content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

28 May

7 Yıl Önceki Hürriyet’in Başlığını Anımsatan Konuşma ve AK Parti’nin Devrimci Kimliğine Dönmesi…

10 Şubat 2008 tarihli Hürriyet Gazetesi’nin manşeti şöyleydi: ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ MECLİS’TEN GEÇTİ: 411 EL KAOSA KALKTI  

Haberin spotunda ise şunlar yazıyordu: “Türkiye’yi bölen türban, 518 milletvekilinin 411′inden “kabul” gördü. Anayasa paketi Meclis’ten geçti. Kutuplaşma endişe yaratıyor.”

****
Bu haberi yapan ve manşeti atan dönemin Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, manşetten dört ay sonra, 8 Haziran 2008 tarihinde ise yaptığı manşeti ve haberi savunarak, şunları yazdı:
Evet bir kere daha aynı inançla ifade ediyorum. O gün 411 el kaosa kalkmıştır ve ispatı bugün bütün delilleriyle önümüzdedir. 

****

Türban konusunu Anayasa’yla oynayarak çözmeye kalkmayın. Çünkü öyle yaptığınız takdirde, bunu bir rejim meselesi haline getirirsiniz. Nitekim Anayasa Mahkemesi, yetkisini biraz genişletme pahasına, bunun bir “rejim meselesi” olduğunu içtihat haline getirdi. Üniversitelerde türban sorununu çözmek, artık eskisine göre de daha zorlaşmıştır. 

****

Meclis’te 411 elin kalktığı gün ile dün arasında geçen süreye gelince… Bu süreyi ne yazık ki iyi kullanamadık. Oysa bu dönemi, Türkiye’de herkesi birleştirecek, dini siyasetin kirli ellerinden alacak, özgürlükleri belli bir zümrenin, akraba taallukatın şahsi ihtirasları olmaktan çıkarıp bütün toplumun arzuları platformuna yayacak bir ortak zeminin oluşturulması için kullanabilirdik. 

****

AKP; Cumhuriyet’in temel değerleriyle bir meselesi olmadığını, rövanşist bir fanatik azınlığın esiri olmadığını bütün Türk halkına göstermelidir. Geldiğimiz noktada en tehlikeli şey, inatçılık olacaktır. 

****

Netice… 411 el kaosa yol açtı. Ama Anayasa Mahkemesi kararı kaosu bitirdi mi? Hayır bitirmedi. Kaosu bitirecek olan tek şey, azgın azınlığın çığlıklarına kulakları tıkayıp, ülkenin merkezindeki geniş makul çoğunluğu iktidara oturtacak zihniyete gelmemizdir. 

****
Dünkü gazetemizin manşeti ise şöyleydi: O GÜN 13 EL KAOSA KALKTI!
Esenyurt Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu hafta sonu Malatyalılar Derneği’nin yeni binasının açılışında yaptığı konuşmasında, 2014 yılında Beylikdüzü Belediye Meclisi’nde ezan tartışması yaşandığını gündeme getirerek; “CHP’liler Büyükşehir’in cami için ayırdığı 3 yere park yapılmasını istedi. Ezan sesini duymak isteyen evinde dinlesin dediler. MHP ve AK Partililerin oylarıyla bu gündem maddesi reddedildi. Bunlar da müslüman ama zayıf müslüman” demiş.

****
Dünkü gazetemizin manşetinde 2014 yılında Beylikdüzü Belediye Meclisi’nde yaşanan tartışmanın özetini verdik. CHP’li Meclis Üyesi Halil İbrahim Akpınar’ın Adnan Kahveci, Cumhuriyet ve Barış Mahallesi’nde 3 arsanın plan tadilatı yapılarak dini tesis yerine park olmasını istemesi, AK Partili ve MHP’li meclis üyelerinin oylarıyla ret edilmişti. Aynı mecliste Taşkın Ofluoğlu Büyükçekmece’de okunan ezanın Bandırma’dan duyulduğunu söyleyerek,“Ezanı duyamayan alsın bir ezan kaseti evinde otursun dinlesin” demişti. Ofluoğlu’nun önergesi, AK Parti, MHP’nin oyları ve CHP’lilerin büyük çoğunluğunun oyları ile reddedilmişti.

