2010-Çiğ Süt-Ege Tv’de Söyleyemediklerimiz
Ege Tv Tarım Ekonomisi proğram yapımcısı Sayın İsmail Uğural’ın 30.12.2010 tarihinde düzenlediği ‘’ SÜT SEKTÖRÜ 2011 YILINA NASIL GİRİYOR’’ başlıklı proğrama 5 dakikalık canlı telefon ile bağlandık ve neler söylediğimiz aşağıdadır.
Öncelikle üretici olan bizlere de söz söyleme fırsatı verdiğiniz için teşekkür ediyor, misafirlerinize hoş geldiniz diyorum
2011 yılına süt sektöründe hangi problemlerle giriyoruz bunlara temas edeceğim
2010 yılı başında üreticler için çiğ süt fiyatlarının olması gereken seviyelere yaklaşması sonucunda ambalajlı süt sanayicilerinin kutu süt fiyatlarına fahiş fiyatlarla yansıtmıştır. Bu yansıtma kutu sütün değil de çiğ sütün fiyatlarının sorgulanmasını süt sanayicileri gündeme getirmeleri ve birlikte hareket etmeleri sonucunda 2010 mart ayında çiğ süt fiyatlarını suni bir şekilde düşürme girişimleri başlatılmıştır.
Süt sanayicilerinin kendi aralarında rekabet kanununa aykırı bir şekilde hareket edip fiyat belirlemeleri karşısında bu yılın Nisan ayında Gönen Süt Üreticileri Birliğinin başlattığı süt grevi çiğ süt fiyatlarının düşürülmesini engellemiştir. Aslında fiyat düşürülmesine engel olan yapılan süt grevinin oluşturduğu kamuoyu karşısında Tarım Bakanlığı’nın Süt sanayicilerine binbir kez rica etmiş olmalarıdır. Gönende süt grevinin ülke çapında yaygınlaştırılamamış olmasının ana nedeni Türkiye Süt Üreticileri merkez Birliği Başkanı’nın iktidar partisinde oluşu münasebetleri ile destek verememiş olmalarıdır. Süt grevine destek vermeyenlerden biri de , ülkedeki damızlık sayısının başarısız zabit katipliğinden başka bir şey yapmayan, et veya damızlık hayvan ithalatı yapılmalı diyen Damızlık Sığır yetiştiricileri merkez Birliğidir.
Biz 2010 yılında ve önümüzdeki yılda da uygulanacağını hissettiğimiz çiğ süt alım fiyatlarının 75 kuruş bandında devam ettirileceğidir. Biz bu 75 kuruş fiyatın bir maliyet olduğunu bildiriyoruz. Sürdürülebilir bir hayvancılık yapabilmemiz için çiğ süt alım fiyatları 1 TL olmalıdır diyoruz. TDSYB ve TSÜMB yöneticileri kendi maliyet ve kazanç tesbitlerinin ne olduğunu kamuoyuna açıklamalıdırlar ki üretici önce kendi örgüt yöneticilerinin kendilerine hangi fiyatı reva gördüğünü bilmelidir.
Sayın Uğural buyrun sizde inceleyiniz: IMKB Borsaya kayıtlı 40 milyon sermayeli bir süt fabrikası bu yılın ilk dokuz ayında % 68 net para kazanmıştır.
20 ineği olan işletmenin işletme sermayesi ise aşağı yukarı 200 bin Türk Lirasıdır. Bu işletme süt sanayicisinin sermaye/kazanç oranına göre 140 bin lira kazanması gerekirken bu tür işletmeler borçlu cari hesaplarda çalışmakta eksi 4000 bin lira borçludur.
Bu yılın kamuoyuna aksetmeyen bir hususu ise Kasım ayının ilk haftasında süt sanayicilerinin çiğ süt alımlarında fiyat indirme girişimlerinin kamu kesimince ‘’ seçim var ‘’ gerekçesiyle yine binbir rica ve minnetle durdurulmuş olmasıdır.
Süt sanayicilerinin tek alıcı konumundan hareketle SEK kapandığından beri alım fiyatlarını kendi düzenlemekte buna da maalesef kamu kesimi seyirci kalmaktadır
Süt sanayicileri fiyat indirmek girişimlerini çiğ süt de arz fazlası var gerçek dışı beyanları ile kamuyounu ve kamu kesimini yanlış bilgilendirmektedirler.
2009 Ekim/2010 Ekim döneminde çiğ sütte % 19 olan artış süt ineği sayısının artışından değil, 40 kuruşlarda yerlerde süründürülen çiğ sütün açık parekende sektöründen sanayicilere kaymasından kaynaklanmıştır.
2009 yılı Nisan ayında çiğ süt fiyatlarında istikrar sağlamak üzere Tarım bakanlığı tarafından uygulamaya konulan teşvikli süt tozu üretim politikalarının çiğ sütte fiyat istikrarını sağlamadığını tesbit etmiş bulunmaktayız. Bakınız 2010 yılının Şubat ayından beri Çukurova’da , Konya’da İç Anadolu’da, Aksaray, Çorum, Çankırı ve Kırıkkale’de çiğ süt 55-65 Kuruş aralığından satın alınıyor olması süt tozu teşvik politikalarını iflasıdır.
Teşvikli süt tozunu fiyat istikrarı sağlamamasının birinci nedeni; Bu politikanın Çiğ Süt Üreticilerine değil Süt sanayicilerinin temsilcisi olan Ambalajlı Süt Sanayicileri Derneği temsilcisinin uhdesine verilmiş olmasıdır.
İkincisi ise devletin, tüketicinin vergileriyle teşviklendirilip ürettirilen süt tozunun üretildikten sonra çiğ süt üreticilerinin uhdesine, veya devletin emanetine alınmamış olmasıdır.
Üçüncüsü ise; Süt tozu teşviğinin hem süt tozu fabrikası sahibi olan hemde aynı zaman da ambalajı süt ürünleri fabrikası olana verilmekte oluşudur. Bu hilkat garabeti bir durum yaratmakta kuzunun kurda teslimi gibi olmaktadır. Konunun tam anlaşılması için basit bir örnek vermek isteri.
Bir firmanın Konya’da süt tozu fabrikası var, aynı firmanın konya’da ambalajlı süt ürüten fabrikası var. bu firmanın adına A firması diyelim.
Devlet süt tozu teşviğini çiğ süt fiyatlarında istikrar sağlansın diye ortaya çıkarmıştır. A firmasının üreteceği ambalajlı süt ürünlerinin girdisinde niçin kendi eliyle maliyet artışı sağlasın mantıksızlığı akıllara gelmemektedir . Dolayısı A firmasına teşvikli süt tozu ürettirmek akıl tutulmasıdır.
Dördüncü yanlış ve eksiklik ise süt tozu teşviği uygulanırken süt tozu teşviğinden yararlanacak süt tozu fabrikasına çiğ sütü kaç kuruştan alacağı yönetmelikte dikte edilmediğinden sanayicilerin aralarında rekabet kanununa ayıkırı fiyat anlaşmaları bozulamamaktadır.
Bunları söyledik. Zaman yetişmediği gerekçesi ile Sayın İsmail Uğural burada konuşmamızı durdurdu.
İşte Ege Tv’de zaman yetişmediğinden söyleyemediklerimiz:
Çiğ Süt arzının fazla olduğu zaman ve bölgelerde piyasadan çiğ süt teşvikli süt tozu ürettiriliyor olsa da bölgesel fiyat farkılıklarını ortadan kaldıramamaktadır.
Teşvikli süt tozu politikasını uyguluyor gözüken Ulusal Süt Konseyinde Türkiye Süt Üreticileri Merkez Birliği’nin temsili kaktüs bahçesinde bir demet gül vaziyetindedir.
Ulusal Süt Konseyinde Süt sanayicileri temsilcisi sadece gözlemci olarak bulunmalıdır.
Ulusal Süt Konseyi süt sanayicilerinden bağımsız hale getirilmelidir. Söylediğimiz doğrultuda işlev yapmalıdır.
Ülkemizin canlı hayvan, kasaplık hayvan ,et ,dondurulmuş et ithal eder vaziyete gelmesinin sebebi ET Spekülatörleri değil çiğ süt fiyatlarının süt sanayicilerince istediklerinde düşürülmekte oluşudur.
Hayvanın karnını doyuran çiğ süt fiyatlarıdır. Hayvancılığın kazançlı hale gelmesinde tek etken çiğ sütün fiyatıdır.
Bu yüzden süt tozu, hayvan başına destekler, litre süt başına destekler, yem bitkileri destekleri süt sanayicilerine gitmekte , süt sanayicileri % 68 net kazanç sağlarken çiğ süt-damızlık üreticileri yemcisine veteriner hekimine borçtan kurtulamamaktadır.
Ulusal Süt konseyini tenkidim huzurda bulunan veya bulunmayan değerli şahsiyetleri değil kurumun fonksiyonelsizliğini ele aldığımın bilinmesini arz ederim.
Sayın Başkanvekilimiz EskiYörük fiyatlar ile ilgili bir grafiği huzurunuzda gösterdi. O grafiklere ülkenin batısını göstermekte iç Anadolu , Ve Güney illerimizi yansıtmamaktadır.
18000 bin ton süt tozu teşviği sanayiciye verilse bile süt tozu teşvik ilkeleri, ulusal süt konseyinin yapısı değişmedikçe fiyat istikrarı sağlanamayacaktır.
Okul sütü projesi geçmişte başlatılmak istendiğinde süt sanayicisinin rekabet ilkelerine aykırılıktan yargı önünde küçük cezalara çarptırıldıkları unutulmamalıdır.
Süt sanayicileri hem satın alırken hem de satarken –Okul Sütü Müstakbel Projelerinde- rekabet etmemek için gizli anlaşmalar yapmaktadır.
Çiğ süt satın alımında adil bir piyasa düzeni sağlanmadıkça hem üretici hem tüketici zarar görmeye devam ettirilecektir.