CHP Ne Yapmalı?
12 Haziran Genel Seçimleri’ne üç aydan az bir zaman kaldı. Yapılan kamuoyu araştırmalarına göre, iktidardaki AK Parti’nin oyu yüzde 45-50; ana muhalefet partisi olan CHP’nin oyu ise yüzde 22-25 arasında tahmin ediliyor. Bu tahminlere göre de AK Parti’nin büyük bir çoğunlukla tek başına iktidara geleceği anlaşılıyor.
CHP’nin yeni Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun estirdiği ümit rüzgârı, oylarını yüzde 25-30 aralığına çekmişken, daha sonra yapılan yanlışlar ve çelişmeler, bu oranı yüzde 20-25 aralığına geriletmiş görülüyor. Gene de Kılıçdaroğlu CHP’sinin, Baykal’ın CHP’sine göre oylarını bir miktar artırdığını söyleyebiliriz.
Seçimlere çok az bir zaman kala, CHP açısından bir mûcizenin gerçekleştirilmesi imkânsızdır. Ancak, hatalarından sıyrılmış bir seçim stratejisi, iyi hazırlanmış bir seçim beyannamesi ve yoğun bir çalışmayla CHP’nin yüzde 30’luk bir oy sınırına ulaşması mümkündür.
12 Haziran seçimlerinde yüzde 30’luk oy sınırına ulaşması ve bu sınırı geçmesi, CHP ve Kılıçdaroğlu açısından ‘başarı’ olacaktır. Zira, bundan ancak 34 yıl önce, bir sosyal demokrat parti (CHP) yüzde 30’luk oy sınırını aşabilmiştir.
***
Ben zaman zaman CHP’yi ve CHP yönetimini sert şekilde eleştiriyor ve CHP’li dostlarımın sitemlerine maruz kalıyorum. Lâkin şunu samimiyetle ifade edeyim ki, bu seçimlerde CHP’nin kendisini toparlamasını ve yüzde otuzlara varan oy alarak başarılı olmasını istiyorum. Çünkü demokratik parlamenter sistemin işleyişinde, muhalefetin, özellikle ana muhalefet partisinin güçlü ve etkili olması çok önemlidir.
AK Parti’nin icraatından genellikle memnunum. Mevcut iktidarın, ekonomik ve sosyal alanda, özellikle dış politika konusunda çok önemli başarılara imza attığını düşünüyor ve bu olumlu gelişmelerin devamını istiyorum. Ancak, demokratik sistemin bütün kurum ve kurallarıyla işleyebilmesi, güçlü bir muhalefet partisinin denetimiyle mümkündür. Muhafazakâr demokrat bir iktidarın, sosyal demokrat bir alternatifinin olması, sistemin arızasız devamı bakımından önemlidir.
Kılıçdaroğlu CHP’sinin artıları ve eksileri var. Artıları arasında, Kılıçdaroğlu’nun sempatik ve halk adamı görüntüsünü; lâikçi politikadan vazgeçilerek din düşmanı imajının silinmeye çalışılmasını; askerin siyasete müdahalesine karşı çıkılmasını ve yeni söylemlerin geliştirilmeye çalışılmasını gösterebiliriz.
Eksilerine gelince, üst yönetimde söylem ve yöntem birliğinin sağlanamaması; Kılıçdaroğlu’nun genel tavrına uymayan ulusal, jakoben yöneticilerin ağırlıkta bulunması; Ergenekon ve militarizm konularında çelişkiye düşülmesi ve yeni projelerin iyi hazırlanıp anlatılamaması sayılabilir.
CHP, daha fazla vakit kaybetmeden ‘Seçim Beyannamesi’ni hazırlamalıdır. Kılıçdaroğlu’nun son kongrede anlattığı ‘41 Söz’, değişim getirmesi gereken bir seçim beyannamesinin omurgasını teşkil etmeye yeterli değildir.
CHP, hazırlayacağı ‘Seçim Beyannamesi’ni, kamuoyuna köklü bir zihniyet değişikliği içeren bir ‘manifesto’ olarak sunmalıdır. Bu manifestoda ‘Yeni CHP’nin, ‘demokrat’ , ‘halkçı’ ve ‘sosyal adaletçi’ yapısı ön plâna çıkarılmalıdır.
Manifestoda, CHP’nin günümüze kadar devam eden devletçi, bürokratik, elitist, lâikçi yapısı açıkça eleştirilmeli ve ‘tarihsel yanılgı’dan vazgeçildiği ilân edilmelidir.
CHP, bu bildirisinde ve buna göre yönlendireceği seçim çalışmalarında, ‘sosyal demokrat değişim’ teması altında ‘Yeni CHP Programı’nı anlatmalıdır. Bu programda, yeniden ayakları yere basar şekilde hazırlanan ve gerçekçi kaynaklara dayanan ‘Aile Sigortası’ ve benzeri sosyal demokrat projeler bulunmalı; mazot fiyatı, bedelli askerlik gibi popülist vaatlerden kaçınılmalıdır.
CHP, merkez sağın oy depolarına açılabilmek için çalışma yöntemlerini de değiştirmeli ve kendi yüzde 20’lik klâsik tabanını genişletmelidir. CHP lideri de gereksiz ve sert polemiklerden kaçınmalı; sempatik ve tonton imajıyla hareket etmelidir.
***
CHP’nin, gerçek bir sosyal demokrat parti hüviyeti kazanarak yüzde 30’a ulaşması, bundan sonraki seçimlerde onu iktidar alternatifi hâline getirecektir. Türk demokrasisinin bu değişime ihtiyacı vardır.
Not: 17.03.2011 Vatan Gazetesinden alınmıştır.
Sn.H.Celal Güzel,
Aramıza hosgeldiniz. Sizi buralarda gormek bizi mutlu eder ve yazılarınızın takıpcısı olacagım.
Ankara'dan saygılar...
Mart 20th, 2011 at 03:22Hoş Geldiniz Sayın Hasan Celal Güzel
Mart 20th, 2011 at 15:04CHP maalesef son 20 yıldır dünadaki değişimi göremeyen ve kendisini yenileyemeyen bir durumda.
Kılıçdaroğlu nun gelişi pek fazla etkileyemedi.
Ülkemizde sorunun aslı iktidar sorunu değil CHP sorunudur.
Deniz Baykal ve Önder Sav aynen Kaddafi gibi bir inatla gitmeleri gereken zamanı doğru tespit edemediler. Demokrasiye ihanet ettiler. Olan CHP ye oldu.