Açık İmza İle Anayasa Yapılır mı?
Vatandaş, beni temsil etsin diye vekâlet verir. Hukukta ve idarede asli kurallardandır, “vekâlet verenin vekâleti olmaz”. Ya vekil vekâleti kuralına göre yerine getirir ya da yetki sahibine rücu eder. Yani sine-i millet dedikleri şey.
Bir anayasa yapım sürecindeyiz. Şöyleydi böyleydi derken şimdi de ortaya vekillerin açığa attığı imza skandalı patladı.
Vatandaşın biri bilmeden “açığa” yani üst kısmı boş bir kâğıda imza atarsa ne olur? Tabii ki donuna kadar alabilirler. Milletin vekili açığa imza atarsa ne olur peki? O zaman da koca milleti donuna kadar soymazlar mı?
1 Nisan şakası falan yapmıyorum, Türkiye’de olan bir şeyden bahsediyorum.
Deve dişi gibi vekiller, “Ben bilmem kocam bilir” der gibi boş kâğıda imza atmışlar. Yani “Herifim ne derse razıyım” derlerdi ya kadınlarımız, aynen öyle...
“Kel başa şimşir tarak” dedikleri bu olsa gerek. Aldığı sadaka karşılığı oyunu veren vatandaşın vekili de ancak bu kadar olurdu.
İşgüzarlığın açığa çıkınca yırtmak için vekil olmuşsan, mahallende muhtar bile seçilemeden işaretle vekil seçilmişsen, birilerinin elinin altında pis işlerine ait bir sürü dosyan varsa tabii ki sen bilemezsin… Ümüğünü sıkan kimse o bilecek. Koyacak boş kâğıdı önüne, sende “Okudum anladım destekliyorum” diye imzalayacaksın.
E haydi bunu geçtik. Bunlar vekildir, toydur, çok da anlamaz anayasa işinden. Ya TBMM Başkanı’nın imzasının ne işi var taslakta. 15 senedir vekilsin, birçok kere bakanlık yaptın, vatandaşa bize oy vermeyen belediye hizmet alamaz demesini bilirsin de parti çalışmasında imzan olmayacağını bilmez misin ey yüce başkan?
Alın size meclisin kutsal iradesi. Vekiller bunlarsa isterse 550’si de imzalasın kaç yazar?
Meclis Başkanı’nı da geçtik, ne de olsa dünün en fanatiklerinden. Heyecana gelmiş “Verem bizim bahadırlara bir destek” demiş şöyle bir çiziktirmiştir diyelim.
E koca cumbaba, sana ne oluyor da “O imzalamışsa biz de çizeriz” diyorsun. Ayıp etmiyor musun? Sen bizim cumbabamız mısın meclis başkanının patronu mu, AKP’nin reisi misin? Hem milletin meclisinin başkanını çizmek bu kadar kolay mı? Kolaymış meğerse…
.
.
.
Gelelim anayasa tartışmalarının kendisine;
Eğer ki birileri bir anayasa yapacaksa önce partilerden başlanacak. Partilerimiz parti değil sanki Alkadraz. Başkan ve başbakan diyor ki: “Anayasa çalışmaları var, zinhar Ankara dışına çıkmayasınız!”. Mübarek hapishane sanki. Vekiller de herhalde göze girmek için bir mücrim edasıyla “Olur devletlüm, ne haddimize, çişe bile gitmeyiz” demişlerdir.
Şimdi sormak lazım gelmez mi: Vekil parti reisinin talimatıyla oturup kalkıyorsa buna da hiç kimse el atmıyorsa anayasa dediğin kaç kuruş eder bu memlekette?
Parti başkanlarının “çiftlik ağası”, milletin vekillerinin “maraba” olduğu bir sistemde yapılacak anayasada sizce kaç kişinin borusu ötecek?
Zaten perşembenin gelişi çarşambadan belliydi.
Diyorlar ki, falanca filanca işler “odak oluşturma” suçlaması için göz önüne alınamaz. Bu düpedüz “Sabitleşen bir suçu anayasa eliyle suç olmaktan çıkarmaktır”. Devleti yıkmak için faaliyette bulun, ama anayasada bunun yeri olmasın. Maksat yeterince ortada değil mi?
Diğer bir husus da anayasa mahkemesine üye seçimi.
Mübarek üye seçimi mi iş bulma kurumu mu? Eş dosttan ne kadar eleman varsa hepsine kadro açıyorlar sanki.
Anayasa Mahkemesi’nin başında “İktisatçı Başkan” görmeye alışmıştık. Artık üç koyunu güdebilen herkes anayasa mahkemesine üye olabilecek. Koyun deyince bizim köydeki koyunları kastetmiyorlar tabii ki. Gerektiğinde açığa imza atacak kadar ehil olanları kastediyorlar.
Zaten birini hazırladılar bile. Hani mahkeme üyeliği için “Üst düzey devlet görevinde bulunmuş olma” şartı var ya şu an. Ayrıca mahkemenin raportörü mahkemeye üye olarak atanamıyor. Ama şartları taşıması için AKP Kapatma Davası’nın olumsuz görüş bildiren raportörü 31 günlüğüne üst düzey devlet görevlerinden kabul edilen Müsteşar Yardımcılığı’na atandı, şimdi de mahkemenin yedek üyesi.
O ne ala memleket. Kapatma Davasında olumsuz görüş bildir, 31 günde üst düzey kamu görevlisi sınıfına geç şimdi de yedek üye ol.
Kusura bakmayın ama bizde derler ki: “Al sana bir kaya, nerene dayarsan daya!”
…
E hayırlı olsun artık. Değil odak olmayı hangi suçu işlerse işlesin kim kapatabilir AKP’yi?
Olay zaten baştan çarpık.
Aynen HABUR AÇILIMI gibi.
Aynen filin züccaciye dükkanına dalması gibi.
AKP de neden bu usturupsuzluk ?
Neden her şey aceleye getirilip işler daha da çorba oluyor ?
Müslüman olduklarının her fırsatta reklamını yapanlar neden ACELE ŞEYTANDANDIR ayetini görmezden geliyor ?
ANAP da geçmişte böyle mıçıp batırmıştı, her işi aceleyle yaptılar şimdi hala o yanlışların ceremesi çekiliyor.
ABD BOP projesi işliyor ve Mahir Kaynak bu durumu çok güzel açıklamış. Benim sitemde e-kitabı var M.Kaynak ın
Nisan 3rd, 2010 at 08:10http://www.ugurozaltin.tr.cx