Açtım Gözümü, Çektim İçimi…
“ Ege’de patlayan ihracat;
Türkiye’yi ikiye katladı”
Dedik, ekledik:
“ Çek kulağını, vur tahtaya”
Ok, balta, mızrak, bıçak benzeri karşılık yağdı:
Dediler ki:
“ Aç gözünü, çek içini… Bir de ithalata bak!”
*
Amaç; başarı, güzelliği sergilemekti.
Ege insanının emeği, beyni, sermayesi, sonradan kazandığı becerisi, dış pazarı öğrenmesini dile getirmekti.
Hep olumsuzluk görecek değildik ya…
*
Bir de sözümüz vardı.
Çerçeveyle ayrılmış bu köşe sizlerin, hepimizin.
O nedenle, isteğe bağlı, karıştırdık defteri.
İthalatımıza baktık.
Gördük ki, dengesizlik var. Doğru.
Makas açılmış, daha doğrusu dibe dayanmış.
*
2010 yılında…
İthalat, ihracatı üçe katlamış.
Eylül sonu itibarıyla 130 milyar dolara dayanmış.
Dış ticaret açığı, bir önceki yıla oranla yüzde 79 artmış.
Sermaye malı ithalatı, bir ayda yüzde 25 daha çoğalmış.
*
Bağlantılara bakılırsa…
Yılsonuna kadar ithalat rekor kıracak. Dış açık iyice yırtılacak.
*
İthalatın, ilginç ve acı bir yönü de…
100 ülkeden tarım ürünü getirtmemiz.
ABD’den pamuk, Sri Lanka’dan çay, İtalya’dan bakla, Çin’den sarımsak, Panama’dan muz, Meksika’dan nohut, Kanada’dan mercimek mutfağımıza girmiş.
*
Türkiye’nin tarım alanı, Lüksemburg’un yüzölçümünün 95, Danimarka’nın 5,6,İsviçre’nin 5,9,Belçika’nın 8 katı, İngiltere’nin tümü kadar ama maalesef böyle.
Canlı hayvan ithalatı mı?
Dokuz ayda, geçen yıla oranla yüzde 312,3 artmış.
Bir de detay verelim.
Balıklar, kabuklular, yumuşakçalar ve omurgasız hayvanlara da 90 milyon 159 bin dolar ödemişiz
*
Oldu mu?
Açtım gözümü, çektim içimi.
Istırabım, mutluluk verdi mi?
************************
