Abdulhamid’den Sonra Recep Tayyip Erdoğan
Bana göre mevcut liderler içinde en büyük Türk milliyetçisi bu adam. Hatta Abdulhamid rahmetliden sonra gelmiş geçmiş en büyük aksiyon adamı.
Necip fazıldan beslenmiş, milli ve manevi değerlerimize sahip çıkan, Türk dünyasını birleştirmek için çaba sarf eden, Türk milletinin İslam dünyası üzerindeki liderlik vasfını canlandırmaya çalışan, kısaca sekiz yıla sığmayacak bir mücadeleyi sekiz yıl içerisinde belli noktaya getiren ender bir siyasetçi. Statüko peşinde değil, Osmanlı gibi tüm renkleri, Türk bayrağı altında tutmaya çalışarak buna göre devleti yeniden yapılandırmaya çalışan bir adam. Bu adamın değerini bu gün anlamayanlar yarın geç kalmış olacaklardır. Ülkesini milletini, maddi ve manevi değerlerini seven herkesin bu adama destek vermeleri boyun borcudur tarih bir vebaldir, yarına istikbaldir.
Çok sevgili dostum Haydar Okur, benzer bir yorumu face’de yaptığımda bana kaygılarını dile getiren bir mesaj gönderdi. Mesajında kısaca, hükümetin, memleketi bölmeye çalıştığını referandum evet çıkarsa bunu büyük ölçüde başaracaklarını söylüyor.
Türkiye Cumhuriyeti devletinin adını değiştirmeye, bayrağını değiştirmeye, sınırlarını küçültmeye, dilini değiştirmeye, dinini değiştirmeye kimsenin gücü yetmez. Bunu deneyenleri gördük. Bu zamana kadar “laiklik Cumhuriyet” Laik devlet” dayatmaları ile dinimizi değiştirmeye çalışan, dahası inançlarımızla alay eden, Başını kapatanlara örümcek kafalı, mütedeyyin insanlara göbeğini kaşıyan adam, ve sair gibi hakareti kendilerine hak olarak gören, memleketin tek sahibi kendilermiş gibi tepinen, sıkıştıkları zaman askerden medet bekleyerek kendi evladımızı bize düşman eden ihanet şebekesi ulusal martavalların tepelerine millet tepkisini Tayyip Erdoğan adı ile yumruk yapıp indirdi. İki seçimde de üst üste yumruğu tepelerine yediler.
Şok geçirdiler. Başta siyasetçisi olmak üzere ne kadar ,Askeri, yargıcı, hukukçusu, gugukçusu, sendikacısı, iş adamı velhasıl memlekette köşe başlarını tutmuş ne kadar statükocu yobaz varsa her taraftan saldırıya geçtiler.
Özellikle muhalefet kanadını temsil eden siyasiler Bunun sebebini kendi hatalarında arayacaklarına, saldırgan tutumları ile daha büyük hata yapıyorlar. Tayyip Erdoğan’a saldırmakla, hatalarını kapatmaya çalışıyorlar.
Tayyibe kızmaya kimsenin hakkı yok. Özellikle milliyetçilerin kızmaya hiç hakları yok. Önce kendileri neden iktidara gelemediklerini, milleti neden inandıramadıklarını düşünsünler, sebebini bulsunlar ondan sonra konuşsunlar. Bu millet kendilerine de güvendi yetki verdi. Ne yaptılar ? Ne yapabildiler? Yıllardan beri birilerini üzmemek için susuyoruz. Belki bir şeyler yapılıyordur diyerek bekliyorduk. Ama görünen o ki milliyetçilik öyle sloganlarla olmuyor. Madem sloganla olacak diye ısrar edliyor, o zaman şu mantık çıkar ortaya. Sadece milliyetçi olduğunu söyleyerek insanları partiye davet ettiğinde, eğer insanların sadece beş milyonu geliyorsa, o zaman bu ülkede sadece beş milyon milliyetçi var demektir. O zaman kalan diğer kırk milyon oy sahibi vatan hainidir bu mantığa göre. Ama öyle değil. Ortaya devleti yönetmek adına, devlet çarkını iyi çevirmek adına, ezilen insanlarımıza sahip çıkmak adına, Türk ekonomisini büyütmek adına ortaya ciddi bir plan program koyamayanlar başkalarının koyduklarını eleştirmeye çalışmaktan başka bir şey yapamazlar.
Bu gün referandumda bile görüyoruz ki; Ne CHP ne MHP anayasa maddelerini meydanlarda tek tek eleştirmiyorlar. Biri fındık fiyatları ile lâfebeliği yapıyor, diğeri askerlerin avukatlığını yapıyor. Sadece muhalif olmak için muhalefet yapmak statükocu zihniyetin işidir. Onlarında sarılacakları tek argüman “ Vatan elden gidiyor, vatan bölünüyor” nakaratından başka bir şey olmaz vesselam.. Müstahak size.