Açıköğretimlilere Tarihi Çağrı
Bugün çok önemli bir konuyu kaleme alıyorum, başlı başına insanı hedef alan sonuçları itibariyle sınıfta kaldığımız bir konu: AÇIKÖĞRETİM (üniversite)
Ordu üniversitemizde bu yıl yaklaşık 15.000 öğrenci var. Ordu’da açıköğretim üniversitesine kayıtlı öğrenci sayısı yaklaşık 15.000 civarında, bunların yaklaşık 2.500’ü yeni kayıt Dolayısıyla Ordu Üniversitesi ölçeğinde önemli ama ihmal ettiğimiz bir konuyu masaya yatırıyoruz.
Buradan hareketle bir genellemede yapmakta fayda var: ortalama olarak illerimizde normal eğitim kadar açıköğretimde okuyanında olduğunu farzedersek abartmış olmayız diye düşünüyorum.
Üniversitelerimizin siyasal bilgiler, iktisadi ve idari bilimler, işletme, iktisat vb. fakültelerinin genel olarak; işletme, iktisat, maliye, çalışma ekonomisi, uluslararası ilişkiler, kamu yönetimi olmak üzere 6 bölümü bulunmaktadır. Her fakültede tamamı bulunmayabileceği gibi, bazen her bir bölüm müstakil bir fakülte şeklinde de olabilmektedir.
Ben Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye bölümü mezunuyum, dolayısıyla iyi bildiğim bir konuda, hatta “eşekten düşmüş” birisi olarak yazıyorum.
Bu altı bölümün mezunlarının; bankalarda, bakanlıklarda, üst kuruluşlarda müfettiş, uzman, kontrolör, denetmen vb. ünvanlarla A sınıfı devlet memuru olma hakkı bulunmaktadır.
Bunun için okul bittiğinde 3 aşamalı sınavlarımız var. Önce KPSS-A ya (cumartesi öğlene kadar + Pazar sabahtan akşama kadar) gireceksiniz ki burada torpil yoktur.
Ardından buradan alacağınız puanın yüksekliğine göre bahsettiğim kurumların ilanlarını takip ederek ilgili kurumların yazılı sınavına gireceksiniz ki burada da torpil yoktur. Son olarak bu kurumların yazılı sınavını kazandığınız takdirde mülakata gireceksiniz.
Mülakatlarda 3 şeye bakılmaktadır: 1. Bilgi, 2. Kılık kıyafet, kendini ifade edebilme yeteneği, hitabet, 3. Referans.
Yazılı sınavlarda kağıdına göre değerlendirme yapılarak genelde çoğunluk elenmekte, mülakat sonrası alınacak sayıya yakın, bazen birkaç katı aday kalmaktadır. Bu sınavlar genelde haftada bir, hatta bazen haftada birkaç defa olmaktadır.Bir adayımız yazılı sınavı geçtikten sonraortalama bazen ilk mülakatta bazende birkaç sınavda elendikten sonraki mülakatlarda kazanmaktadır.
Emin olun mülakatlarda her 10 sınavdan 3-5 inde referans etkili olmaktadır. Bazılarında ise sadece kişiliği sorgulanmakta, belli şeylere zaafının olup olmadığına bakılmaktadır.
Kıymetli okurlarım, anne babalar, bu hakların tamamı açıköğretimde okuyan öğrencilerimiz içinde geçerlidir. Hatta diplomalarında açıköğretim mezunu oldukları dahi yazmamaktadır.
Açıköğretimde okuyup mezun olan öğrencilerimizin çoğu bu sınavlara hazırlanmamakta, girmemekte, hazırlanmadan girerlerse de başarılı olamamaktadırlar.
Kıymetli açıköğretimliler, sorun nerede biliyor musunuz, ben üniversiteyi okurken iş aramadım, okulun dışında konferans, seminer, eğitim vb. kendimi geliştirici alanlarda vaktimi geçirdim. Bitirince önümdeki engelleri biliyordum, ona göre hazırlıklarımı yaptım, KPSS-A ya hazırlandım, yüksek puan aldım kurum yazılı sınavlarını takip ettim, birkaç tanesinde elensem de sonunda istediğim bölümü kazandım ve iş hayatına atıldım.
Bana nerede okuduğum sorulduğunda başım dik bir şekilde üniversitemi, bölümümü söyledim.
Açıköğretimde okuyan bir kardeşimize soruyorsunuz “nerede okuyorsun” utana sıkıla açıöğretimde diyor, okula kayıt yaptırıyor başlıyor iş aramaya. Burada velilerimizin ve toplumun baskısının rolünün de büyük olduğunu söylemeliyim.
İş aramayı bırakın, sizin bir üniversiteniz var, siz üniversitelisiniz, donanımlı hale gelme ve hayata hazırlanma fırsatlarını iş arayarak öldürmeyin. Derslerinize çalışın, konferans seminer sosyal etkinlik vb. birçok programı takip ederek kendinizi geliştirin.
Nerede okuduğunuzu soran olursa da gururla açıköğretimde okuduğunuzu söyleyin, okulda göreceğiniz; mikro iktisat, makro iktisat, genel muhasebe, kamu maliyesi, maliye teorisi, maliye politikası, vergi, bütçe, para-banka, idare hukuku, anayasa hukuku, borçlar hukuku, medeni hukuk ve ticaret hukuku derslerine sadece sınıf geçmek için değil, aynı zamanda üniversiteyi bitirdiğinizde ki KPSS-A, kurum yazılı sınavları ve mülakatlarda karşınıza çıkacak temel dersler olarak bakın ve öyle hazırlanın.
Böyle yaparsanız ne mi olacak? Bahsettiğim bölümlerden birini kazandığınızda 3.000 TL maaşla başlayacaksınız. Nitelikli ve gurur duyduğunuz mesleğiniz olacak, bu kadrolara bahsettiğim ünvanlara yardımcı sıfatıyla başlayacak, 2-3 yıl sonra müfettiş, kontrolör, denetmen, uzman gibi gerçek ünvanınıza kavuştuğunuz gibi seyyanen maaşınıza da 1.000 TL ilave edilecek ve siz aslında 4.000 TL maaşla saygın ve nitelikli bir mesleğe başlamış olacaksınız.
BU KONUYU ÇOK KONUŞMAMIZ LAZIM, BU KONUYU ÇOK YAZMAMIZ LAZIM
Başınız dik, gözleriniz güleç, kalbiniz kıpır kıpır, beyniniz donanımlı olmanız ve hayata sıkıca tutunmanız temennilerimle başarılar diliyorum.