Adil Devlet, Milletini Ağlatmaz.!
Güçlü ve adil devlet, sağlık alanında aziz milletimize hizmet etmek adına, düne göre bugün, hizmete açmış olduğu çok sayıda özel, bir o kadarda kamu hastaneleri ve buralarda görevli her branştan onlarca doktoru ve sağlık çalışanına rağmen, yokluktan ve yoksulluktan dolayı tedavi olamayan onlarca hastasıyla bir o kadar da organ bekleyen çaresiz insanlarını, çıkmayı başardıkları ekranlarda iki gözü iki çeşme ağlatmak yerine, biz ne güne varız diyerek, şefkatli kollarına alıp, derhal gereğini yapmalı..
Hatta bu durumdaki bütün insanları, tek tek tespit ettirerek hastalıklarının durumlarına göre hazırlatacakları özel ve önemli bir program dâhilinde sırasıyla tedavilerini yaptırmalı.
İnşallah..Ama ne yazık ki,her dönemde, önce sağlık diyerek iktidar olanların, en büyük insanlık ayıbı olarak gündemdeki yerini koruyan sağlıktaki çifte standarda son vermek isteyen sevk ve idareciyi ne dün, nede bugün göremediğimiz için onlarca mağdur ve çaresiz hasta insanımızdan ve organ bekleyen vatandaşlarımızdan binde birinin kendisini gösterebildiği TV kanallarında dünyaya haykırdıkları çaresizliklerine ve yüreğimizi burkan yardım çığlıklarına,milletçe içimiz kan ağlayarak tanık oluyoruz..!
Hâlbuki ülkenin, Ünye’nin ve insanların öncelikle sağlıklı geleceğinin hesabını yapması gereken idareciler, devlet adına aziz millete yapacakları (organize sanayi bölgesi, Hastane ve Okul ) hayırlı hizmetlerin inşa edileceği yerlerin alımı ve istimlâki gibi son derece önemli hizmetlerin kazanımında aklı ve sağlığı yerinde vatandaşlarına çok daha rahat bir şekilde anlatacaklarının idraki içinde olmuş olsalardı ”sağlam kafa sağlam vücutta bulunur” diyen T.C.Devletimizin Kurucusu Dünya Lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün veciz sözünü kendilerine rehber edinerek, fakirin ve yoksulun önünde dağ gibi duran sağlıktaki çifte standardı çoktan ortadan kaldırarak, sağlık başta olmak üzere her alanda adaleti çoktan tesis etmiş olurlardı.
Ancak sağlıklı ve bilgili insanları idare etmenin zor olduğunu ve olacağını düşünen dünün ve bugünün idarecileri, özde değil, sözde sağlık diyerek dün hastalar hastanede rehin kalıyordu, bugün öylemi, parası olan rahat-rahat özel hastaneye gidiyor, olmayan kamu hastanelerine (sanki bedava) gidiyor palavrasıyla halkın gözünü boyamaya devam etmezlerdi.
Saygıdeğer Ünyeliler ve Ülkemizin sevk ve idaresinden sorumlu yetkilileri, sizlerin vicdanlarınıza seslenerek soruyorum. Lütfen eğri oturup doğru düşünerek söyleyin. Her dönemde olduğu gibi, günümüz iktidarı tarafından yayında olan ulusal, uluslar arası ve yerel kanalların tümünde Cennet vatan ülkemiz, Türkiye Cumhuriyeti Devletimiz, ekonomik açıdan son derece güçlü olarak nitelendirilmektedir.
Ülkenin ve Ünye’nin büyük bir kesimini teşkil eden fakir ve yoksul insanları, devletinin bu önemli ekonomik gücünden kendi payına düşeni ne sağlıkta nede hastalıkta dün olduğu gibi bugünde almadığına göre, ülkemizin ve Ünye’mizin zenginliği tabana(fakire,yoksula) değil, tavana(zenginlere) yararlı olmuştur sorusunu akıllara getirmektedir.
Önce sağlık söylemlerine kanan aziz milletimiz tarafından dün bu gün ve halen göreve getirilen sevk ve idarecilerin tabana(fakire Fukaraya) değil, tavana (kendilerine ve yandaşlarına)faydalı olmaları nedeniyle yıllardır süren saltanatı, her daim böyle gelmiş, böyle gidecek değil.
Çok yakın bir gelecekte, onlar gibi sözde değil, önce özde sağlık diyen idareciler, yine bu çilekeş aziz millet vasıtasıyla ülkenin evlatları içinden cımbızla seçilerek iş başına gelecek. Cennet vatan ülkemiz ve Ünye de yoksulluk nedeniyle ne organ bulamayan, nede tedavi olamadım diye, devleti dururken TV kanallarından çaresizce yardım dilenen bir tek insanımız olmayacak ve kalmayacak diyor, saygılar sunuyorum.
Ahmet Yenin
Adil Devlet, Milletini Ağlatmaz.!
