Devletin mahreminin dinlenme ve servis edilmesi önceden bilindiği halde, kendi devletine ait mahremini afişe etmekten utanmayan bir ana muhalefet liderinin, başbakan olma ihtimali bile Türkiye açısından züldür. Bu tür adamların idare ettiği bir parti olmaz olsun.
Bu CHP hep böyleydi. Bu çirkin miras onlara, ataları İttihatçılardan kaldı. Adamlar, atalarının dininden dönecek ve ihanetlerine de nedamet edecek değiller ya…
Önder Aytaç gibileri için ise söylenecek bir söz olamaz. Devlet ve yargı çok geçmez, hainlikleri hakkında son sözü söyleyecektir.
Her şerde bir hayır olabildiği gibi, bu alçaklıkların da hayırlı bir yönü var. Son gelişmeyi, çok daha vahim ihanetlerin önüne geçilmesine yönelik Allah’ın bir lütfu olarak görmek gerek. Bu gerçekten Allah’ın bir ikramı!
Nasıl ki insan, vücudundaki tenyaların farkına varamadığında bir gün ansızın çökerse, devlette böyledir.
O ana kadar sürdüğü sefanın haz ve cazibesine kapılan tenyalar, doymak bilmez ihtirasları yüzünden kendilerini açık ederler. Açık olduklarında da üstlerine sifon çekmek vacip olur.
MİT krizi ile ortaya çıkmaya başlayan ihanet süreci, bu kasetle birlikte gerçek amacını, şüpheye mahal bırakmayacak şekilde açık etmiştir.
Tenyasından haberdar olan adamın yapması gereken gibi, hainlerinden haberdar olan devlette gerekenleri gecikmeden yapacaktır.
Bugüne kadar yapılanları sadece Başbakan Erdoğan ve Ak Parti’ye yönelik zannedenlerin, aslında olup bitenin Türkiye’yi hâk ile yeksan etmeye yönelik bir ihanet olduğunu görmelerini sağlayacaktır.
Gerçi en dantellektüelleri Ömer Laçiner olan soldan, bu gerçeği görmesini pek de beklememek gerek. İçlerinde kaç Savcı Sayan var ki?
İnancımız odur ki, İttihatçıların sağ ve sol eli olan CHP ve MHP’ye oy veren tabanın önemli bir kısmı, ülkesine yönelen kirli ellere el vermeyecektir.
Devletin önlem alarak içindeki parazit ve tenyaları temizlemeye başlaması, toplumun ise düşmanlarının gerçek yüzlerini seçime iki gün kala da olsa görmesi, Türkiye’nin bahtının açık olduğunu gösterir.
Herkes bilmeli ki, Topkapı’daki emanetler bizde olduğu müddetçe, bu milletin sırtı yere gelmez.
30 Mart referandumu
30 Mart sıranda bir yerel seçim olmaktan çıktı.
İhanet şebekelerinin, İttihatçı CHP ve MHP’yi desteklemesinin nedeni de bu.
Devletin, şirketlerin, medyanın ciğerine yerleşen ve bir Cizvit yapılanması olan tenyanın canhıraş mücadelesi, artık sadece varlık yokluk meselesidir.
Doğup büyüdüğü, para ve insan başta olmak üzere kaynaklarını içtiği Türkiye’ye yönelik saldırısı, din kılıfı giydirilmiş titan yapılanmasıdır.
Vatikan tarzı bir amaç için mücadele ederken açığa çıkan bu yapılanma için, tarihin sonu gelmiştir. Bundan sonra ya hizmet ettiği yapıların yeni tahsis edeceği yeni kimliklerle kaçak olarak yaşayacaklar, ya da yakalanıp, çeşitli komplolarla bugüne kadar sayısız insan tıktıkları mahzenlerde artık kendileri çürüyecekler.
Onlar kaçmaya devam ederken, bizler iki gün sonra sandıklara gideceğiz ve oy vereceğiz. Vereceğimiz oylar, ya tenyaların neşv-ü nema bulmasına, ya da özgürlüğe olacak.
Artık herkes biliyor ki, bu bir yerel seçim değil, referandum. Ya tenyalardan yana olacağız, ya da Türkiye’den.
Verilecek her oy kâğıt üzerinde bir belediye başkanı seçmek için olsa da, sonuçta bu yeni Türkiye’nin kader oylaması olacak.
Biz yeni Türkiye diyeceğiz! Tabiî ki bu maskaralığa karşı Erdoğan diyeceğiz!
facebook.com/kemalozercom twitter.com/cankemalozer