54 CIA Ajanı 54 Türk Firmasını Takip Ediyor
Aydınlar, ekonomistler, Türk savunma sanayi neden gelişmez diye, paneller, seminerler, sektör analizleri gibi araştırmalar yapar dururlar.
Araştırmalarda sorun gelir hep pazar meselesine dayanır. Üretecek imkân ve kabiliyetleriniz vardır, ama ürünü satacağınız yer yoktur.
Türkiye’nin imkân ve kabiliyetleri öyle bir aşamaya gelmiştir ki, çok ufak bir Pazar desteği ile hem teknoloji üretiminde bir sıçrama yapacak, hem de ürün miktarı ve kalitesinde bir aşama yapacaktır.
Savunma sanayi firmaları, iç pazarı yeterince kullanamaz. Çünkü ordumuz silah ihtiyacının çok büyük bir bölümünü Amerika’dan alır. Bu bağımlılık yerli savunma sanayisinin gelişmesinin önünde büyük engeldir.
Cumhuriyetin kuruluş yıllarında, bağımsız hareket edebilirken, bu sanayi alanında çok büyük atılımlar olmuştur. Ne zaman ki, NATO bağımlılığı başlamış, silahlar Amerika’dan alınmaya başlamış ve yerli sanayi gerilemeye girmiştir.( Kırıkkale silah fabrikalarında çalışan işçi sayısı 22 binden, bin 200’e düşmüştür)
Zaman zaman Ordu yöneticilerinin zorlaması ile bazı sektörlerde kıpırdanmalar olmuşsa da, bu durum savunma sanayinin gelişmesi için yeterli olmamıştır.
Ama… olay sadece bununla da sınırlı değildir.
NATO’ya bağımlı kaldıkça, etrafımızdaki ülkelere de sanayi ürünü satamaz olmuşuzdur.
Dış siyasetimiz Amerikalılar tarafından yönetildiği için komşularımıza da savunma sanayi ürünleri satmamız engellenmiştir.
Suriye İran Irak gibi ülkeler ile ilişkilerimizi Amerika belirlediği için bu sektörde gelişme gecikmiştir. Amerika’ya bağımlılık devam ederse, bizim savunma sanayimiz olmayacak demektir.
Adı savunma sanayi olmayan ama birçok sanayi ürünü üreten firmalarımız vardır. Bunların ürettikleri birçok ürün fabrika kuruluşlarında yatırım malları olarak kullanılabilecek niteliktedir.
Örnek vermek zorunlu olduğu için veriyorum. Mesela; Boru, boru aksamı, vanalar, boru kompanzatörler, alüminyum teçhizatlar, freze, torna gibi makine üreten makineler üretebiliyoruz.
Bu ürünlerin de alıcısı, tabi ki ileri teknoloji üreten Batı ülkeleri değildir. Sadece İran ve benzeri ülkelere bu ürünleri satıyorduk.
Amerika bu tür ürünleri üreten firmaların İran’a ürün satmasını yasakladı. Yasaklamak ile kalmadı. Bu firmaları CIA ajanları ile takip etmeye başladı.
Bu firmalarda başka pazar arama peşine düştüler. Ama ne yapsınlar ekmek parası nedeni ile bu ürünleri gene de satmanın yollarını arıyorlardı ki, CİA enselerine oturdu.
Peki, bu 54 firmanın hak ve menfaatlerini kim savunacak derseniz, cevap çok açıktır. Bağımsız bir devlet.
Gelin, bizim bağımsız devletimize Amerikalı yetkili nasıl bakıyor, ona bakalım. Richard PODOL-Türkiye ‘ de önemli mevkilerde, Amerikan eğitimi görmüş bir Türkün, bulunmadığı bakanlık, ya da İktisadı Kamu kuruluşu hemen hemen kalmamıştır.
Devlet bu durumda olduğuna göre, zaten Amerika’dan izin almadan tuvalete dahi gidemeyen hükümetin bir şeyler yapmasını bekleyemeyiz.
Kaldı ki, Amerika kendinin hizmetinden çıkmayan bu hükümet-e bile güvenmiyor. Ajanları ile firma ve ürün takip ettiriyor.
Bu bilgilerin kamuoyuna ulaşmaması için de, siyasi alanda, medya alnında sınırlamalar getirilmesi, yönetebilmek için zorunlu oluyor.
Onun için bizim faşizmimize, Amerika adına yürütülen faşizm diyoruz.