Acı kiraz
Romalı düşünür Seneca der ki, “Hafif acılar konuşabilir ama derin acılar dilsizdir! Çektiğim hafif acılar beni de konuşturuyor. O yüzden paylaşabiliyorum. Acıları derinleştirmeden devam etmek lazım ki acılar dilsiz kalmasın!”
Sokağımızdaki çukuru konuşuyoruz. Tramvay sağdan gitsin, soldan gitsin tartışıyoruz. Gökdelenleri planlıyoruz.
Ama bu çağda, kentin bir ucunda yaşanan ilkelliği, cehaleti, toplumsal yarayı bilmiyoruz, bilsek de üzerine gitmek gibi derdimiz yok. En azından resmi kurumların yok!
Kiraz ilçesinde zorbalığın adı kız kaçırma. Şehrin dibinde, elinde cep telefoyla konforizimi yaşayan ama gelenek görenek kisvesine saklanıp zorbalığı normalleştiren bir garip anlayış sürüyor. 12 yaşına gelen kızlara, kaçırılacak tavuk gözüyle bakılıyor. Adam, yaşı kaç olursa olsun ya da evli gözüne kestirdiği kızın ailesine aracı gönderiyor.
OLAĞANDIR!
Çoğu zaman en yetkili mercii, muhtar, azalarıyla gidiyor eve. Sanırsınız yüce devlet işini hallediyorlar. Ailelere, 8 bin TL’den başlayıp 18- 20 bin TL’ye uzanan paralar teklif ediliyor.
Ailenin rızası varsa ne ala. Ama aileler kanmaz, hayır derse durum kızların kaçırılması için meşru zemin oluştu anlamına geliyor.
Kaçırılarak, resmi nikah yaşları gelinceye kadar evlerde saklanıyorlar. Tabii köyün ileri gelenleri yine devrede.
“Olanlar oldu, sesinizi çıkarmayın hem namusunuzu kurtarın, üstüne de şu kadar parayı alın, güzellikle halledilsin bu iş”
Ailelerin çoğu cahil, biçare. Paralar alınıyor, belki komisyonlar veriliyor, hemen bir imam nikahı.
Yalnızca 2015 yılında, 20 aile kızları kaçırıldığı gerekçesiyle resmi mercilere başvurdu.
Geçmişte, konuyu farklı yönlerden yazmışlığım vardır. Bilhassa Kiraz’da kaçırılma olaylarının üzerine gidilmesi gerektiğini vurgulamıştık.
Şimdilerde ulusal bir kanal, 14 yaşındaki Şerife’nin ailesinin kızlarının kaçırıldığı başvurusuyla drama eğildi ve her gün bir başka gerçek ortaya çıkıyor.
Programı izleyenler görmüşlerdir, Şerife’nin annesi daha 30’lu yaşlarda, kendisi çocuk, üstelik teyzesinin oğluyla evli. Kızı için ağlıyor.
Programa bağlanan köy muhtarı yüzsüz “İlk defa 14 yaşında kaçırılma ilk defa oldu. Ama 16 -17 yaşlarında kaçırılma olur, olağandır” diyor. Doğuda geçen bir film sahnesi değil, bu ülkenin en çağdaş kentinde yaşananlar bunlar...
FATMA’DAN HABER YOK
Mesela 12 yaşındaki ortaokul öğrencisi Fatma Uzun’dan hala haber yok. Ortaokul 8. sınıfa taşımalı eğitimle gidip gelen Fatma’yı, evli ve 5 yaşında çocuğu olan bir adamın kaçırdığı iddia ediliyor.
Fenası ilçede duruma o kadar alışılmış ki kaçırılmayan kızlara evde kalmış gözüyle bakılıyor. Nerede? Yanıbaşımızda. Maalesef tablo bu...
Derin acıları konuşmadığımız sürece yüzeysel büyümelere devam edecek, gökdelenleri birbirine ekledikçe gelişiyor sanmayı sürdüreceğiz.