250.nci Yazım; Sevgili Emine Dönüş ÖZATAR ve Ahmet FİDAN Dostlarımıza, Yazma Sanatına Gönül Vermiş Arkadaşlarımıza..
Dostlarım;
2009 yılında, Sevgili Ahmet Fidan dostumun çağrısıyla başladım, bilgiağı'nda yazmaya..
Ne mutlu ki, 250.nci yazıya ulaştık.
Başka bir-iki yayın organı gibi, Bilgiağı da, benim gerçek kimliğime, kişiliğime, yazma sanatına ulaşmamda katkı vermiştir.
Buradan, başta, sevgili dostum, yazar, akademisyen Ahmet Fidan ve Değerli Editörümüz, yazar Emine Dönüş olmak üzere tüm arkadaşlarımıza teşekkür ederim.
Onlar. benim; gerçek edebiyat ve yazı dostlarımdır.
Arkadaşlar;
Yazmak bir sonsuz sevda işidir.
Yazar sayısı kadar, yazma nedeni olmakla beraber, özünde; bir varoluş sorunu, toplumun vicdanı olma, Büyük İnsanlık yürüyüşüne katkı verme, bilim ve sanat kanatlarıyla insanlığı daha yükseklerden uçurma, sorumluluğudur, diyebiliriz bizdeki bu yazma tutkusunun nedenlerine..
Bakın, yeryüzünün ilk uygarlığı, insanlığın ve zamanının en ileri medeniyeti denilen SÜMERLER' in şair ve yazarı, LUDİNGİRRA neler yazmış bu konuda;
"...Bilgeliğin koruyucusu, Tanrımız yüce Enki, "Bütün sanatların içinde en zor olanı yazı sanatıdır." Atalarımıza göre de, " yazı; sanatın babası, konuşmanın ve bilginin annesi" imiş."( Muazzez İlmiye Çığ, Sumerli Ludingirra, Kaynak Yayınları, 19. Basım, 2012, s; 34)
Çağlar öncesinden, Milattan Önce, 2000' li yıllardan, bu yana, Ludingirra, bize öykülerini niçin yazdığını şöyle betimlemiş;
"...Ben bir yazar olduğuma göre; ulusumuzun bulduklarını, başardıklarını, geçmişimizi,geleneklerimizi, ne kadar uygar olduğumuzu, gerek Sumerliliklerini unutmaya başlayan gençlerimize, gerek daha sonra gelecek kuşaklara neden yazılarımla bildirmeyeyim dedim ve yaşam öykümü yazmaya karar verdim. Böylece her tarafa, herkese, her çağa ulaşacağımı umut ediyorum."(adı geçen eser, s; 13)
Bu günkü ve gelecek kuşaklara, yazılarımızla o kadar çok şeyi bildirmek istiyoruz ki, gerçekten bir ömür yetmez..
İşte; Bilgiağı Sütunlarında, yazılarımızla, denemelerimizle, kısa-küçük öykülerimizle, analizlerimizle, hem; insanın yaşadığı dramları, hem toplumun temel gelişme dinamiklerini, hem de yeşerteceğimiz gelecek umutlarını betimledik, anlattık ve daha çok anlatmaya da devam edeceğiz.
Deneme, bu çağın, özellikle son derece karmaşıklaşan, merhametini yitiren, insanlık umutlarını azaltan bu "ölüm ve zulüm" yıllarının, gerçek anlatıcısıdır.
Bu nedenle, yazar dostlarımızı, özellikle deneme yazmaya, yeniden düşünmeye, öz sevgilerinden ve bütünlüklerinden kaynaklanan içtenlikleriyle topluma ve insanlığa seslenmeye davet ediyorum.
Yeniden; yazar, yönetmen, akademisyen dostlarımıza teşekkür ederken, nice 250.nci yazıları bekler, sevgi ve üretkenlikler dileriz..