****
Esenyurt Belediye Başkanı Kadıoğlu’nun konuşmasında öne çıkan başlığın benzerini, türban yasağını kaldıran TBMM’nin kararına yönelik itibarsızlaştırmak için Hürriyet Gazetesi kullanmıştı.
Milletin iradesiydi esas olan…
Nasıl ki, millet iradesi türban yasağını kaldırırken, vesayetin ve ceberrut devletin merkez medyasının başı, özgürlük kararını nasıl itibarsızlaştırmak istemişse, zaman ise o başlığı atanları mahkum etmişse, Esenyurt Belediye Başkanına düşende konuşmasında, geçmişe benzer konuşmalardan kaçınmak olmalıydı. Ve konuşmasında örnek verdiği olay iki ayrı konuydu. 
Kadıoğlu’nu Kadıoğlu yapan yaptığı hizmetlerdir
Seçimler süresince ve öncesinde hizmet konusunda bölgemizde bulunan tüm belediye başkanlarına nal toplatan Necmi Kadıoğlu’nun, yaptığı hizmetler üzerinden konuşma yapmasının daha anlamlı olduğunu düşünüyorum.
Esenyurt’ta her gün en az iki temel atma ya da açılış töreni gerçekleştiriliyor.
Kadıoğlu, günlük siyasetin dilini kullanmaya başladıkça, hizmetlerinin gölgede kaldığını düşünüyorum.
Günlük siyasetin içerisinde söz söyleyecekse de, geçmişin ceberrut dilini hatırlatacak göndermelerden kaçınması gerekir.

****

Son 13 yılda ülkede devrim gerçekleştiren, ceberrut devleti dönüştüren, 90 yıllık anormal süreci normale çevirirken, anormali normal gibi görenler tarafından itibarsızlaştırma girişimlerinin en üst boyutta olduğu seçim kampanyasında, AK Partililerin kullandıkları dile mutlaka itina göstermeleri gerektiğine inanıyorum.
Eski ceberrut devletin dilini ve algısının kullanılmasını 13 yıllık AK Parti iktidarının yaptıklarına gölge düşürdüğünü görmek gerekiyor.

****
Yiğit Bulut gibi adamların ideolojik virüs sokmaya yönelik konuşmalarının, AK Parti’yi küresel dünyadan koparmaya ve 13 yıllık devrimci, reformist kimliğine zarar verdiğini düşünüyorum.
Ve AK Parti iktidarını ve devrimini en ufak bir sallanmada terk edecek olanların konuştuklarına ve ideolojik virüslerinin, AK Partili kadrolara sirayet etmesi 13 yıllık kazanımların daha ileriye götürülmesine zarar vermektedir.
Bu zararın nasıl olduğunu 8 Haziran sabahı göreceğiz.

****
AK Parti’yi var eden, geçmişe benzemek değil, geçmişle ayrıştığı alana dönmesidir. Bu alan ise, eski devletin kendisini yeniden üretmek değil, en başarılı olduğu hizmet alanına, ülkeyi zenginleştirme ve devleti demokratikleştirme politikalarına dönmesi gerekir. 

****
Esenyurt Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu’nun da, temel atma törenlerinde, açılışlarda diline daha dikkat etmesi ve de kendisine verilen bilgilerin doğruluğunu mutlaka teyit etmesi gerektiğini düşünüyorum. Başkan Kadıoğlu’nun, Malatyalılar Derneği’nin açılışında yaptığı konuşmada söyledikleri eksik ve yanlış bilgilendirme olduğunu mutlaka haberimiz sonrasında fark ettiğini inanarak, AK Parti’nin demokrat muhafazakar kimliğinin öne çıkarılmasının, hareketi büyüttüğünün de asla unutulması gerekir diye düşünüyorum. 

****
İdeolojik virüs üreten jöleli danışmanların da, 8 Haziran sonrasında ortaya çıkan sonuçla beraber tasfiye olacağını da bugünden gördüğümü belirtmek isterim. Tasfiye gerçekleşmez ve yol ayrımı yapılarak eski devrimci kimliğine dönmeyen bir AK Parti’nin ise, gücünü kaybedeceğini ve milletin mutlaka yeni bir merkez yaratacağını da görmek gerekiyor. Milletin aynen 2002′de yaptığı gibi… 
 
Son söz: AK Parti, geçmişteki siyasi partilere benzeyen alışkanlıklardan, eski devletin dilini anımsatan zihniyetten, bir önce kopmalı ve kurulurken ortaya koyduğu küresel dünya ile Türkiye’yi her alanda buluşturan devrimci kimliğine her zamankinden daha çok ihtiyaç var. Bugün olmak istediği yer, küresel dünyanın bir gerçeği ve yeni paradigmaya uygun değildir. Ve asla geleceği de yoktur, bilinmesini isterim.

Etiketler : , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank