Açıklama ve Gül Dikeni
Şükür Allah’a…. Her yazımız bir araştırma, bilgi/belgelere dayanan, yaraları ve hastalıkları neşterleyen özellik taşır.
Köşeleri doldurmak, birilerine dalkavukluk yapmak, menfaat için yazı yazmayız, kimseleri karalamayız. Sert ve dürüst bir samimiyeti, riya perdesi altında saklanan yapmacık nezaketten üstün tutar; eğilmeyiz, gerekirse kırılırız.
İnsan da bir irade hürriyetinin mevcudiyetini, buna bağlı olarak da hayır ve şerrin işlenmesinde kişinin tamamen hür olduğunu kabul eden zühd ve takvâ önderi, Tefsîr ve hadîste tenkid edici fakat gerçekçi bir görüşe sahip, Müslümanların ibâdetlerinde mevcut İsrailiyyat'ı yanlış inançlardan kurtarmak için, korkusuzca mücâdelesini sürdüren, isyan etmeden, halifelere bile açıkça hatalarını söylemekle, cesaret örneğini gösteren, Haccâc b. Yûsuf'un zulmüne karşı kafa tutan,Iraklı Hasan-ı Basrî, Tâbiînin büyüklerinden. Zâhid, muhaddis, fakîh ve müfessir Hasan-ı Basri değil, yayın politikası ve formatı belli OLAY Medyada, TÜRKÜ DİYENLER Programının yapımcısı HASAN BASRİ bizi telefonla aradı.
Âşıklar Şölenine Gölge düştü, başlıklı yazımız sadece bazılarını değil, Hasan Basri’yi de rahatsız etmiş, kızdırmış olacak ki, uzun bir telefon görüşmesi yaptık. İlahi aşktan, hoşgörüden, Alevi ağzı kalıplardan, âşıklardan girdi, yaşına göre boyundan büyük meselelerden çıktı..İnşaallah almıştır, manevi payını aldı ve telefonunu kapattı.
Hasan Basri’nin fikri yapısını biliriz, kendi de zaten inkâr etmiyor. Musa Eroğlu, Emre Saltık, Ali Ekber Çiçek, Sümer Ezgi, Selda Bağcan, Cem Karaca, Arif Sağ, Mahzuni Şerif, Ferhat Tunç, Edip Akbayram, Erdal Erzincanlı ve Hüner Coşkuner gibi ideal ve ideolojilerine türküleri alet eden meşhurları (!) türkü programlarına davet eden, dekolte bayanlarla program yapan, zaman zaman müzik coşkunluğunda göbek atan bir genç ve nasıl oluyorsa ilahi aşk…
Yıldırım Belediyesi 7. Âşıklar ve Şairler Şöleninde sunuculuk yapan Hasan Basri’nin bu işi beceremediğini, ileri/geri konuşmalarla hata yaptığını yazmıştım, rahatsız olmuş, üzülmüş…”Kütüphaneye gel, sana lazım olan ilim/irfan incilerini, ilahi aşkın güllerini….. al” dedim. Önce gelmem dedi, sonra da gelirim dedi..
Kendisine telefonda söyledim, tekrar edeyim; bu tür konular, Hasan Basri gibi çocukları aşar, lafla ilahi aşk, hoşgörü, falan/filan olmaz, türkücülerle peynir gemisi yürümez. Ticari zihniyetle ekranlarda program yapmakla ilim, edep/erkân, hele âlim olunmaz..Birçok fırın ekmek yemek, rahleye oturmak, günah çukurlarından kurtulmak, helal yemek, zinadan kaçmak gerekir.
Gönül fırınından yeni çıkan bir gül dikeni ile Hasan Basri’ye seslenelim:
GÜL DİKENİ:
ESİYOR
İŞE BAK HELE; HEM KEL, HEM DE FODUL,
AÇMIŞ TELEFONU, AHKÂM KESİYOR,
BÖYLELERİNE GEREKMEZ Mİ MODUL,
KURU TEHDİT, LODOS OLMUŞ ESİYOR
…………………………
NE DİYEYİM?
YOSMAYA “YOSMA” DEDİK KOPTU KIZILCA BİR KIYAMET,
“ETİNİ, BUDUNU, SESİNİ” SATANA NE DİYEYİM?
HERHALDE BUNLAR SAYILI BİR KAÇ KIYAMET ALÂMET,
KALMADI HELAL LOKMA, DOYMAK İÇİN BEN NE YİYEYİM?
……………………….
VURUYOR
EDEP/ERKÂNDAN, AŞKTAN DEM VURUYOR,
BOZUK ZEMBEREKLE SAAT KURUYOR,
HEM SUÇLU, HEM GÜÇLÜ, HESAP SORUYOR,
AVUKAT OLMUŞ, KENDİNİ KORUYOR.
KEMÂLİ