4′Lü Nakil Tıp Âlemini İkiye Böldü
Radikal’ de Mine Tuduk’ un haberi:
Türkiye’de ‘üniversiteler arası dünya tıp literatürüne girme yarışı’ndaki hazin son, tıp dünyasını ikiye böldü. Şevket Çavdar’ın ölümünü üniversiteler arası rekabete bağlayan hekimler, bunun organ bağışı bilincini de olumsuz etkilemesinden endişeli.
Rekabet hırsı’ iddiasına katılmayan hekimlerse cerrahi girişimlerin her zaman riskli olduğunu vurgulayarak “Kol ve yüz nakillerinin hasta için yeni bir şans olacağını göz ardı etmeyin” diyor.
Sağlık Bakanlığı da Kompozit Doku Nakli Bilim Komisyonu’nun bugün toplanarak Akdeniz ve Hacettepe’de yapılan nakilleri ele alacağını açıkladı. Türk Tabipler Birliği (TTB) kriz masası kurma kararı aldı. TTB Yönetim Kurulu Başkanı Eriş Bilaloğlu bu tarzdaki nakillerin tıbben bir gereklilik olup olmadığı sorusunun gündemde olduğunu belirterek “Mart ayı içinde 3-4 gün boyunca yaşanılan süreci her açından kapsamlı bir değerlendirmeye alacağız” dedi.
YANLIŞTI: Üniversiteler otobüs firmaları gibi rekabet etti
Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta: Nakil, iki üniversite arasında, tıpkı otobüs firmalarındaki gibi rekabet yarattı. Ve bu bir insanın hayatına mal oldu. Hacettepe’de nakil yapan hocalar uzun yıllar Amerika gibi ülkelerde eğitim görmüş kişiler, eğer bu durum çok mümkün olsaydı, çift kol ve bacak nakilleri dünyada denenirdi. Bu durumda başında beri garip bir medya şovu hali vardı. Organlar garip bir biçimde taşındı. Bunlar tam Türk işi durumlar.
“İki kol, iki bacak aynı anda nakledilmeseydi”
Marmara Üniversitesi Plastik, Rekonstrüktif, Estetik Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Görevlisi ve Mikrocerrahi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Bayramiçli: Yüz, kol, bacak gibi nakiller karaciğer, böbrek nakli gibi hayati önem taşımaz. Hacettepe ekibi, hastaya 4 organı aynı anda naklederek girdiği riskin farkındadır. Tabi ki hastaya, yalnızca iki kol ya da iki bacak nakledilseydi ölüm riski daha az olacaktı. Çünkü vücuda daha az yük binecekti.
Hastaya kaç organın nakledileceği kararı için ‘Bağımsız Etik Değerlendirme’ kurulu acil oluşturulmalı. Böylece bu iş kahvehane tartışmasından çıkıp netlik kazanır. Kamuoyunun da kafası daha az karışır.
DOĞRUYDU: Mikrocerrahi bizde çok ileri, endişeye gerek yok
İlk yüz naklinin mimarı Prof. Dr.Ömer Özkan: Halkın tedirgin olmasını gerektirecek bir durum yok. Çünkü Türkiye’de mikro cerrahi yöntemleri çok ileride. Ben de Hacettepe’liyim. Kurum aynı zamanda benim de kurumun sayılır. Aramızda hiç bir rekabet yok. Bu bir yarış değil ve ben de bu konuda yarışacak biri değilim. (…) Bir ameliyatla olumlu hava yaratılıyorsa, bir ameliyatla da olumsuz bir hava yaratılmasın. Ufacık bir iğne yapıyorsunuz ve alerji olup hayatınızıi kaybedebiliyorsunuz.
Türk Rekonstüriktif Mikrocerrahi Derneği Başkanı Prof. Dr. Ferit Demirkan: Türkiye’de son zamanlarda yapılan nakiller tesadüf değil. Türkiye bu nakillerde çok önemli merkezlerden biri olabilir. Bunun için buraya gelen, kurs almaya çalışan arkadaşlarımız var. Önemli olan elde edilen başarıyı önemsemek, sorunlardan ders almak.
Kalp ve Damar Cerrahı Prof. Dr. Esat Akıncı: Büyük organ nakillerinde hep risk vardır. Kişisel düşüncem, bu tip nakillerin, hasta açısında bir şans olduğu.