content

13 Nis

Adliye Koridorları…

Adı ister saray olsun, ister site.

İster akıllı bina teknolojisiyle yapılsın, ister parfüm sıkan cihazlarla donatılsın.

Hepsi aynıdır.

Uzun, donuk ve hep soğuk.

*

Koşuşturma sabahtan başlar, bitmez.

Davalı, davacı olarak gitseniz hiç fark etmez.

Gergin, gülmeyen yüzler yanınızdan geçer.

Genelde herkesin elinde bir kâğıt vardır.

Bazen dosya, bazen küçük bir not.

Ama vardır.

Katlar arasında mekik dokuyan avukatların telaşı farklıdır.

Bir yandan cüppelerinin yakalarını düzeltir, diğer yandan tanıdıklarına yarım selam verirler.

“ Nasılsın?” diye sormak lükstür.

Çünkü duruşmaya geç girmek, öncesinde beklemek ömründen yılda ortalama bir ayı götüren eylemdir.

Onun için mübaşir en sağlam dostu, yardımcısı olmalıdır.

Dava kaçar, ertelenirse bir başka felakettir.

*

Duvarlarda “ Sigara içmek yasaktır” uyarısı vardır da…

Nedense acı zifir kokusu baskındır.

Mahkeme salonunun önü farklı işkencedir.

Sanırsın ki, o bölümde oksijen bitmiştir.

Ağzın tatsızlığı, midenin bulanıklığına ciğerin yetersizliği eklenir.

Önceki, sonraki duruşmaların sanık-şikâyetçi yakınları karşılıklı kümelenir.

Her an birbirine girecekmiş gibi sinirli bakışları insanı daha da gerer.

*

O koridorda beklemek…

Dayanma gücünüzün terazisidir.

Beklememek, “ Çekip gideyim” diye düşünme keyfiyetiniz yoktur.

Tarihi ezberlenen, günlerce beklenen o günün o saatlerini yaşamak, kaderinizin bir satırıdır.

*

Kenarda sandalyeler vardır.

Birbirine yapışık.

Bazısı ikili, bazısı dörtlü.

Oturduğunuzda battığını hissedersin.

Altında ayrı, sırtında başka rahatsızlık verir.

Kalkıp, dolaşırsın.

Sıkıntıdan her dakika, saat gibidir.

Olay, zaman, insan, mekânlar gözünün önünden şerit gibi geçer.

Geçmişine dönersin.

Çocukluğunu, gençliğini ayaküstü bir kez daha yaşarsın.

O bekleme anları…

Belki de vicdanınla hesaplaşma zamanıdır.

*

Yapmadığın eylemin…

İşlemediğin suçun…

Hak etmediğin iftiranın sonucunda o koridoru dolaşıyorsan; burnun hep sızlar.

Gözpınarların taşma isyanındadır.

Yüreğin zaten paramparça.

*

Bu duyguları yaşadım.

Yaşattırıldım. Dilerim ki; kimse yaşamasın.

Sonuçta…

Hukuk kendini gösterdiğinde, adalet yerini bulduğunda o koridorlardan koşarak çıkmak yok mu?

*

Bebeğin ana rahminden çıkmasına eşdeğerdir!

*******************

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank