Okurumuz F. Özdemir, "En son çalıştığım iş yerine giriş tarihim 28.03.2008, ilk işe giriş tarihim 30.06.1998 ve doğum tarihim ise 08.01.1981. Bugüne kadar toplam prim gün sayım 3900 gün. Ben şu an çalışmakta olduğum iş yerimden kendi isteğim ile ayrılır isem kıdem tazminatı alabilir miyim? Yada ne zaman ayrılırsam alabilirim? Ayrıca 5 yıldır sadece 5 gün yıllık izin kullandım bu izin haklarımı işten ayrılınca alabilir miyim?" diyor.
15 yıl ve 3600 günü doldurup yaş bekleyenlerin kıdem tazminatı alma hakkının olması, istifa ederek ayrılmayı düşünen birçok işçi için bir çıkış yolu olarak değerlendiriliyor. Burada özellikle 08.09.1999 öncesi işe girişi olan SGK'lılar için bu hakkın geçerli olduğunu söyleyelim.
Okurumuzun ilk işe giriş tarihi 30.06.1998 ve prim gün sayısının da olmasından dolayı, 15 yıllık sigortalılık süresinin 30.06.2013 tarihinde dolmasıyla birlikte bu hakkından yararlanabilecek. Buna göre, 30.06.2013 tarihinden sonra ve 3600 gün şartıyla işyerinden kıdem tazminatı alma hakkı doğacaktır.
Yıllık izin hakkından vazgeçilemeyeceği gibi, mutlaka süresi içinde yıllık iznin kullanılması gerekmektedir. Eğer işten ayrılan işçilerin kullanmadıkları izinler var ise bu durumda kullanılmayan izinlerin parasının son ücret üzerinden ödenmesi gerekmektedir.
*******
Vekil öğretmen emekli olur mu?
Okurumuz Zekeriye Lüy, "1990 -1991 arası 7 aylık vekil öğretmenlik yaptım. 1997 sigorta başlangıcım var halen SGK'lı çalışıyorum. Ne zaman emekli olurum. 1990 yılında çalıştığım vekil öğretmenlik sigorta başlangıcı olur mu?" diyor.
Okurumuzun ilk sigorta başlangıç tarihi 1990 yılı olmasından dolayı emeklilik hesabının bu tarih üzerinden yapılması gerekmektedir. 24.11.1989-23.05.1991 tarihleri arasında işe başlayan sigortalıların 25 yıl sigortalılık süresi, 52 yaşını ve 5225 prim gün sayısını doldurmak suretiyle SSK'dan emekli olması mümkündür.
*******
SGK Borcu İşçiden İstenebilir mi?
Okurumuz Mualla Çapa, "Amcam seneler önce kardeşiyle iş yeri açtı. Bağ-Kur'a kaydı vardı. Anlaşamayınca ayrıldı ve Bağ-Kur'a da dilekçe verdi. Ama Bağ-Kur dilekçeyi işleme almamış ve amcam o günden beri hem Bağ-Kur'lu görünüyor hem de sigortalı olarak çalışıyor. Emekli olmak istediğinde karşısına Bağ-Kur 54 bin TL borç çıkardı. Yeni çıkan yasadan yararlanmak istediğinde ise Bağ-Kur borcu 12 bin liraya kadar düşürdü. Amcamın çalıştığı bir yer iflas etiğinden SSK borcunu ödememiş, şimdi amcama diyor ki bunu işveren ödemediği için sen ödemek zorundasın. Amcamın şu an 3 yıldır emekli olması gerekirdi, bu parayı ödeyecek gücüde yok. Bununla ilgili nasıl bir yol izleyebiliriz?" diyor.
Elbette okurlarımızdan her gün SGK'dan yakınılan onlarca mail alıyoruz. Bu tür mailler okurlarımızı üzdüğü gibi, mağduriyetlerine de sebep oluyor. Maalesef bu sorunlar bir türlü de önlenemiyor. Okurumuzun durumuna bakıldığında öncelikle Bağ-Kur kapsamında bir ticari faaliyeti ve işyeri (vergi mükellefiyeti-şirket ortaklığı gibi) olmayan kişilerin isteseler bile Bağ-Kur'lu olarak sayılmayacaklarını belirtmeliyiz. Bağ-Kur'un dilekçeyi işleme almamış olmasının sorumluluğu Bağ-Kur'a ait olup siz elinizdeki dilekçe sureti ile işlem yapılmasını isteyin. Vergi-şirket ortaklığını kapattığı/devrettiği tarihten sonraki Bağ-Kur sigortalılığı iptal edilince de buna ilişkin mağduriyetiniz kalmaz. Ayrıca işverenin SGK prim borcunu ödememiş olması SGK'nın sorunudur. İşçiden istenemez. SGK personeli burada saç-baş yoldurmaktan başka bir şey yapmamış.
Sorunlarınız çözülmeyecek sorunlar değil. Yeter ki elinizdeki belgelerle bağlı olduğunuz SGK İl Müdürlüğü'ne mağduriyetinizi bir dilekçe ile bildirin. İl Müdürü konuyu çözecektir. Aksi halde dava açmaktan başka yol kalmıyor.