ABD Güdümlü Politika…
ABD güdümlü politika… Sayın Başbakan , ( yandaş basının çok abarttığı) Mısır / Tunus / Libya gezisinden döndü . Şimdi de ( hiçbir fonksiyonu olmayan , İsrail ve ABD maşası) Birleşmiş Milletler toplantılarına katılmak üzere , ABD ye gitti. Yolu açık , şansı bol olsun. Ümit ederim ve dilerim ki Obama’dan talimatlar alıp geri dönmesin… Talimat diyorum , zira Sn. Başbakanın Kuzey Afrika da yaptığı konuşmalara bakınca , çok şaşırdım. Şok oldum. Bu kadar vahim hataların nasıl yapıldığına , akıl sır erdiremedim. Olsa olsa ABD baskısı vardır diye düşündüm. 1 – Laiklik konusunda vaaz vermek , tavsiyelerde bulunmak , Sn Başbakana mı kalmıştır? Bu ne anlamsız ve garip bir davranıştır. - Türkiye, yüz yılı aşan bir süredir, hep laiklik istismarının çilesini çekmemiş midir? Laiklik dinsizliktir diye yorumlanmamış mıdır? Bu kavrama dayanarak ; her türlü insanlık dışı davranış / baskı / zulüm / yasaklama / aşağılama icra edilmemiş midir? Tüm darbelerim gerekçesi yapılmamış mıdır? -Bizim neremiz örnek alınacak “örnek alınacak Ülke” dir ? 1960 ihtilalinden bu yana bir türlü demokrasiye kavuşamayan , zırt –pırt darbe yapılan , İsrail ve ABD den talimat alan, tayinle gelenlerin seçimle gelenleri yönettiği ,seçim / sandık / oy kavramlarının hak ettiği değeri alamadığı , Askerin / Yargının / Üniversitelerin /Holdinglerin /Kartel Medyasının / Sendikaların vb. kendini üstün ve imtiyazlı sayan sınıfların , Türkiye Büyük Millet Meclisini takmadığı , gelir dağılımının bu kadar bozuk ve adaletsiz olduğu bir Ülke örnek alınabilir mi? - İslam Aleminde de laiklik dinsizlik olarak yorumlanmamış mıdır? Mısır ve Tunus laik değimliydi? Bu yüzden halka her türlü zulüm / baskı ve yasaklama uygulanmıyor muydu? ( Cezayir , Fas ve Suriye çok mu farlı durumdadır?) Halkın tepkisi , her türlü fikir ve inanç hürriyetini elde etmek için değimliydi? (İran , Suudi Arabistan ,ve Emirliklerinde gerçek İslam ile ilgileri yoktur. Şia ve Vehhabi taassubu vardır.) ( Türk Cumhuriyetlerinin tümü laiktir.
Hiç birinde demokrasi yoktur.Diktatörler tarafından yönetilmektedirler.) Laiklik ; kilisenin baskısından / zulmünden / sömürüsünden bıkan Hırıstiyan dünyası için gereklidir. İslamiyet de , bir ruhban sınıfı yoktur. Din bir zulüm ve sömürü aracı olmamıştır. - Nitekim; Mısır’da ihvan adına konuşan Mahmut Gazlan’ın tepkisi sert olmuştur.( Mısırda Müslüman Kardeşlerin oyunun %40 ı aştığı bildirilmektedir . Mısır da iktidar olurlarsa, Türkiye İlişkileri dostça olabilir mi?) 2- Halkın tezahüratı büyük olmuş , Başbakanımıza sevgi gösterileri yapılmış. Bir Türk olarak , gurur duyar , mutlu oluruz. - Ancak , bu ülkelerde , halkın gücü ve etkisi nedir? Yönetim kimde olacaktır? Elbette İsrail ve ABD’nin uşaklarında . Zira yapılanlar bir aldatmacadır, canbaz’a bak oyunudur. MOSSAD ve CIA , özel güvenlik şirketlerinin elemanları ile birlikte , bu olaylar düzenlenmiş ; miadı dolmuş uşakları şutlamış yeni uşakları iktidara taşımıştır.
Ortada , Arap Baharı filan yoktur. Tam bir göz boyama vardır.Bu ülkelerin zenginliklerinin sömürülmesinde yeni bir proje yürütülmektedir.Nitekim kısa bir süre sonra , parsayı kimlerin toplayacağını ve Türkiye’nin artıklarla yetinmek zorunda kalacağı görülecektir. Maalesef ; İslam Dünyası aciz durumdadır. Bir araya gelmekten yoksundur. Arap Birliği ve İslam Konferansı Örgütünün hiçbir fonksiyonu yoktur.( Bunu Somali ye yardım çalışmalarında gördük .) Hiç birinde demokrasi yoktur. Krallar ve Emirler de ( başta ABD olmak üzere ) sömürücü Batı’nın ve Rusya’nın kölesi durumundadırlar.( Aynı tabloyu Bosna Hersek ‘te gördük. En büyük desteği büyük bir iyi niyetle biz verdik. Şimdi gidin görün ki ABD ve Almanya baş tacı edilmektedir.Biz sadece baş sıkışılınca hatırlanmaktayız. ) - Kuzey Afrika gezisi bu kadar başarılı olmuşsa Mısır , niçin Gazze’ye geçiş izni vermemiştir? Niçin , Tahrir Meydanında konuşma yapılmasına karşı çıkılmıştır? Niçin her şeyi bu kadar abartıyor , liderleri havaya sokuyor, tevazudan uzaklaşıyoruz? Aynı Libya halkı , Sarkozy ve Cameron ‘a da tezahürat yapmamışmıdır? Libya Muhalefet lideri , kol kola pozla vermemiş midir? Velhasıl ,zahiri şeylere bakarak , havaya girmeyelim. Sonra hüsrana uğrarız. 3- Çok önemli bir diğer hata da ; sayın Başbakan’ın her gittiği yerde , her konuşmada , Suriye’ye saldırması ; kraldan çok kralcı davranmasıdır. Hani “sıfır sorun” politikası uygulanıyordu? Şimdi hiç dostumuz var mıdır? ( Suriye ve İran’ la bizi çatıştırmak isteyenlerin tuzağına düşmüş görünüyoruz.Irak ve Lübnan’ın , İran’a olan yakınlığını unutuyoruz.
Türk Cumhuriyetleri ile ilişkilerimiz soğuk , Özbekistan ile bir savaş etmediğimiz kaldı.Zira tam bir düşmanlık gösteriyorlar.Türkiye’de eğitim görmek dışında suçu olmayan çok sayıda genci hapishanelerde çürütüyorlar. Azerbaycan’a hiç güvenilmez.Devamlı kaprisli ve zaten Rusya’nın güdümüne girmiş durumda. Hiç biri , Ne Kıbrıs ne de terör konusunda bize destek vermiyorlar Dış politikada bu duruma nasıl geldik? ) ( İsrail / ABD / Almanya / Fransa /Ermenistan /Yunanistan /Bulgaristan /Avusturya /Danimarka / Norveç / İsveç /Belçika / Hollanda Vs. Vs. Vs. zaten düşmanlıklarını gizlemiyorlar. Teröre de her türlü desteği veriyorlar.) Peki biz neye güvenerek bu kadar kabadayılık yapıyor ve her kese posta koyuyoruz? Herkesi karşımıza alıyoruz? ( Çok destek verdiğimiz Hamas ve Filistin , bize bugüne kadar ne destek verdiler?Biliyoruz ki her zaman İran güdümünde oldular.) Tüm Arap ülkeleri sessiz ve pasif dururken , tek başımıza ucuz kahramanlık taslıyoruz.ABD vetosu ile suya düşecek Filistin Devleti konusuna angaje oluyoruz. 4- Bu gürültü içinde , Türkiye için çok önemli olan , (kısa süre içinde sırtımıza 7 Milyar Dolar dan fazla yük getirecek)” Füze Kalkanı” rezaleti de kim vurduya getirildi. Neymiş NATO Projesi imiş ! Bizi de koruyacakmış! Kim Yutar , bal gibi İSRAİL ‘i koruma ve silah satışı projesidir. Türkiye’yi İran ve Rusya ile karşı karşıya getirebilecek bir tuzak ve tam bir kazık . Liderlik havası basmaktan önce , gerçekten bağımsız olmalı , ABD ve İSRAİL ‘in emir eri olmaktan, haraç vermekten kurtulmalıyız..