content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

23 Tem

Adaletin Uğramadığı Ülkede Siyaset Yapmak

Liberal Demokrat ve çağdaş Adalet teorisine göre adaletin ebedi, toptan  ve sabit haklıları yoktur.

Adalet her olayda ayrı ayrı tecelli eder. Bir konuda mağdur olan biri başka bir olayda suçlu konumunda olabilir.

Tarihte mazlumlarla zalimlerin zaman ve coğrafyaya göre yer değiştirebildiğini bize göstermektedir.

Adalete sadece cemaatler, uluslar, etnik gruplar, sosyal sınıflar açısından bakmak, liberallerin ve demokratların yaklaşımına terstir, bunu pozitivistler ve toplumcu-grupçu felsefelere inananlar yapar.

Türkiyede de kendilerinin aydın olduğunu iddia edenlerin çok büyük kısmı (aslında bunlara "aydınımsı" lar demek daha doğru olur, aydınlıkları kendilerinden menkuldür), insanların yaşadığı bireysel trajedileri dikkate almaz.

Ya da dikkate alacaksa sadece bu bireysel acının arkasında siyasal bir kasıt, siyasal bir ideoloji veya sürtüşme varsa alır. Kürt eğer sadece Kürt olduğu için polisten veya ülkücüden dayak yerse, yer gök inletilir (tersi de geçerli), işin içine faşistlik, ırkçılık, devletçilik vs. suçlamaları girer.

Ama örneğin eğer yine ayni Kürt (bu Türkmen de Pomak da Çingene de olabilir, farketmez) kız kaçırma veya alacak meselesinden dolayı aşireti veya hasımlarınca- hemde feci şekilde -öldürülürse, Türkiye'nin zihinsel gelişim seviyeleri açısından cilalı taş devrinde bulunan "aydınımsı"ları, bununla kesinlikle ilgilenmezler.!

Türkiye'de genel kabul görmüş entellektüel yaklaşım şöyledir ( aslında bu konuda Kemalisti,sosyalisti, Maocusu, milliyetçisi,badem bıyıklısı, çember sakallısı, burkalısı, Nişantaşı barı enteli hemen hemen tam uyuşma halindedir, hemen hepsi benzer tavır alır):

Bir insan, siyasal, dinsel veya etnik bir nedenle mağdur edilirse, bu bir haberdir, takip edilmeye ve arka çıkılmaya değerdir. Acısı o zaman saygı değerdir.

Siyasal olmayan, gündelik hayatın içinde artık "rutin""olan acılar (toplu ırza tecavüz, aile meclisi ile boğazlanma, eş şiddeti, pedofili, gasp darp ve dolandırılma, yıllarca bitmeyen alacak davaları) Türkiye, dünyada bireylerin günlük hayatta en zavallı, en korunmasız, en mağdur edildiği ülkelerin üst sıralarında yer almaktadır.

Günlük hayatta şiddet, hukuksuzluk, güçlünün egemenliği ve fütursuzluğu  o noktalara gelmiştir ki, artık taraflar birbirini mahkeme huzurunda, polis yanlarında iken aleni dövmektedir.

Bunu gazetelerin ilk sayfalarında da görüyoruz.

Antalyada küçük kızlar taciz edilince, Mahkeme tacizcilere ceza vermiş (nasıl olduysa, çünkü Türk yasaları mağduru değil saldırganı korur). Ancak Yargıtay, kararı "sanıkla mağdur uzlaştırılmadı" gerekçesiyle bozmuş. Ayrıca yine yargıtay, sanıkla uzlaşılmasa bile, 5 yıl içinde aynı suçu bir daha işlemediği sürece sanığın tutklanmayacağına, serbest bırakılacağına karar vermiş.! Mağdur kız aileleri ayağa kalkmış "Kızımız geceleri uyku uyuyamıyor, kabus görüyor, ne demek uzlaşma" diyerek.

Hergün adalet ve hukuk faciası yaşanırken, her gün ahlak,erdem insanlık ayaklar altında sürünürken, hergün zayıflar, namuslu insanlar çaresizler psikopatların keyfi işkencelerine uğrarken başka herkes sessiz..

Bu ülkenin badembıyık ve çembersakal dindarları Allahın önce adalet istediği gibi bir inanç ve endişeye sahip değiller. Can mal haysiyet ve ırz güvenliği hiç önemli konular değil!

Onların inandıkları Tanrı çok saplantılı ve basit birşey istiyor.

Kadınlar örtünsün, küçük yaşta evlendirilsin, erkekler özel biçimde sakal bırakıp içki içmesinler yeter diyor yaşam felsefelerine bakıldığında..

Bunu dememin sebebi şu. Bu ülkenin solcuları, laikleri sözümona çağdaşları zaten hukuk kounsunda iyice yoldan çıkmış durumda. Neredeyse suç işleyene bir de madalya takacaklar. Mağdur ailelerinin örgütsüz, suçlu ailelerinin etkili örgütlenmeye sahip oldukları bir ülke burası.

Gidip muhafazakar-islamcılarla konuşmayı deneyeyim dedim bir gün.

Onlara Kemalizm'in batıdan hukuk getirdik demekle beraber hukuk sisteminde tam bir başarısızlığa uğradıklarını, sistemin giderek, sadece siyasal amaçlı ve rejime yönelik suçlara odaklandığını, siyasal içerikli olmayan konularda, ağır suçlarda, ticari konularda vs. hem yasaların, hem mahkemelerin hem de polisin halkın sorunlarına karşı son derece ilgisiz, savsaklamacı ve kaytarmacı davrandıklarını, en basit mahkemenin bile 5 yıldan önce bitmediğini vs. anlattım.

Müslüman, muhafazakar ve islamcı olarak, suçluyu koruyan dejenere, sürekli genel af çıkaran bugünkü sisteme karşı, Allahın adaleti önplana çıkaran emirlerini dikkate alan sorgulamalar yapabileceklerini, suçlulara hakettiği ağır cezaları vermenin islama uygun olduğunu söyledim, bu konuda çaba göstermeye davet ettim.

Ama onlar da başka açıdan mevcut suçluları ve zalimleri koruyan destekleyen beyanlarda bulundular.

İslamın affedici olduğu, suçlulara 2.bir şans verilmesi gerektiği, Allahın affedin dediği, 4 kişinin şehadeti olmadan zinanın bile isnad edilemeyeceği( yani bundan çiftler stadyumda kamuya açık alanda sevişmezlerse zina iddia edilemeyecek, kaset, ses kaydı filan kabul olmuyor) ni söylediler.

Adam yeterki tövbe etsin, kaç defa suç işlemiş olursa olsun Allah affediyormuş.

Peki onun işlediği suçların mağdurlarının gözyaşları ne olacak?

Tanrı onların ızdırabı ile hiç mi ilgilenmiyor?

Adamın dua etmesi, tövbesi yetiyor mu af için dedim?

Yetiyormuş..!

Bu anlayışa göre Allah da mağdurların haklarının koruyucusu değil.!

Benim çocukluğumdan beri inandığım önce adalet, önce vicdan diyen Allah seyahate çıkmış bir yerlere bu ülkeden..!

Kemalisti de genel afçı, milliyetçisi de, badem bıyıklısı da, hamasçısı da..

adaleti uygulayamayan otoriteye kimse saygı göstermez.

Hayatını adalet mücadelesine adamış bir insanım. Mahkemelerde bilirkişilik yaptım. Bu hukuk sisteminin ciğerinden çürümüş olduğunu gördüm. Eğer oğluma, kardeşime birşey yapan olursa, bu adalet sistemine güvenecek kadar

Ama "gavurun zulmü Türkün adaletindenden evladır" diyen Arabın sürekli haklı çıkmasını izlemekten çok yoruldum.

Kürtlerin isyan etmesine, ayrılık taleplerine kalbimden hem üzülüyor hem de çok kızıyorum...

Ama bir de oturup serinkanlı düşününce..

Bu yasaları, bu mahkemeleri bu polis sistemini düşündükçe..

Kürtler vazgeçse bile yarın bir gün Karadenizlisi, Edirnelisi, Pomağı, Antalyalısı da ayrılmak isteyebilir bu ülkeden..

Bu ülkede gerçek Liberal, gerçek adil insanlar, sağcısı solcusu önce HSYK yı kimin seçtiği, okula başörtüsü ile mi girileceği gibi tali konuları bir yana bırakıp, önce en temel hakların yani yaşama ve mal, ırz güvenliğini koruma altına almanın kavgasını vermeliler.

5 kişiyi öldüren adamların 5 yıl yatıp çıktığı, basit bir konudan komşusunu tehdit eden adamın şikayete rağmen tutuklanmadığı, arkasından tehdit ettiği adamı herkesin önünde bıçaklamasına rağmen "Türk adaletinin"tutuksuz yargılama kararı aldığı, ev sahibinin kiracısını 10 yıl çıkartamadığı, alacak senedi sahibinin 5 yılda senedi paraya çeviremediği, sorumsuzca her yere açılan çukurlara düşen ölen ve yaralanan insanların sahibinin olmadığı, yolda dövülürken polise imdatt diye bağıran kadının feryatlarına kafasını çevirip hemen ordan bizzat sıvışan polisin olduğu (bizzat gördüm), aydınların ise sadece HSYK atamaları ve kimin başını kimin poposunu nasıl bağladığı ile uğraştığı yerde vatandaşlarımdan umudu kestim.. Üniter devlet lafından başka hiç bir şeyi düşünemeyen paranoyak Kemalistlerden de...

2010 yılında hala merkezi kumanda ekonomisi ve Stalin hayranlığından, akordu bozuk sazdan başka çalgı bilmeyen Türk solcularından da umudu kestim..

Milliyetçilik olarak hala 1000 senedir Toros dağlarında koyun otlatma ve tezekle ısınmanın ötesine geçemeyen Anadolu Türkmenlerinin  Koyun ve keçe ile sınırlı vizyonlarının ötesine geçemeyen Türk milliyetçilerinden de..

300 yıllık liberalizmi baş bağlama özgürlüğüne odaklayan tarikat beslemesi yerli malı liberallerden de..

Daha 100 sene önce tükürükle sopa ile Filistinden kovulduğunu unutup gazze fatihliğine soyunanlardan da..

Ulu Tanrı belki bir gün.. gerçek mağdurların, namuslu insanların gözyaşlarını görür diye ümit ediyorum..

(Bu yazı dostum Serdar Aktan tarafından kaleme alınmıştır.)

Etiketler : , , , , , , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank