35 Beşiktaş Fanatiği Darbe mi Yapacakmışşşş….?
Benim Beşiktaşlı olmamda ilginçtir. Gerçi iyi ki olmuşum, kafam rahat… Şampiyon olsak da olmasak da, yensek de yenilsek de hır-gürümüz, abartılı övünmemiz ve dövünmemizde yok. Üstelik “Çarşı Grubu” gibi toplumsal duyarlılığı yüksek bir ekol yaratmışız… Beşiktaşlı olmam hikayesine gelince, şöyle:
12 Eylül’ün 1’nci yılıydı yanılmıyorsam, evet evet 1981 sonbaharı… Ali-Metin-Feyyaz’lı şampiyonluklara daha var, üstelik 1970’ler boyunca da şampiyonluk görmemiş Beşiktaşlılar… Eski askeriyeyi tıbbiye binası olan (şimdi İ.Ü. Kültür Merkezi olmuş) yurdun kantininde lakırdıdayız. 12 Eylül’le birlikte sokak çatışmaları, kahvehane taramaları bittiğinden teferruat insanların yaşamları biraz rahatladı. 12 Eylül cuntasının izin verdiği ölçüde, gazetelerden, kapalı spor salonlarında yapılan duruşmaları izleyebiliyoruz can sıkıcı şekilde… Lakin, 19 veya 20’li yaşların başında çoğumuz ve çocuksu yanımız olanlar ve olaylar karşısında edilgeniz…
Sacdan gri boyalı bir masa etrafında, Fenerbahçe-Galatasaray rekabeti üzerinden yürüyor sohbet… Bizden 2 sene önce üniversiteye başlamış, Karşıyakalı, Edebiyat Fakültesinde okuyan bir arkadaşımız var. Peltek, tutuk konuşurdu ve heyecanlandığında kelimeler ağzından güçlükle çıkardı. Onun için pek konuşkan değildi. Bana nedenini anlatmıştı bir gün… Üniversiteye ilk başladığı yıl, sömestr tatilinde, Karşıyaka’da (İzmir) yoldan geçerken silahlı sağ-sol çatışmasının ortasında kalmış. Kendisinin aşırı bir siyasi tarafı yoktu, Ecevitçiydi o kadar… Çatışma esnasında vurulan birini görmüş, kan tutmuş ve yere düşmüş… Kendisine bir şey olmamış ama psikolojik rahatsızlığı olmuş, fakülteye bir yıl ara vermiş, ailesinin yanında tedavi de görmek zorunda kalmış…
Bu arkadaşımızda yurtta ender olan Beşiktaşlılardan biriydi. Ama ne Beşiktaşlı, Beşiktaş’ın tarihini hatmetmiş; 1970’lerin başından bu yana Beşiktaş’ın skorlarını, oyuncularını biliyor… Tabii kadim rakiplerini de iyi analiz ediyor… Bizim Fenerbahçe-Galatasaray üzerine atışmalarımız üzerine hem Fenerbahçe’yi hem Galatasaray’ı eleştiriyor yönetim olarak… Bu arkadaş (adını maalesef hatırlamıyorum) ne kadar tutuksa, Fenerbahçe’li Kenan diye bir arkadaşımızda o kadar şamatacı… Başladı Beşiktaş’ın şampiyon olamadığından, arabacı takımı olduğundan vs. dem vurmaya… Bizim Beşiktaş’lı ona laf yetiştirmeye çalışıyor ama ne mümkün… Bir süre sonra kelimeler ağzından taksit taksit çıkmaya başladı. O zorlandıkça o ana kadar Fenerbahçeli olan ben, geçtim onun tarafına; onunla birlikte Fenerbahçe’nin futbolcu yetiştiremediğinden, parası ile futbolcu satın alıp şampiyonluklar kazandığından vs. söz etmeye başladım. İşte o gün bugündür Beşiktaşlıyım öğünmek gibi olmasın…
…..
Bir Beşiktaşlı olarak gülünç ama bir o kadarda ciddi “Çarşı Grubundan” 35 kişi hakkındaki hükümeti devirme iddialarını izliyoruz son günlerde… Gösteri ve protesto hakkını kullanan 35 Çarşı Grubu genç aslında darbe yapacakmış…! İddianameye giren telefon konuşmalarına göre darbe delili olarak şu konuşmalar ileri sürülüyor: “Park mark benim umrumda değil”, “Bana ne yemişim AVM’sini de, Gezi Parkı’nı da ağacını da, ihtilal başladı”, “Bu hükümeti düşüreceğiz”, “Başbakanlık konutuna saldırı olacak bugün”, “Bu bir iç savaşa dönüşebilir”, “Polise güçlü saldıralım, gösterilerde ölen kişi olursa toplumsal refleks daha çok artar…” Polis-göstericiler çatışmasının etki-tepki ruh halinin yarattığı, amacını aşan “latife beyanları” bundan böyle darbe olarak suçlanacak demektir. Ve demek ki, 35 kişi bir araya gelse ve “Hükümet istifa!” diye bağırsa, darbe girişimi mi olacak??? Ellerinde silah yok, arkalarında silahlı güçler (polis, asker) yok. Bu ne evhamdır ya hu!