500 Yıllık Kin ve FETÖ
Hasan Sabbah'ın geleneği son derece güçlü bir şekilde bütün dünyada cinayet işlemeye devam ediyor. Tapınakçılar da bu uzantılardan biri.
Haçlı Seferlerinde önemli rol oynayan tapınakçılar sadece Müslümanları değil, Bizans'ı bile yağmalamış ve büyük bir servet elde etmişlerdir.
Elde ettikleri servet sayesinde, Papa'yı ve Fransa Kralı Yakışıklı Filip'i kontrol altına aldıkları için denetim altına alınamaz hale gelirler.
Öyle ki, Kral'ın çevresindeki kritik adamlar da açıktan veya gizli bir şekilde Tapınakçı haline gelir.
İngiltere ile büyük bir savaşa tutuşan Fransa bu savaş için Tapınakçılardan büyük bir borç almak zorunda kaldığından kral Filip bu durumdan büyük rahatsızlık duyar.
Çevresindeki kişiler krala, bunların servetlerine el koyması ve seçkinlerini ortadan kaldırmasını tavsiye eder. Kral Filip ise bir tümör gibi ülkeyi saran Tapınakçılara yönelik yapacağı hamlenin sonuçlarını düşünür. Düşünür düşünür ama eli kolu bağlıdır.
Tapınakçılar hem vergi vermiyor, hem de yüksek faizle halk ve devlete borç vererek iliklerini sömürüyor. Kendilerine itiraz edenleri ise infaz ediyor.
Eş cinsel olup, aynı zamanda Hıristiyan görüntüsü altında şeytana tapmaktadırlar.
Filip'in, Papa'dan istediği yardım da karşılıksız kalır.
İş artık çığırından çıkmıştır. Bunun üzerine Filip ülke çapında devalüasyon yapar. Bu, Tapınakçıları isyana sürükler. Kral ise harekete geçip bunların ileri gelenlerini tutuklatıp, mallarını müsadere ettirir.
Kral'ın bu hamlesi “tarihin en büyük polis operasyonu” olarak kayıtlara geçer.
Papa'yı devreye sokarak, yargılamanın Kral'ın hâkimlerince değil, Papalıkça yapılmasını istediler. Çünkü Papa da, Tapınakçıların tarafındadır.
Sorgulamalarda Tapınakçılar; tarikata giriş töreninde İsa'yı üç kez yadsıdıklarını, haça tükürüp, mahrem yerlerini sürdüklerini, birbirleri ile yasak ilişkiye girdiklerini, şeytanı sembolize eden sakallı bir puta taptıklarını ve büyücülük yaptıklarını itiraf ederler. Hıristiyan görünümlü satanist oldukları ortaya çıkar.
Mahkeme ele geçirilen Tapınakçıların idam edilmesine karar verir.
Savunma sürecinde, işledikleri günahlar için pişman olduklarını, affedilmeleri durumunda bir daha yapmayacaklarını söylerler.
Kral Filip itiraf edenleri affeder, etmeyenleri ise ömür boyu hapse mahkûm eder, liderleri Jacques de Molay ve Geofroy de Charnay infaz edilir. Bu çetenin bazıları kaçmıştır. Sonuçta Hz Süleyman'ın hazinesinden sonra en büyük hazineye sahip olan Tapınakçıların servetinin büyük bölümüne erişilemez.
Aradan tam 5 asır geçmiştir, Fransa'da masonik devrim gerçekleşmiş, XVI. Louis'in kafası giyotinle kesilince, gizemli biri merdivene çıkıp, “5 asır önce katledilen Jacques de Molay'ın öcü alındı” diye bağırır.
Bu gerçek hikâye tam da yaşamakta olduğumuz FETÖ terörüne yönelik ciddi dersler içeriyor.
BİR: Demek ki, aradan 5 asır bile geçse bu şeytanların kini asla geçmeyecek.
İKİ: Zalime merhamet eden, zalim elinde yok olur.
ÜÇ: Bu hainler yanda gördüğünüz dün paylaştıkları mesajda da görüldüğü üzere yer altına çekilecek. Çekilmekle kalmayıp, daha fazla terörize olacaklar.
DÖRT: Beklenmedik zamanlarda cinayetler işleyecekler, itibar infazları yapacaklar, ülkeyi batırmak için ellerinden geleni arkalarına koymayacaklar.
BEŞ: Tenya yapılanmasına devam ederek, Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere her kurum ve yapının en yakınında olmak için her türlü gizemli şeytanlığa devam edecekler.
* * *
FETÖ'cüler batı destekli işgallerinde başarılı olsalardı, muhtemelen biz bu yazıları yazmak bir yana hayatta bile olmayacaktık.
Yapacakları şey, kendilerini sevmeyen ve muhalefet edebilecek, liderlik yapabilecek durumdaki ülkenin hafızası olan tüm insanları yok edeceklerdi. Elde infaz listeleri olmasa bile gerçek böyle olacaktı.
Tıpkı 1920-1937 arasında yapıldığı gibi, dünle bağ koparılacak, millet sindirilecekti.
Şükür ki Allah (c.c.) beyni yok edilen, ama bedeni diri millete yeni bir ruh verdi de buna izin vermedi.
Bağırsaklarınız parazitlerle dolu olduğunda yapacak iki şey var: Ya nebatî ya da kimyevi ilaç kullanıp bunlardan kurtulmak. Üç beş ilaç içince, üç beş kurt düşünce kurtulduğunuzu zannederek tedaviyi yarım bırakırsanız, çok geçmez mutasyona uğrayan o tenyalar bütün bedeninizi, kalbinizi beyninizi sarar ve sizi imha eder.
O halde devleti yönetenler de, FETÖ'cülerden gelecek sözde “barış” eline itibar etmemeli. Yeni stratejileri çok iyi izlenmeli.