7 Sehitle İlgili İnanilmaz İddia
Tarihin tazeliği, tarihin duygusallığıdır. Özellikle de yakın tarihle ilgili değerlendirme ve yorumlamalara, ister istemez duygusallık karışmaktadır. Aşağıda sizinle paylaşacağım Vakit yazarı Hasan KARAKAYA nın yazısını da bu türden bir yazı.
Tarihin sıcaklığı ile kaleme alınmış test edilmesi veya sınanması içerikteki taşların yerine oturması zaman alacaktır. Ancak Karakaya'nın ortaya koyduğu argümanlar insanın ve devletin sinir uçlarına dokunacak mahiyette. Önce bu yazıyı aynen paylaşıp sonra bir iki değerlendirme yapmak gerek.
“Reşadiye 'de 7 askerin şehit edildiği saldırının arkasında Ergenekon'un olduğunu dillendirenler de var. Gözlerin çevrildiği Tokat'tan çıkan üç kritik isim kimilerinin aklini çeldi.
Albay Dursun Çiçek, Albay Levent Göktas ve İbrahim Şahin Tokat doğumlu.. Vakit yazarı Ali Ihsan Karahasanoglu bu kadar tesadüfün bir arada olamayacağının altını çiziyor ve derin devlet imasında bulunuyor..İste yazarın son günlerin en çok konuşulacak yazısı:
Görgü şahitleri anlatıyor zaten, askerlerimizin bulunduğu aracın her yeri delik deşikti diye..
Arkasindan kaçis!
Gerçekten kaçtilar mi?
Yoksa kaçmalarina gerek mi yok?
Kimlik gösterip, geçecek kadar rahatlar mi?
Ne kimligi mi?
Ne bileyim, öylesine aklima geldi iste..
Nerden mi aklima geldi?
Semdinli'den...
Semdinli'de ne olmustu?
Güvenligi saglamakla mükellef iki astsubay, araçlarina el bombalarini almis, bir de yanlarinda itirafçi..
Bir kitapçiya el bombasi koyuyorlar..
Uyanik bir vatandas, el bombasini birakani görmese, hiçbir sey olmamis gibi yollarina devam edecekler.. Olayi sorusturmak için ilçeye giris çikis kapandi ise, “kimligi gösterip” geçecekler!
Ne alaka mi?
Doğru ya... Ne alaka?
İstihbarat Daire eski Baskani Sabri Uzun ne demişti: “Hırsız içeride ise, kapı kilit tutmaz.”
Ne demek istemişti?
Kimbilir?
Daglica'da ne olmustu?
Daglica'daki yarbayımız, bir Ergenekon sanığına, karakol resimlerini (stratejik bilgileri), sanki turistik resim gönderir gibi yollamış, tam baskın günü de, düğüne gitmişti..
Tesadüf mü?
Kim bilir?
Ama bilinenler de var iste..
Dursun Çiçek, Tokat'in Resadiye ilçesinden.
7 askerimizin şehit verildiği yer de Reşadiye ilçemiz..
“İki gündür yazıyorsun, öğe-rendik artik” diyeceksiniz.
Yazdıkça, yenileri aklımıza geliyor, onun için tekrar yazıyorum.
Susurluk kahramanı, sonrasında hafızasını kaybettiği ileri sürülen, ama gizemli suikastlar hazırlığı içinde iken adamları ile birlikte, yakin tarihte Ergenekon'dan tutuklanan İbrahim Şahin nereli?
O da Tokatlı.. Üstelik Reşadiyeli..
Niçin tutuklanmıştı İbrahim Şahin?
Ülke genelinde, ses getirecek suikast hazırlığı içinde olduğu için.
İbrahim Şahin’i ilk defa, hangi olayla tanımıştık?
Hatırlayalım mi?
Son olaylarda da, beyin egzersizi için faydalı olur. Hatırlayalım..
Kumarhane sahibi Ö. Lütfü Topal, Susurlukçu is ortakları ile anlaşmazlığa düşmüş, öldürülmüştü.. Emniyete bir ihbarla, İbrahim Şahin’e bağlı üç Özel Timci, bu cinayet gerekçesi ile gözaltına alınmıştı.. Ama İbrahim Şahin, “Bu arkadaşlar benim. Siz bana teslim edin” demiş ve gözaltından alıp kurtarmıştı polislerini..
Yani nasıl bir şey bu?
