Acı Öğretmen
Mehmet Serdar VURAL
Mavinin GÖLGESİ
İnsanoğlu hep mutlu olmayı ister. Başına birşey gelmesin, veya geldiğinde çabuk atlatsın ve böylece canı yanmasın ... . Ama ne yazıkki “yaşam” denen bıçkın deneyimler yoğunluğu, insanı farkında olunarak veya olunmayarak her köşe başında bekleyedurur, sırası geldiğinde ise sahneye fırlar ve sözlerini söyler.
Bu sözler, zaman zaman içimizi ısıtır, bize hayat verir, zaman zaman ise canımızı fena yakar. Söylediğim gibi, insanoğlu hep mutlu olmayı, başına hep iyi şeylerin gelmesini ister, o yüzden, iyi şeylerin olması, insaoğlu için bir mutluluk kaynağıdır; dolayısı ile de bir sorun yoktur. Peki ya kötü şeyler......?
İşte bu kötü şeyleri sindirmek, bir an önce etkisinden kurtulmak için binbir yol üretegelmiştir insanoğlu. Ama bu bana pek de doğru gelmez. Ben, hayatın zıtlıklar dengesinin yörüngesinde oluştuğuna inananlardanım, hatta bu yörüngenin olmazsa olmaz öğretmeninin de “acı” olduğunu düşünürüm. Acıyı bir öğretmen gibi görmek, onu sevmek, onu hep içinde taşımak, unutmamak veya onu zaman sürecinin odak noktasına oturtmak anlamına gelmez; bence.
Benim için acı, yaşamın bir diğer yüzü, insanlık terazisinin diğer kefesi, dengeler denkleminin ana bilinmezlerinden biridir.
İşte bu yüzden köşemin adı “mavinin gölgesi” olsun istedim.
Mavi, yani denizin ve gökyüzünün, sonsuzluğun mavisi, kokusuyla ve rengiyle huzurun, her türlü derinliğin bilinmezliği, aydınlığın güzel yüzü, mutluluğun renk ahengi ...
Mavi, yani insan doğasının ana renklerinden biri...
Aynı zamanda mavi, ingilizce karşılığı ile “blue”, yani bir anlamı ile “hüzün”..
Mavi (blue), yani anavatanlarında köle tüccarları tarafından yakalanıp, bilmedikleri, tanımadıkları, modern görünümlü, ilkel benlikli yeni kıta sömürgeciliğinin dayattığı köle yaşam biçiminin oluşturduğu hüznün, tarlalarda, gece inlemelerinde hayat bulmuş, melodileşmiş, gülümserken gözyaşı döken, gerçek insansı yüzü...
Yani köle türküsü.......
Yani “blues” .........
Acı bize hüznü sunar. Sunulan bu acı tepsisinden; yenik düşmeden, kin gütmeden, bağırıp çağırmadan, sinmeden, korkmadan, çekinmeden, başını dik tutmayı becererek; birşeyler öğrenmek, insan için bulunmaz bir zenginliktir.
Acıyı ve hüznü “öğrenmek”; mutluluğun kıymetini bilmektir!
Mavi Günler
Şu günlerde, ilaç gibi bir yazı oldu benim için.Yine siz, yine çok anlamlı ve her bir cümlesi paha biçilemez bir yazı. Elinize sağlık hocam.
Ocak 7th, 2009 at 21:22Hayat önce vuruyo,sonra öğretiyor hocam...
Ocak 17th, 2009 at 02:30Üstümüzdekileri bir bir çıkarıp silleyi çakıyor.Acıyı çeke çeke mutlu olmayı öğrenmek gerçek mutluluğu getirdiğine iananlardanım bende hocam..
Aynı şarkıyı söyleyebilmek dileğiyle .....