyet zirvesinin merdiveni sanattır.
Sanatçı, cemiyette uzun çalışmalardan, gayretlerden sonra alnında ışığı ilk duyan insandır.
Kahraman Türk kadını! Sen yerlerde sürünmeye değil, göklere yükselmeye lâyıksın.
Beni Türk tabiplerine emanet ediniz.
Millî ekonomimizin temeli ziraattır.
En büyük savaş cahilliğe karşı yapılan savaştır.
Ben, manevî miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum.
Benim manevî mirasım, ilim ve akıldır.
Benden sonrakiler, bizim aşmak zorunda olduğumuz çetin ve köklü müşkülât önünde, belki gâyelere tamamen eremediğimizi, fakat asla taviz vermediğimizi, akıl ve ilmi rehber edindiğimizi tasdik edeceklerdir.
Zaman süratle dönüyor, milletlerin, cemiyetlerin, fertlerin saadet ve bedbahtlık telâkkileri bile değişiyor.
Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve ilmin gelişimini inkâr etmek olur.”
Yukarıdaki tüm sözlerin kendisine ait olduğu Büyük Önder, Başöğretmen Mustafa Kemal ATATÜRK’ü dinledikten sonra Elhamdülillah Türk ve Müslüman’ım demekten gurur duyuyorum.
Affet be Atam!
Seni gereği gibi anlayamadık ve anlatmadık..