Sözlerin Ağladığını Bilir misiniz?
Hasbihal’le kelimelerin aklını çelmek ve anlam vermek kadar hoş bir duygu var mıdır? Bu âlem de. Acımasızlaştırdığımız seyri dünyayı iyi ve güzel niyetlerle selamlamadan başlamayı, o kadar lüzumsuz buluyorum ki artık.
Nafile cümleleri dudaklarımızın arasına hapsetmek ve emredilen güzellikte konuşmak sevgi adabının esaslarından değil mi?
“Gün söze çağlamakta canan öze bağlanmakta
Gece göze kararmakta yaran közle yanmakta
Bahar güzü çağırmakta yaren dostta bağırmakta
Sen nerdesin hasbihalim yürek seni aramakta.” AYSUN GÜL
Gönlümüzü her hoş edeni konuşsak ve yapmaya kalsak, karşımızdaki sevgi acemilerini nasıl deneyimli birer duygu sanatçısı yapabiliriz ki!
BİLİYORUM, yine ve yeniden bu kız ne söylemeye çalışıyor diyeceksiniz? Haklısınız da. Söze başlamak ve sözleri sallandırmak; sözlere mana vermek ve sözleri şahlandırmak; sözlerini halsiz bırakmak ve sözlerde nağmeli saraylar yapmak; sözleri tüketmeden söylemek ve sözlerden sevgi duvarları örmek adına, kalemimden damlayan kalbimin dar ışığını kalplere yol etmek için yazıyorum bunları. Kalemimdeki esen yelleri durdurabilene aşk olsun.
“ Basma yüreğimin damarına
Acıdıkça ahuzar da.
Hiddetine ömür bağladığım dualarım
Şiddetiyle can figan da” AYSUN GÜL
Söylenmesi gereken sözü külliyenin, aklını almak istiyorum. Elimin kanayan her karışından damlayan çizgilerimi paylaşmak istiyorum ve de paylaşıyorum sizlerle. Ah! zihni karışık bedenimin ruhuma yaklaşan çizgisi. Seni tanımlamak adına birlikteliğini anlatabilir miyim? Bilemiyorum. Zaten bilmekte işime gelmiyor. Dilimde biriken huzurlu dileklerimi ikrar etmek ve yüreğimden bir avuç sevgiyi paylaşmaya niyet etmekten başka HİÇ BİR ŞEY GELMİYOR. Aslında “şey” diye “bir şey” de yoktur. Öğrendikçe, bildikçe asıllaşan olgular vardır, uhrevi âlemin maneviyat çemberinde.
“Aklımın yorgun duruşlarını
Vuruyorum bir kalemde sessiz duygularımla
Çaresizliği seriyorum kaldırımlara
Acımasızca yürüyorum bitsin diye.
Beyaz saçlarına bağlandığım abı hayatın
Hüzün vermeyen kalbine gidiyorum
Gelmemek üzere …” AYSUN GÜL
Bizler Yaradan’a olan niyetlerimizin ibadetle reklamını yapmaktayız, sancılı yaşamımızın her salisesinde. İbadetler, sadece doğrulukla yapılanları içermezler. İbadet kavramına kötülük kavramı da girer. Yaptığımız her harekette ibadete yaklaşırız. Bambaşka çizgiler de ama, aynı noktanın farklı imajlarıyla. Beraberce yapılandırdığımız duygularımız, mütemadi birlikteliklerle farzı ayin bir muteberlikte, hayatımıza işler ve yürütür dalgalı denizlerde.
Hayatımızda kiyafetsiz kalıntılarımızdan uzaklaşmadan, uzaklığını kırabilmek çabasızlığını da sitemleri feryat figan ağlatır ve sözleri de fersiz bırakırız. Sözlerin fersizliği yüreklerde ki dokunulmazlığı kaldırır ve eritir. Tükenişlerin bedeni ruhumuza vereceği zararı, düzeltemez ve olduğumuz yerde, bir çember misali yanar dururuz. Bizleri olgunlaştıran acizanelik bir gün gelir, tecrübe aynasında parlamaya başlar. El ayak olur, yapamadıklarımıza. Yapmak için çırpındıklarımıza.
“ Ezeli ebede bağlayan köşe
Kenarına bir parçacık yan (yakayım)
Sözlerimin bittiği yerde
Harflerine bir damlacık yak (aşayım.)” AYSUN GÜL
Ebediyete koşan bedenimiz Azrail’in zamanına geldiğinde yarım kaldığını fark eder ve gözyaşlarımıza engel olamayız. Onların barikatıyla sözlerimize vurduğumuz damgayı kaldıracak zamanımızın olmadığını da fark eder, gamı sitemle yakınır dururuz.
Sözün özü; insana yakışan ve insani niyetleri güzelleştirecek iki güzel sözü, kendimizden ve birbirlerinden esirgememek. Ahir zamanın gafleti dalgasının vurduğu sessizlik kıyılarından uzaklaşarak, hasbihali devrimleştirmeliyiz, hayatı ikramımız da. Tümce tümceleri; sofralarımızda dilaltlarına paspas etmektense, dudaklarımızı ıslatan güzelliğe kavuşturmalıyız.
Hoş Hasbıhal’ler sizlerin gönüllerinden dillerine bir badelik ses getirsin
Selam ve dua ile.
seninle gurur duyuyorum..! yüregini yüreğimde hissedebiliyorum ve aynı duygular ayrı kalplerde dostlukla sümbülleniyor. iyiki varsin dostum yüreğine sağlık...
Ekim 21st, 2010 at 08:49Kavgalarımız yaman, sevdalarımız kara,ve sözlerimiz yürekten olmadıkça umut hep kafdağının ardından selam gönderecek bize....
Ekim 21st, 2010 at 21:19Haklısın Adem, biz böyle elimizdeki nimetleri bol bol ortalığa serpiştirmeye devam edersek, yürek dağlarımızdaki sancılarımız da olur olmazlar için yaşayıp son bulacak.
Ekim 21st, 2010 at 22:46Anka kuşu hayallerimizi terk edeli öyle zaman geçti ki..