Adalet ve Sevgi!
Değerli okur, dünya “SEVGİ” ve “ADALET” üzerine kurulmuştur.
Hiç kimse sevmeye başlamadan yaşamaya başlayamaz.
En büyük sorumluluk, “SEVGİ” ve “ADALET” sorumluluğudur.
Sevginin ve adaletin sorumluluğunu başaran her birey hayatın tüm sorumluluklarının üstesinden gelebilir.
Sevmenin ve sevişmenin ayıplandığı, utanıldığı bir muhafazakar ortamdan gelsem de “SEVGİ” konusunda asla tutucu olmadım ve düşündüklerimi şekil ada oluğu gibi “MERTÇE” paylaştım.
“Şimdi nerde uyuyorsun SEVGİLİM, hangi yıldıza yasladın başını. Ben hasretini yastık yapıp kalbimin ağrıyan tarafına dönüp uyuyakalırım şimdi.
Kokun siner rüyalarıma bakarım yoksundur hala her sıçrayıp uyandığımda.
Bekletme a benim yıldız gözlüm. Bir “EYLÜL” sabahı sen yağmurlu pencerenden bir gökkuşağı gibi göründüğünde sevgilim, kalbim bir çiçek misali başını kaldırıp bakar ay yüzüne.
Şükür “SEVMEK” var.
Şükür aşk var. Yoksa neye yarar bu kadar yaşamak.
Neye yarar harfler “seni seviyorum” demek olmasa, neye yarar faceboouk bunu duvarında bir bayrak gibi dalgalandırmazsa.
Ey yar, ben senin gönlünü Hz. Yusuf’un kuyusu bilmişim. İbrahim ateşi, Nuh’un tufanı, Mısır’ın zindanı.Yakmışım tüm limanlara açılan gemilerimi. Aşkın kalesinin kapısına bağlamışım kendimi.
Kalbini vermeyen bir şehit gibi savaşıyorum.
Bütün sevdalardan yenik ayrılsam da bu yola baş koymuşum ey yar, çarmıhta benim sırtımda, dikenler de ayaklarımın altında, çok sevmekle beni korkutma boşuna…
Pazartesi gözlerindir, salı ellerin, çarşamba saçlarındır, perşembe yanakların. Pazardır adı kucağında yatmanın. Ocak kalbindir, Şubat kirpiklerin, Mart omuzlarındır, Nisan parmakların.
EYLÜL’dür adı beni öpen dudaklarının.
Velhasıl sevgilim; günüm sensin, ayım sen. Tıpkı takvim yaprakları gibiyiz senle ben. Sensiz nasıl yaşayamam bir bilsen, bir bilsen.
Yaşadığım günlerden bir şey öğrendim sevgilim.
Doğan güneşten, batan aydan, geceleri parlayan yıldızlardan, tüm insanlardan bir şey öğrendim.
Yusuf gibi yalnız olduğumu asıldığım çarmıhlardan öğrendim. İsa gibi sırtımdan vuranların dost-larım olduğunu da.
Velhasılı “SEVGİLİM” biz, diktatöründen askerine, kedisinden köpeğine, ağacından çiçeğine hiç bir canlıyı öldürmememiz gerektiğini öğrendiğimizde “HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNE İNANAN “İNSAN” LAR” olmayı becerebileceğiz demektir.
“HAK”, “HUKUK” ve “ADALET” anlayışı asla vicdanla yaşamanın ötesine geçemez.
Rabbimiz! Kalbimize kelebek kanatları ver bizim, ver ki SEVELİM ve insana benzeyelim.
NOT: İstanbul Tüyap Kitap Fuarındaki İmza Günlerim 20 Eylüle kadar devam etmektedir. Tüm okurlarım davetlidir…
ATATÜRK KÖŞESİ
Adalet Mülkün Temelidir…
DÜŞÜN-TAŞIN
Sevgi sorumluluktur..
GÖNDERMELER
-Tüm dünya kitapseverlerinin, İstanbul Tüyap Kitap Fuarına akın ettiğini biliyor musunuz?
-Başta Kadir Topbaş olmak üzere İstanbul’da yaşayanların olası bir depremin endişesini taşıdıklarını duydunuz mu?
-İstanbul Tüyap Salon 2/106 B, MY Kitap Standında 20 Eylül’e kadar gün boyu kitaplarımı imzaladığımdan haberiniz var mı?
-Adanalı Yuksel EVSEN’ in gelecekle ilgili politik atraksiyon kulislerinin İstanbul medyasında konuşulduğunu biliyor musunuz?
-Togan Yayınlarından yeni çıkan, Ekmel Ali Okur’un “Aklını Şey(H)inin ipine Asanlar” isimli kitabının fuarın en gözde kitapları arasında olduğundan haberiniz var mı?
-Beni stantta bulamayan Kozan eşrafından Duru ÇİFTÇİ’ye bir acı kahve borcumun olduğunu biliyor musunuz?
-Benim ifademle ‘Tüyap Fuarının İmparatoru’ (kendisi bunu kabul etmiyor!) Bülent ÜNAL’ın Adana Sevdasının sırrının sırrını biliyor musunuz?
-“Şeytanda, Aşkta dumansız ateştendir” diyen Adanalı gazeteci Serdar Aydın’a katılmayan var mı?
-Üç sınıf esnafı iflah olmaz kategorisinde gören kendisi de bu üç sınıftan birisine dahil olan Hüseyin Bayrak’ın, 100 küsur kurbanlığının elinde kaldığını uydunuz mu?
-“Adil Hizmet Şiarımdır.” diyen Yüreğir şehremini Çelikcan’ın, Yenidoğan’ daki 2181 sokağın isyan eden sakinlerinden haberi var mı?