content 1977 Trabzon doğumluyum/evli ve bir çocuk annesiyim. yerel bir gazetede ve İnternet bir edebiyat dergisinde yazılar yazıyorum. k.t.u mezunuyum.
15 Oca

Çare Vuslatın Başladığı Anda Saklıdır

Yollardayım, Toprak kokusu yağmur sonrasında dağılmış dağ eteklerine. Çökesiye bir koku kaplamış tüm eteklerini. Çukurlaşmış bal rengi gözlerinde hüsran dolu davetkâr bakışlar. Sükûta el vermiş, alnının çizgilerine bağlanmış bir avuç yaş birikintisi konuk kabul etmiyor. Sere serpe uzanmış yüzünde sapsarı solgun durgunluk vuslatı beklemekte.

Hayat meçhul bir kavuşma

Nedenini bilmediği sebeplere doğru kırılan

Sebepler nankör sonuçlarda bekleyen,

bezgin cevaplar uçurumunda… Omuz aşağı mısır püskülü saçları darmadağınık, düşünceler çığırından çıkmış; duygusuzca duyguların garip yansımalarının arayışında, yorgun tasavvufların çığlığıyla, bir bakış adına ıslanan yollara döküldü bir kere. Bitecek mi? Dönecek mi? Gelecek mi? Kavuşabilecek mi? Diye düşünerek geçen saniyelerini kaplayan endişeler sıkıntılarda. Daralışlar ardı kesilmeyen yürek boğumlarında, nefes alamayan sessizlik bir nefeste “Sen” çek dercesine.

Yalansız bir aşkın, Cana candan  tutunuşu

Çaylak bekleyişlerin peşi sıra kaybolan

sevgiye yaslanan, her amansız anında… Uzaklarda bir yerlerde gözleyen birileri vardır birilerini, görünmediği sanılan görünürlerde koşar adım düşünceler içinde tatsız ve muzdarip. Ümitle hicran vuslata karşı mahcup ve biçare. Titreyen bedende usulüne uygun uyku depresyonlarında, iki ayrı beden ama bir ruh. Sürünüyor ayaklar birbirine gitmek için, bir yerlerde asılsızlığa inat, asıllarda yaşayan damarlaşmış bir hikaye. İsyanlara pankart açıp etrafına bakakalan. İkilemlerde kalan hayatların çıkmazlarında yaşanan bir ömürlük sevgili iki bakış, medet Yarab dualarını dilinden düşürmeyen tümcelerin bitmediği iki dudak.

Hayat halsiz ve dermansız

Çaresi kalbinde varolmak

Gizlenmek ve sır olmak

Zamana hazmedip yaşamak

Yaşama sarılmak için ısrar etmek… İnandıklarımızın hesapsızlığında  yürüdükçe yürüyoruz yollarda, yanlışsız ve muteber sona doğru. İçinde her şeyin ışık olduğu bir hazinedir; sevginin gönül kapısında sevenleri karşılayan. İçinde çaresizliğin olmadığı değillerden meydana gelen bahçeden, “bir demet değil toplayıp” tek-taneli olarak hediyeleştirmek ve dağıtmak tektane(me).  Ahh ahhh! Deyip çareleri ekmek, Değil bahçelerine.

Yollardayım

Beklemeler nankör

Tek-tane(me) kavuşmalarıma

Gecelerin intizarı sorgusuz

Boş kalan edebiyat zindanlarında

Ebediyete kadar kelepçelenmiş

Aşka mahkûm… Ölüm ötelere gelmekte soluk soluğa sorular aynı, “mahşer gibi sensizlik” düşlerimi düşlediğim, düşkün düşüncelerin, düşmanlığında sessizlik sardı her yanı. Kalabalık yalnızlıklardan usandı yüreğim. Her şeyiyle amansız bir feryat var iç çıkışlarımda. Acılarımı arkada bıraktım, etiketi belli sonsuz bir yürüyüşe merhaba demek adına. Artık her şey tükendi ve sabırsızlık içinde zamana git, akrep ve yelkovana haykırıyorum sesim kısılırcasına.

Ne hasret özleminde,

Ne de “SENİ” özlerken hasretinle

Sevgi nöbetindeyim işte…. Kanıma dokunuyor saatler, yok artık düşünmek boş yere, vakit sana doğru çalıyor, sesler gölgesinde zamanın, gölgesindeyim seslerin çünkü “BEN SIKILDIM GÖLGELERİN KISIK SESLERİNDE…”

Etiketler : , , , , , , , , , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank