content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

29 Ara

Yeşil “BURSA”

Yeşil Bursa’nın eski garajları, kimleri kavuşturmadı ki ve kimbilir hangi sevdalılar, otobüslerin pencere kenarından el sallamadı. Kalkış saatinin beklentisinde, alt kattaki küçük dükkânlardan hediyelik eşya ve havlular alınıp, kaç yakınımız sevindirilmedi ki. İşte burası, bir zamanlar, umudun beklendiği yerdi.

Şimdilerde üzerinde büyük bir alışveriş merkezi var. Adına da “ Kent Meydanı” kondu.

İçinde onlarca lüks mağazalar var. Güvenliklerin giysileri Amerikan tipi. Yabancı markaların köşe kaptığı mekânlarda, hamburger, patates kızartması ve kola’nın dengesiz beslenmesinde çocuklarımızı şişirmeye devam ediyoruz.

Burada marka mağazaların alışverişlerini artırmak adına, etkinlikler şehirliyi bekliyor.

Yarı final maçında oğlumla birlikte bu meydandaydık. Saat 21.45’ e doğru kalabalık da gittikçe artıyordu. Yaşlısı, genci, sağcısı solcusu, türbanlısı, türbansızı herkes, ay ve yıldızın altında tek yürekti. Kalpler ise Türkiye’nin başarısı için atıyordu.

Davullar çalınıyor, gençler halay çekiyordu.

Hiç kimsenin umurunda değildi, ne işsizlik, ne de siyasilerin çekişmesi.

Sadece beklenen, dev ekrandaki santranın başlangıcıydı.

İstiklal Marşı’nda herkes dimdik ayaktaydı. Hep birlikte söylendi gökteki yıldız ve ayın şahitliğinde. Gözüm, hemen yanı başımda ayağa kalkmayan orta yaşlardaki iki kişideydi. Utanmadan çekirdekleriyle meşguldüler! Bakışlardan bile rahatsız olmadılar!

Ve onlarca tek yüreğin iki kez havalarda uçmasını görmek çok hoştu. Ama son dakikalardaki gelişmeler, bu kez bizim açımızdan hiç de iyi olmadı. Son düdüğe kadar yine mucize bekledik. Ama olmadı. Papaz pilav yemedi ama Rüştü, ıskanın arasından golü istemeyerek de olsa yedi. Olsun, ‘Türko’ lar yine de, bize bu dar günlerimizde sevince boğup, kenetlenmeyi öğrettiler. Onlara sonsuz teşekkürler.

Gün bitmesine dakikalar kala, herkes bir anda dağılmış, yurdumun insanı bir yığın çöp bırakarak, ardına bile bakmadan gitmişti.

Gözümün önünden otobüsler gelip geçti. Ayrılık da, el sallamaların gözyaşları arasındaki umudun tükenmesi gibiydi.  Ve 2010’da Güney Afrika’da, kimbilir belkide yine buluşacağız.

Sabah olduğunda, yine siyasilerin sert söylev ve rant dağılımı arasında birbirimize düşeceğiz. Kent Meydanı’ndaki kucaklaşmalar, yerini magandaların şiddetine bırakacak. Türkiye’nin gollerinde, tanımadan sarıldığınız kişi, trafikte belki de sizi bıçaklayacak. Şu günlerde unuttuğunuz ‘zam’ haberleri, zaten daralan bütçenizi oldukça sıkacak.

Belki de toplantılarda sandalyeler havada uçuşacak kafaların yarılmasında.

Ve yine tecavüz, gasp, hırsızlık ve olumsuzluklarla dünya gündemine son dakikaların karanbolü gibi düşeceğiz.

2010 Afrika’nın yılı olacak. O gün geldiğinde dünya, futbolla yatıp, futbolla uyanacak. Umarım, Afrika’nın, yani insanlığın açlığı ve dünya sorunları, umursamaz insanların aklını başına şimdiden getirir. Yoksa zor bir dünya yine hepimizi bekliyor!

Sevgiyle kalın.

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank