SGK, eksik prim yatırdıkları gerekçesiyle tebligat yapmaksızın 550 bin Bağ-Kur'luya para cezası uygulayabilecek.
Sosyal Güvenlik Kurumunun (SGK), 1 Ekim 2008de primlerin hesaplanma yönteminde
yaptığı değişiklik kurumla anlaşmalı her üç eczacıdan birinin (yaklaşık 6 bin 800) de içinde bulunduğu, 550 bin Bağ-Kur sigortalısı işvereni etkileyecek.
SGK eski Başmüfettişi ve yazar Resul Kurt, köşesinde, binlerce Bağ-kurlu'ya gelen para cezasını inceledi. Kurt'a göre; Cezanın sebebi Bağ-Kur sigortalılarının aylık prime esas kazancının, yanlarında çalıştırdığı işçilerden daha düşük olduğu tespit edilenlerin primlerinin yükseltilmesinden kaynaklanıyormuş.
BAĞ-KUR'LU NE KADAR PRİM ÖDEMELİ?
Bağ-Kur sigortalıları (4/b) 01 Ekim 2008 tarihinden önce 24 basamaklı bir sisteme göre, bulundukları basamak üzerinden prim ödüyorlardı. Bağ-Kur sigortalıları ilk 12 basamakta her yıl zorunlu olarak, 13-24 basamaklarda ise 2 yılda bir talebe göre bir üst basamağa yükseltiliyorlardı.
Ancak 1 Ekim 2008 tarihinden 5510 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte bu düzenleme değiştirilerek Bağ-Kur sigortalılarına asgari ücretle asgari ücretin 6.5 katı arasında (SGK Tavan Tutarı) değişen bir matrah üzerinden primlerini ödeyebilme imkanı sağlandı. Bağ-Kur priminin tutarının belirlenmesinin sigortalının tercihine bırakılması son derece doğru bir uygulamadır.
Ancak burada aynı zamanda işveren olan (gerçek kişi işverenler) Bağ-Kur sigortalılarına aylık prime esas kazancı, çalıştırdığı sigortalıların prime esas günlük kazancının en yükseğinin otuz katından az olamayacağı yönünde bir koşul getirilmiştir. Dikkat edilirse Bağ-Kurlunun kazancının az veya çok olması önemli değildir. Sadece yanında çalıştırdığı işçiden (sigortalıdan) daha az sigorta primine esas kazanç matrah bildirimi olmamalıdır.
Bir yanlış anlamayı da burada düzeltmeliyiz; bu uygulama sadece gerçek kişi işverenler için geçerlidir, şirket ortaklığından dolayı Bağ-Kurlu olanlar işveren sayılmadıklarından için çalıştırdığı sigortalıların prime esas günlük kazancının en yükseğinin otuz katından az olamayacağı kuralına tabi değildir.
Örneğin bir limited şirket ortağı Bağ-Kurlu mühendisine 5.000 TL ücret öderken, kendi Bağ-Kur primini 2.000 TL üzerinden yatırabilir.
Ancak, bir Eczacı kalfasına 2.000 TL ücret öderken kendi Bağ-Kur primini 1.500 TL üzerinden yatıramaz. Çalıştırdığı sigortalıların prime esas günlük kazancının en yükseğinin otuz katından az olamayacağı kuralına göre kalfasının ücretinden az olmayacak şekilde Bağ-Kur primini yatırmalıdır.
ÖRNEĞE BAKALIM
Örneğin 2010 yılı ocak ayında 1.500 TL ücret alan bir çalışanına, o ayki maaşına ek olarak 2.500 TLde ikramiye veren bir bakkal kendi Bağ-Kur primlerini de işçisinin maaşı olan 1.500 TL üzerinden yatırıyor. Buraya kadar her şey normal görünse de, 2015 yılına geldiğimizde ise hangi akla hizmet ediyorsa SGK tam seçimlerden 2 ay önce geriye dönük olarak 2010 yılı ocak ayından 2015 yılına kadar olan her bir ay için ayrı ayrı 2.500 TL üzerinden prim farkı istiyor.
2010 yılından 2015 yılına kadar (örneğin anlaşılması için sabit değer alınmıştır) 1.500 TL ücret ödenen bir işçiye, 2010 yılının ocak ayındaki maaşına ek olarak 2.500 TL ikramiye ödenmiş ise, sadece 2010 yılı Ocak ayı için prim farkı istenmesi gerekir. Burada SGK tarafından 2010 yılından 2015 yılına kadar olan tüm sürelere prim farkı istenmektedir. Bunun hiçbir hukuki dayanağı bulunmamaktadır. Bir ay çalışanına ikramiye gibi bir ödeme yapan işverenin sadece bu ay için değil; tüm aylar için prim farkı istenmesi abesle iştigaldir.
NE YAPILMALI?
Kanunda da görüleceği aylık prime esas kazancı, çalıştırdığı sigortalının otuz günlük prime esas kazancından düşük olduğu tespit edilen sigortalıların aylık prime esas kazançları, SADECE O AY İÇİN tespit edilen kazanç düzeyine çıkartılarak aradaki farkın primi talep edilebilir, her aya teşmil edilemez.
Öncelikle sigortalının hangi aylarda çalışanın ücretinden daha düşük prim ödediği bulunmalı, akabinde sadece Bağ-Kur sigortalısının çalıştırdığı işçisinin ücretinden (SPEK) düşük olduğu aylardaki primleri yükseltilerek farklar istenmelidir.
Bu uygulama özellikle esnaf, sanatkâr, küçük tüccar, diş hekimi, eczacı, mali müşavir gibi serbest meslek erbabına ciddi bir yük getirecektir. 2008 yılından 2015 yılına kadar bu hususu dikkate almayan SGK, tam seçim öncesi 550 bin esnafı mağdur ederek adeta seçim öncesi provokasyon yapmaktadır. Daha önce velileri AK Partiye karşı provoke eden SGK, aynı oyununu bu sefer de esnaf, sanatkâr, küçük tüccar, diş hekimi, eczacı, mali müşavir gibi serbest meslek erbabına karşı oynuyor.