Okurlarımız hatırlayacaktır, 26 Eylül 2015 tarihli yazımda, bu köşeden "65 yaş (yaşlılık aylığı) ve engelli aylığında şartlar kolaylaşmalı" başlıklı yazımda;
"Bir kısım vatandaşlarımız muhtaç
olmasına rağmen değerlendirme kriterleri nedeniyle aylık ve yardımlardan faydalanamıyor.
Özellikle akrabaları ve yakınları tarafından bakılan ancak kendi geliri olmayan yaşlı ve engellilere aylık bağlanmasında hane gelirine bakılmaktadır. Bu nedenle de yaşlı ve engellilerin kendilerinin muhtaç olmasına rağmen bu gelirden faydalanamadıkları görülmektedir. Yaşlı kişinin kendisinin değil de, ikamete dayalı nüfus kayıt sisteminde kayıtlı olunan ailenin gelirine bakıldığında sorunlar yaşanıyor.
Örneğin, muhtaç bir yaşlı, maddi durumu biraz iyi olan yakınının evinde kaldığı takdirde, ikamet ettiği hanenin geliri yüksek çıktığı için kendisine aylık bağlanmamaktadır.
Önemli olan engelli ve yaşlının gelirinin olmamasıdır. Bu nedenle değerlendirme kriterlerinin esnetilmesinde büyük bir fayda vardır. Bu yönde mevzuatta esnekleştirici düzenlemeler yapılmalıdır. Aylık bağlanacak engellinin ve yaşlının geliri yoksa maaş bağlanması yönünde yapılacak düzenleme sorunu ve tartışmayı bitirecektir" diye yazmıştım.
İşte yaşlılarımızın mağduriyetine neden olan bu uygulamaya, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu duyarsız kalmadı. Dün detaylarını yazdığımız AK Parti'nin 10 Maddelik 'Cumhuriyet Bayramı Müjde Paketi'nde sorunu ortadan kaldıracak değişiklikler açıklandı.
65 yaşın üzerinde olup maaş almaya hak kazanmış bütün yaşlılar, kimin yanında yaşarsa yaşasın, maaşını alabilecek. 65 yaşın üzerindeki muhtaç yaşlılarımız yanında yaşadığı oğlu veya kızının geliri ne olursa olsun maaşları kesilmeyecek. Bununla ilgili kanun değişikliği yapılacak ve yaşlıların bu sorunu da çözülecek.
Esasen çok sayıda yaşlı büyüğümüzü ilgilendiren bu düzenleme hayata geçtiğinde, çocukları veya yakınlarının yanında ikamet ettiğinden ve gelirinin de yüksek çıkmasından dolayı 65 yaş aylığı kesilen vatandaşlarımıza aylıkları yeniden bağlanacak.
İhbar süresinde çalışmayan işçiye dikkat!
İşçi ve işveren iş sözleşmesini sona erdirmek istediklerinde, diğer tarafa ihbar süresi verilmesi gerekmektedir.
İşçinin, istifa ederken ihbar süresine uymadan iş sözleşmesinin feshetmesi durumunda işveren zor durumda kalabileceğinden, İş Kanunu'nda buna ilişkin düzenleme yapılmıştır.
İş Kanunu'nun 23. maddesine göre, "süresi belirli olan veya olmayan sürekli iş sözleşmesi ile bir işverenin işine girmiş olan işçi, sözleşme süresinin bitmesinden önce yahut bildirim süresine uymaksızın işini bırakıp başka bir işverenin işine girerse sözleşmenin bu suretle feshinden ötürü, işçinin sorumluluğu yanında, ayrıca yeni işveren de aşağıdaki hallerde birlikte sorumludur:
a. İşçinin bu davranışına, yeni işe girdiği işveren sebep olmuşsa.
b. Yeni işveren, işçinin bu davranışını bilerek onu işe almışsa.
c. Yeni işveren işçinin bu davranışını öğrendikten sonra dahi onu çalıştırmaya devam ederse."
Bu durumda, yeni işverenin sorumluluk alanı iş sözleşmesinin çeşidine göre farklılık göstermekle birlikte işçinin belirsiz süreli bir iş sözleşmesi ile çalıştığı işyerinden bildirim sürelerine uymaksızın ayrılması halinde, bu bir haksız fesih sayılacak, eski işveren 17. maddede düzenlenen önellere ilişkin ücret tutarında tazminatı yani ihbar tazminatını talep edebilecektir.