15 Temmuz Olmasaydı…
İkinci Dünya Savaşından sonra başlayan, bizim de, içinde yer aldığımız Kuzey Atlantik Paktının, ülkemiz üzerinde 50-60 yıllık yoğun etkileri oldu.
Ülkemizde, NATO’nun etkisinde darbeler oluyor, Amerikan yönetimine yakın bir iktidar gidiyor, ötekisi iş başı yapıyordu.
Ülkenin aydınları, gerçek milliyetçileri, Türkiye’de, iktidarları Amerika’nın getirip götürdüğünü yıllarca anlatmaya çalıştılar.
Lakin halkımız bunu anlamamakta önemli dirençler sergiliyordu. Çünkü halkımız, giden de, gelen de, sanki Amerika’nın etkisinde değilmiş de, yapılan iyi şeyleri de, kötü işleri de, bizim seçtiğimiz yönetimler gerçekleştiriyor sanıyordu.
Kitleler ağır işbirlikçi anlayışın, etkisinden bir türlü çıkmıyordu.
İktidardan ayrılanlar ise, ABD ile ülke aleyhine yaptığı işbirliğini anlatmıyor, ya da suça ortak olduğu için anlatamıyordu.
Mevcut iktidar da, BOP Projesiyle gelmişti. Ancak, ABD alışkanlıklarını bir tarafa bırakmayıp, bu iktidarı da, bir kanlı darbe ile bertaraf edip, yerine doğrudan bir Amerikan valisi atamaya yeltendi.
Amerika iktidar değişiminde, daha önceki darbelerde yapmadığı, iki önemli büyük hata yaptı. Birincisi; Türk halkını karşısına doğrudan aldı. İkincisi de, doğrudan Erdoğan’ın canına kast etti.
Türk aydının, elli yıldır ömrünü hapishanelerde çürüterek anlatamadığı emperyalizmi (Amerika’yı), Darbe, Türk halkına 24 saatte öğretti.
Toplumların everilmesinde, egemen güçlerin propagandası elbet çok önemlidir. Ancak halkın başından geçen böyle travmalar, halkın katılaşmış bir anlayıştan başka anlayışa çabucak geçmesine sebep olabiliyor. Unutmayalım travmalar ve zaferler mitleri yaratır. Mitler de milletleri…
İktidarın canına kast eden Amerika’yı anlatan iktidar sahipleri olunca, halkın ABD emperyalizmi anlaması kolaylaştı.
15 Temmuz, Türk milletine Amerikan emperyalizmini, NATO’yu, İkili Antlaşmaların ne demek olduğunu, İncirlik Üssünün ne işe yaradığını, Kürt Sorunu diye bir şeyin olmadığını, aslında temel sorunun ABD’nin kendisi olduğunu, halkımıza bir güzel anlatmış oldu.
Böyle bir hayati meseleyi halkımıza anlatan darbe, öte yandan da, başka bir olumsuz sonuç üretti.
Darbeyi fırsata dönüştürenler, Meclisin yetkilerini elinden alıp, bir tek kişiye verme ortamına sahip oldular.
Meclis hem var hem yok oldu. Kanun Hükmünde Kararnameler ile ülke yönetilir oldu.
Bu şartlarda Halk Oylamasının adil olmayacağı kesindir. 24 televizyondan, 24 saat tek taraflı yayınla, EVET propagandası yapılmaktadır.
Bu haksız ve hukuksuz ortam, sadece, halkımızın iradesini ortaya koymasıyla tersine çevrilebilir.
Bülent Esinoğlu
bulentesinoglu@gmail.com