2014 Yılı, Doların Ölüm Yılı mı Olacak?
Adettendir. Yeni yıl yaklaşırken, gelecek yıl nasıl olacak diye, değerlendirmeler yapılır.
Bizde modaya uyduk.
Amerika ölmeden dolar ölür mü? Ya da ABD ölürken, dolar da beraber mi ölür?
Nasıl olacak bilinmez ama ortalık yerde doların 2014 yılında öleceği konuşuluyor, tartışılıyor.
Tartışanlar da, öyle sıradan kişiler değil. Kelli felli ekonomistler arasında bu tartışmalar oluyor.
Anlayacağınız başlıktaki ifade bana ait değil.
Tartışmaların iki tarafı var.
Kâğıt alıp, kağıt satan, adına finans denilen kesim, Amerika’nın krizden çıkmakta olduğunu söylüyor.
Ekonominin üretiminden yana olan kesimlerinde ise; resesyondan çıkılamadığını, işin daha da kötüye gittiğini belirtiyorlar.
Oysa 17 trilyon dolar borcu olan ABD’nin, bırakınız krizden çıkmayı, yeni borçlanmalar için Çin’in kapısını çalmaya devam ediyorlar.
Daha dün, Amerikan Başkan Yardımcısı Biden Çin’deydi.
Çin yetkilileri ile bu yeni borçlanmaları görüştüler.
Amerika Almanya’daki General Motor’a ait, Opel Fabrikasını Amerika’ya taşımak için karar aldı.
Amerika öyle zor durumda ki; Amerika’daki işsizliğe çare olacak diye, dış ülkelerdeki yatırımlarını Amerika’ya çekmek için kararlar alıyor.
O, çok büyük, çok kudretli sandığımız ABD de, 40 milyon kişi gıda yardımı (food stamp) alıyor.
Amerikan devleti ayda 85 milyar dolar basması ve bono, tahvil alması,2008 yılından bu yana Amerika’nın krizden çıkmasına çare olmadı.
Askeri yenilgiler, siyasi bozgunlar, örtülü kirli savaşlar, üretimsizlik doların akıbetini belirleyen unsurlar oldu.
Doları 2014 yılında ölür deyip bırakalım.
AKP’nin Suriye yenilgisinin sonuçları diye bir makale yazmıştım.
Orada, Doların ölümünü hazırlayan sonuçlar gibi, AKP’nin sonunu hazırlayan unsurlara değinmiştim.
AKP’nin sonunu hazırlayan üç temel unsuru bir kez daha tekrar etmek isterim.
1-Suriye yenilgisi, 2-Türk Silahlı Kuvvetlerinin tertiplerle dağıtılması ve 3-bu tertiplere direnen Türk halkının direncinin, iktidar mevzilerine indirdiği darbeler.
Bu günlerde iktidar mevzilerinden bazı yetkililer, Balbay’ın başvurusu üzerine, Anayasa Mahkemesinin aldığı kararı alkışlamaları, yukarıda ifade etmeye çalıştığım yenilginin sonuçlarından birisidir.
AKP’nin F-Tipini suçlaması, Gülen’in AKP’yi suçlaması ve tertipleri birbirlerinin üzerine atması, asıl yeniğinin sonuçlarını erteleme gayretleridir.
Tutuklu KCK’lı milletvekilleri ve Balbay’ın serbest bırakılmasına indirgenen bu süreç burada kalmayacaktır.
Balyoz ve Ergenekon Tertipleri ile esir alınanların bırakılmasına kadar uzanacak bir sürecin içine girdik.
Kürtçe eğitimin önünü açmak, Açılım sürecini ilerletebilmeleri için tansiyonu düşürmeyi planladıkları, hep bir ağızdan esirlere özgürlük demeleri, ondandır.