Cinayete karışıyor, olay mahallinden resmi kimliğini gösterip çıkıyor..
İhbar üzerine yakalanıyor; İbrahim Şahin ağabeyleri gelip, kimliğini gösterip alıyor..
Neyse, biz dönelim bugüne..
Genelkurmay, biri emekli iki subay için, İçişleri Bakanlığı’ndan özel koruma istemiş!
Dursun Çiçek ve Levent Gök tas için.
Neden acaba?
Neden.. neden.. neden?
Hemsehri oldukları için olmasın..
Neee? Levent Göktas ile Dursun Çiçek de mi Tokat'tan hemsehri?
Aynen öyle.. Ilçe farkliligi var, Levent albay, Erbaa'dan..
Ayni zamanda, Kara Harp Okulu'ndan devre arkadaşı, bu iki isim..
Ne denilmişti Levent albay için: “Serbest bırakılmazsa, savcıya suikast emri verdi!”
Dursun Çiçek. İbrahim Şahin. Levent Göktas.. Önemli isimler bunlar..
Susurluk.. Hükümeti devirme planı.. Ülke genelinde ses getirecek suikastlar.. Yüksek mahkeme hakimlerinin gizli çekilmiş görüntülerinin yer aldığı DVD'ler.. Reşadiye’de 7 askerin şehit edilmesi... Ne mi yazdım bugün? Anlayın iste.. Sabri Uzun'un dediğinden..”
Hasan KARAKAYA / Vakit
Hayatımızda her zaman rastlantılar olabilir. Bu rastlantılar bazen üst üste geldiğinde ister istemez hemen aklımıza bit yeniği gelir veya öküzün altında buzağayı aramaya başlarız.
Ne var ki, tesadüflerin üstüsteliği bir çok insanı bu arayışa sürüklemekte. Şahsen beni de sürükledi ki, bu yazıyı sizinle paylaştım.
Ne diyelim, biz istesek te istemesek te, zaman her şeyi ayan beyan ortaya koyacaktır.
Sular biraz daha durulduğunda bu konuda yeni bir değerlendirme yaparız. Hoş suların durulacağı da yok ya...
Not: Yazarımız M. Alperen'e ait bu yazının teknik hata sonucu sadece alıntı kısmı yayına alınmış olsa da yazının tamamı sonradan eklenmiştir.
Kusura akmayın da tamamen çarpıtma amaçlı bir yazı olmuş.
bu yazarlık değil ki, hele ahlaki hiç değil.
Dikkat ediyorum da işi gücü bırakmış askere çamur atacak onda leke bırakacak şeyler yazmaya çalışıyorsunuz.
Bu hezeyanın sebebi ne, bilinçaltınızı rahatsız eden ne? Askerliğiniz çok mu zor geçti?
Burası tetik çekmek için silahsörlere ayrılmış bir köşe değil ki?
Varsa yapıcı olumlu bir analiziniz, buyrun meydan sizin, paylaşın feyz alalım.
Lütfen, geçin bunları, unutmayın ki keser döner sap döner.
Aralık 23rd, 2009 at 08:25Dostça bir hatırlatma
Bülent Arınç ile Kenan Evren de hemşehridir yani ikisi de manisalıdır.
Siz buna nasıl bir hikaye yazardınız çok merak ediyorum.
Hükümet Ergenekon da darbe yapmaya meyilli adamları yagılarken plan yapmışlar diye yeri göğü çınlatırken neden DARBE YAPMIŞ KENAN EVREN VE EKİBİNİ hiç ergenekona almıyorlar yargılamıyorlar hatta görmezden geliyorlar ?
Bülent Arınç ile Kenan Evren manisalı hemşehri olduklarından mı ?
Aralık 23rd, 2009 at 10:19Felaket gibi hoca az bulunur. (Abdülhak Hamid Tarhan)
ders almamız gereken olaylarda gözümüzü kapatıp kulaklarımızı tıkarsak yolumuzu farklı makam ve mercilere çevirirsek gidişgahımız hep böyle felaket telallığına soyunmak olarak algılanır..
inşaallah bu felaketlerden alacağımız dersler olur barış kardeşlik huzur ortamına yaraşır dersler ...
''Dünyada her şey için, medeniyet için, hayat için, muvaffakiyet için en hakiki mürşit ilimdir, fendir. (Mustafa Kemal Atatürk)''
selametle sayın özaltın
Aralık 23rd, 2009 at 11:37