content
03 Nis

Akşama Kadar Evde Ne Yapıyorsun

Ev hanımlığı dışarıda çalışmaktan daha ağır bir yüktür. Fakat son yıllarda “ev hanımlığı” Batılılar tarafından küçümsenmeye başlandı. Ev hanımlığı, yıpratılmaması ve küçümsenmemesi gereken mukkades bir vazifedir.

Adam, akşam işinden eve geldiğinde evi perişan bir halde bulur. Kirli tabakların, masa üstünde kahvaltı kırıntılarının hala oldukları yerde durmakta olduklarını görür. Yataklar darmadağındır, üstelik akşam yemeği de hazırlanmamıştır.

Gördükleri karşısında dehşete kapılan ve şok olan adam karısını bir köşede koltuğa uzanmış bir halde televizyon seyrederken bulur. Endişeli bir sesle “Bugün sana ne oldu hayatım?” diye sorduğunda kadın son derece anlamlı bir gülümseme ile kocasına,

“Hiiiççç kocacığım! Sen her akşam eve geldiğinde bana, ‘Bütün gün ne yaptın ki? Sanki taş mı taşıdın?’ derdin ya. İşte ben de bugün hiçbir şey yapmayarak bütün gün boyunca evde neler yaptığımı anlamanı istedim” şeklinde cevap verir.

İYİ BİR EV HANIMI OLMAK NEDEN KÜÇÜMSENİYOR?

Ev hanımlığı genellikle son yıllarda küçümsenmesi gereken bir kavrammış gibi ortaya döküldü. Ev hanımlığı dışarıda çalışmaktan daha ağır bir yüktür. Fakat son yıllarda “ev hanımlığı” kavramı batılılar tarafından küçümsenmeye başlandı. Ev hanımlığı yıpratılmaması ve küçümsenmemesi gereken mukkades bir vazifedir.

Ev hanımlığının ağır yükünü en başta “erkekler” küçümsüyorlar. Yukarıda ki hikâyede de belirttiğim gibi erkekler eşlerinin akşama kadar evde oturduğunu sanıyorlar. Sürekli evi silip süpürmek, rutin işlerin tekrarı kadını hem yoruyor hem de ruhundaki açlığı giderememesine neden oluyor. Bu işleri yaparken herhangi bir ücrette alamıyor.

Ne sigortası vardır, nede eline sağlık diyen, yaptığı işi görecek anlayışlı bir eş. Ev hanımlığı 24 mesleği içerisinde barındırır. Ütücü, aşçı, doktor, terzi, eğitimci, doktor, psikolog, temizlikçi, bakıcı, vs vs…

Buna rağmen işe yaramaz, “hiç bir şey yapmıyorsun” diye de etiketlendirilirler. Erkek çalışır, ama ücretini alır. Şimdi soralım bakalım erkeklere sadece karnınızı doyuracak kadar ücret verse patronunuz, sizi görmezden gelse, ağır işler yaptığınız halde “sende mi iş yapıyorsun hıı?” dese, kaç gün, kaç ay, kaç yıl sabredersiniz?

Kaç kişi eşine “eline sağlık, yemekler çok güzel olmuş” diyor. Kaç kişi elinde bir hediye ile evin kapısını çalıp eşine hediyesini takdim ediyor. Erkekler de batılıların düşüncelerini alıp giyinmişler. Bu yüzden her erkek eşini desteklemeli ve takdir etmelidir.

 

BATILI DÜŞÜNCELER NEYİ HEDEFLİYOR?

Batılıların “annelikten soğutma, anne ile çocuk arasında ki mükemmel bağı zedeleme…” gibi girişimleri netice verirken, bir yandan da bu dayatılan “kadını, aileye yabancılaştırma” olgusunun kazanımı için düşünce sahibi ilim adamlarının çalışmalarıyla da çürütülmeye başlandı.

Kadının aileye yabancılaştırılması, çocukla anne arasında ki duygusal bağın zayıflığını güdülemekte. Ve topluma, yalnızlık içerisinde, ne yapacağını bilmeyen esrarkeş, bağımlı, nesiller ortaya çıkarmayı hedeflemektedir. Anneler bedel ödemeden annelik yaparlarsa, yani sadece içgüdüyle annelik yaparlarsa, modernitenin sunmuş olduğu fikre hizmet etmiş olurlar.

Anneler, içgüdüsellik ile bilgiyi birleştirerek, hem fedakârlığı hem de eğitimi için gerekli olan kısmı çocuğun bünyesine sunarak, tek taraflı olmayan ruhi olgunluğu hedefleyen çocuklar yetiştirebilirler.

Milletin bekası, iyi yetiştirilen çocuklara bağlı ise, anne, millet için vazgeçilmez bir mefhumdur.

Anne terbiyesi alamayan hangi çocuğun ruhi olgunluğa erişmesi beklenebilir ki. Annelik, sadece fizyolojik olarak değerlendirilemez.

Annelik, çocuğa ruhunu vermektir, onu bütün tehlikelere karşı korumaktır, uhrevi bilgileri çocuğun ruhuna ulaştırmaktır.

Anneliğin amacı bu dünyaya, sağlıklı nesiller bırakmaktır. Faziletli bireyler, faziletli anneler tarafından yetiştirilirler. İnsan-ı aliyye yetiştirmek sadece annelerin elindedir. Bundan ötürü ev hanımı olmanın nimetlerinden yararlanmak gerekir. Evinizde, çocuğunuzla geçirilen her kaliteli vakit çocuğunuzun insan-ı aliyye olması vasfına binlerce artı puan kazandırır.

Ev hanımlığını küçümseyen düşüncelere N. Tarhan Hocamızın dediği gibi “ modası geçmiş düşünceler” diye bakmamız gerekir…

Etiketler : , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank