Nursena’nın Gözleri (I)
Gözlerindeki ifade kendiliğinden çıkmaza sürüklüyordu kadını. Zamana duyarlı kulaklarındaki uğultu sarmıştı, baktığı her yönü. Sağı solu onu kuşatan bir ağırlıkla üstüne geliyordu.Şehir ağırdı, hikayesinin başladığı yerde. Terk edilmenin verdiği ızdırabı atamamıştı, yüreğinden bir türlü. O bir kadındı, her şeyden evvel. Hayata bakışı da elindekine tutunuşu da onun bir parçasıydı, vazgeçilmezlikleri vardı, bir kalemde silinemeyecek kadar değerli. Fıtratının belleğine salgıladığı mutsuzluk sıvısı, günden güne boğmaya başlamıştı onu. Adını bile unutmuştu, belirsiz ve çaresiz bir uğultu evinin her köşesinde üzerine geliyordu. Akşam gitmiyordu penceresinden.
Kapıdan çıkışını bile unutmadığı sevgilisinin, izlerini sürüyordu gözyaşları. Çoğalan daralan ve umudu kesilen soluğuyla bir kez daha aynaya baktı ve kendini tanıyamadı. Nereye gitmişti Nursena denilen gözlerinde güller açan o kadın. Bu kadar mı çaresizdi onu bırakıp gidene karşı. Hâlsizliliğin gölgesiyle savaşıyordu artık yansımaların karşısında. Bu gidişine dur diyecek bir ana ihtiyacı vardı. Düşündü! Aklının onunla konuştuğunu fark etti.
-Bir eylemdir sevgi diyordu aklı.. Başlarken çıkarı olmayan yaşandıkça beklentileri çoğalan. Bitmeye yakın arkasına bile bakmayan.
_Bir niyettir aşk diyordu kalbi; düşünürken eriyen, hissederken yakınan, dua ettikçe bitmediği sanılan.
-Ayakları da karışmıştı aniden bu sözlere.! Hayretler içindeydi kadın.. Neler oluyor diye endişelenmeye başlamıştı. Birden ayağa kalkıp, koşar adım banyoya gidip, yüzüne su serpiştirmeye başladı. Depresyon dedikleri bu muydu diye düşündü. AŞKTI İŞTE YAŞADIĞI! başladığı heyecandan ne yapacağını bilmediği zamanlara gitti. Sevdikçe dirildiğini sanmıştı, o zamanlarda. Ama hayat yüzüne tükürmüştü gerçeği. Karşılıksız bir adaletsizlikle yalanlara perdeler çekmişti. Kimdi, neydi uğruna ölümü bile aldığı bu beden.
Nursena diye bir ses gelmişti içinden o bunları düşünürken.yatağa uzanıp ruhunun ve bedeninin ayrıştığı nokta da neleri kaybettiğini fark etmeye başlamıştı o anda..
Hayatın ikilemlerle yaşayan bir sürecin sona doğru sallana sallana geldiğini anlamıştı. Düşünceler onu bundan birkaç yıl öncesine götürmüştü. Onunla karşılaştığı, gözlerine baktığı o anı nasılda sevgi sanmıştı içli içli ahlanarak kendine kızdı..
Kifayetsiz kalan kelimelerin ardında, sevginin ve aşkın doymazlığıyla söylenen kelimelerin değerini yitiridiği bir kuyuya düşmüştü artık. Kapılmıştı bu tutarsız rüzgara.
"Dünden kalma hastalığın son durağındayım
İçimdeki sesler sessizliği emiyor
Dudaklarında kıvrılan sonsuzluğun
Son demindeyim ..
Bu rüzgarın onu nereye götüreceğine ona iki güzel sözle aldırış etmiyordu. Aşık olduğu adamın evli olması onu neden korkutmuyordu çünkü aşk kapatır görüneni, diye geçirdi içinden, yeniden ahlanarak. Sonunu bilmediği bir hikayeye atılmıştı bir kere. Hayatına kimseleri sokmamıştı o ana kadar. Neden olmasın der gibi yüreğinin götürdüğü bu limana demir atmış bekliyordu sevdiğini. Adamın hayatından arta kalanlarla yaşamaya razı olmuştu artık. Karısı, çocukları ve Nursena bunlar benim her şeyim diyordu ona adam. Üzülse de gerçekleri görebiliyordu aslında buna mecburdu. Kısa zamanların tadını çıkarmak adına onunla yaşadığı her anı değerlendiriyordu. Belki bir gün onun olur diye. Belki.. Belki..
Nursena gayet vakur bir şekilde, hatıralarına burada durun der gibi bağırmaya başlamıştı. Artık kendine ve aklına dur diyemiyordu. Her şey büyüyordu etrafında ..Yutkunamıyordu bile. Düşüncelerinin suretine bakıyordu kalbinin aynasında…
Birkaç yıl sürecek bir ilişkinin ona neler kaybettireceğini bilmeden yürüdü aşkı için sorgulamadan.. Adam onu sevdiğini söylemeden gün geçirmiyordu. Serin ve sessiz bir tutukluluk halinde Nursena’ya bağlandığını fark etmişti o sıralar. Kimse yoktu gözünde ardanın. Ama hayat ne yazık ki ayırmaya yaklaşmıştı onları. Karısının bir şeyler fark ettiğini anlamıştı Arda. Kararsızdı ne yapabilirim diyordu. Günaha sürüklediği Nursena’ya vereceği acının farkındaydı. Kopamıyordu ondan.
Ama Nursena ondan birkaç gün haber alamayınca, ne yapacağını şaşırmıştı. Arayamıyordu kızar diye.. Gidemiyordu yanına..Ama sevgisi ağır bastı ve yanına gitmeye karar verdi.
Ofise gittiğinde ardanın odasının kapısını çaldı gir sesiyle elleri titremeye başladı. Kapıyı açtı ve arda onu görünce şaşırdı.. Ve ona bağırmaya başladı onu dinlemenden. Kırılmıştı Nursenaa, sus dercesine sessizliğini korudu, ama Arda sınırı aşarcasına bağırıyordu. Kapı aralık kalmıştı ve tam o sırada karısının geldiğini fark etti arda. Nursenaya doğru yürüyüp hakaret etmeye başladı. Karısı da şaşkındı neler olup bittiğini anlam verememişti.
Arda karısına dönerek bu kadın beni sürekli rahatsız ediyor bırakmıyor yakamı şimdide yalan dolanlarla şirkete geldi. Ne yapacağımı bilmiyorum hayatım dedi. Kadın çok sinirlenerek ne demek şimdi bu diye haykırdı. Nursena şaşkınlıkla olduğu yerde dondu kaldı. Nursena’ya doğru yaklaştı kadın ve kocamdan uzak dur diye tokadı yapıştırdı.
Arda karısına destekleyerek, bir tokatta o attı “defol” diyerek. Kaç yıldır duygusal yükünü çeken bu kadını, bir kalemde silmişti, çıkarmıştı hayatından. Nursena kararan anlarına bakmadan, koşarak varmıştı evine. Ne yapacağını bilemiyordu artık. Güvenmişti, sevmişti, yıllarını vermişti bu sevdanın peşinde…
Devam edecek…