24 Saate 500 Bin Kişi Öldürdüler
Önceki yazımızda Siyonist güdümlü Daily Express gazetesinin 24 Mart 1933 tarihli manşetinden, İngiliz istihbaratı MI6'in CIA'i, CIA'in Alman istihbaratı BND ve Türk istihbaratı MİT'i kurmasından söz etmiştik.
Bugün dünya tarihinin en kanlı katliamına temas edeceğiz
ancak önce Daily Express'in o çarpıcı manşetini bir kez daha hatırlayalım: “Yahudiler Almanya'ya savaş açtı. Siyonistler Yahudileri Almanya'ya karşı birleşmeye çağırdı. Boykot çağrısı yaptı….”
Hep Hitler'in Yahudileri katletmesinden söz edilir. Filmler yapılır, kitaplar yazılır. Varsa yoksa tek gündem budur. Zaman kalırsa da ABD'nin Japonya'nın Hiroşima ve Nagazaki şehirlerine attığı atom bombası konu edilir. Ama bu da ABD'nin güç propagandası yapmak 
için adice kullanımıdır hep.
UNUTULAN KATLİAM
Japonya'ya atılan iki atom bombası ilk anda 70 bin kişinin ölümüne yol açmıştı. Sonrasında ölenlerle sayı 90 bini aşmıştı. Bu yüzden engelli doğan on binlerce çocuk ve çevrede yol açtığı felaketin ise henüz faturası sona ermiş değil.
Yine Siyonistlerin kurguladığı en büyük savaşlardan biri olan İkinci Dünya Savaşının sürdüğü günlerdir.
Tıpkı İran, Rusya ve Esed güçlerinin Halep'imizi yerle bir ettikleri gibi 13 Şubat 1945'te dönemin Başbakanı Winston Churchill'in emri ile İngiliz Hava Kuvvetleri tarafından Almanya'nın Dresden şehrine bombalar yağdırılmaktadır.
O günlerde savaştan kaçan sivil halk Dresden'e sığındığı için şehrin nüfusu 1 milyon 200 bin kişiye çıkmış. Bunu bilmesine rağmen İngiliz güçleri şehre yüz binlerce fosfor bombası atar. Bu bombalar yüzünden sıcaklık 1600 dereceye çıkar.
Dresden katliamından
Bu bombalama yüzünden hepsi de sivil olan 500 bin masum insan hayatını kaybeder. Şehir hayalet şehre dönüşür. Tarihe “Dresden Katliamı” olarak geçen bu cinayetler karşısında herkes suskundur.
Çünkü o günün Almanya'sında Hitler vardır ve masumları savunmak “Hitlerci” olmaya yol açar. Bu yüzden çok az vicdanlı insan hariç, Alman medyası bile suskundur. Almanya'da dahi Dresden Katliamı'nın gerçek yüzü ile ilgili yayınlar çok yok. Bu hususta yazıp çizen bazı Almanlar vatandaşlıktan çıkarılır.
İkinci Cihan Harbi'nde on milyonlarca insan hayatını kaybetmiştir. Ancak sadece 24 saat içinde hayatını kaybeden sivil sayısı bu kadar çok, hiçbir zaman olmamıştır. İşte bu da insanlık tarihinin en acımasız katliamlarından ve en büyük insanlık suçlarından sadece birisidir.
Gerçi İngilizlerin Hindistan'da insanların ellerini veya ayaklarını kesmesi, din, lisan ve geleneklerini değiştirmesi gibi daha dramatik sonuçlara yol açan pek çok katliamları vardır.
Dresden katliamından
KENDİLERİNE ACIMAYANLAR
Batı Terör Örgütü (BTÖ)'nün vahşetlerini sıralamaya başlasak bitiremeyiz. Mesela 1932-1933'de Ukrayna'da Stalin'in insanları aç susuz bırakması yüzünden BM'ye göre 7, bazı kaynaklara göre 8, Ukrayna hükümetine göre ise 10 milyon kişi öldü.
Tarihe “Holodomor katliamı” olarak geçen bu vahşet sonrasında cesetler aylarca sokaklarda kaldı. Elimde Holodomor katliamı 
detaylarını anlatan bilgi ve belgelerle dolu eserler var. İnsan bakmaya bile tahammül edemiyor.
Dönemin İngiltere Başbakanı Winston Churchill'in emri ile yapılan bombardımanda Dresden şehrine atılan fosfor bombalarından dolayı sıcaklık 1600 dereceye çıkmış, dolayısı ile sığınaklara sığınan mülteciler de yanarak feci bir şekilde hayatlarını kaybetmişti.
Halen tahtında oturan Kraliçesi 2. Elizabeth, 1953'de Churchill'i Kraliyet nişanı ile ödüllendirir.
Dresden katliamından
FATURA DEHŞET
Sivil polis albayı Grosse 22 Mart 1945'de Dresden katliamı ile ilgili bir rapor hazırlar. İngilizlerin 13-14-15 Şubat 1945 yılı hava hücumlarında şehrin hayalete döndüğünü, sadece bir günde 202.040 yaşlı, kadın ve çocuk cesetleri tespit edildiğini kayda geçirir.
Dr. Heinrich Bruning 28 Ağustos 1937'de Churchill'e Hitler'i kimlerin finanse ettiğine dair bir mektup yazar. Bu mektup, savaşı ve gizli 
amaçları ifşa etmesi bakımında son derece önemlidir.
Bu mektupta adı geçen kişi şirket ve bankaların hepsi Yahudi ve Siyonist. Silahların pek çoğu ise Siyonistlerin güdümündeki ABD'den. Masonların kontrolündeki Fransız istihbaratı da en önemli aktörlerden.
Bugün Batı Terör Örgütü'nün İslam topraklarında yaptıklarına bakınca hayrete düşüyoruz. Kendilerine merhamet etmeyenlerin bize merhamet etmesini beklemek saflık değil ahmaklık.
Bu iblisin adamları plan ve hesaplarının tutması için bırakın kendi toplumlarını kendi aile fertlerini bile katletmekten çekinmezler.
Halep'ten bir kare
