Kasetle İndirdiler Postalla Gömdüler
78 yaşına da gelse can çıkar huy çıkmazmış. Gazeteci meslektaşımız Murat Çelik'e konuşan Deniz Baykal bunu bir kez daha ispat etti.
Deniz Baykal isimli bir genç Başbakan Menderes'in yakasından yapışarak
"özgürlük istiyorum" der. İşte o genç, Menderes asıldıktan sonra 1963'de Siyonist Rockefeller Vakfı'nın bursu ile ABD'ye gider. Bir süre Columbia Üniversitesi ve Berkeley Üniversitesi'nin rahle-i tedrisinde bulunur.
Eski yazılarımız ve kitaplarımızda da görüleceği üzere Columbia Üniversitesi Türkiye başta olmak üzere Ortadoğu için yönetici devşirme ve kurgulama merkezi olduğunu hatırlatıp devam edelim.
Ancak öncesinde birde kendisini siyasete sokan Bülent Ecevit'e bakalım. Ecevit, Baykal'dan önce yine Rockefeller Vakfı bursu ile ABD'ye gider. Rockefellerlere ait Harvard Üniversitesi'nde adına ‘sosyal psikoloji ve Orta Doğu tarihi' denilen eğitiminden geçirilir. Ecevit'in kendi beyanına göre o sırada ünlü Siyonist Yahudi Henry A. Kissinger, Harvard'ın rektörüdür. Ecevit daha sonra Kissinger için ‘hocamdır' diyecektir.
ABD'den döner dönmez 1961'de CHP'den milletvekili, 1971'de ise Genel Başkan olur. ABD'den dönen Baykal da Ecevit tarafından 1973'de milletvekili yapılır. Bu yıllarda birileri Ecevit ile Gülen'in yollarını birleştirir. Gülen'in kadim dost dediği ve “şefaat” edeceğini ilan ettiği Ecevit ise Gülen için “çağdaş ve ancak kuşku uyandırıcı tavırlardan uzak biri” diye tarif eder. FETÖ lideri Cizvit papazı İzmir'de bir yandan örgüt şemasını tamamlar, diğer yandan da dostu Ecevit'in yardımı devlete sızmaya başlar.
Sonrası malum. Efendisi Gülen'i ABD'ye çekerek korumaya alır. Avrupa istihbaratları ile irtibatlı bir ekip Ecevit siyaset sahnesinden göndermeye dönük hamleler yapar. Ama işler pek yolunda gitmez. Kabala büyücüsü Gülen, polis ve yargı içindeki adamlarına emir verir ve Ecevit'e operasyon yapanlar hakkında davalar açtırıp, tutuklatır. Bunlar da bilinen şeyler.
Zonguldak Emniyet Müdürü olan Osman Ak ve Emniyet Başmüfettişleri Zafer Aktaş ile Ersal Dalman'ın “Fethullah Gülen ve Işık Tarikatı" adlı rapor hazırlayan Eski İstihbarat Daire Başkanı Cevdet Saral önceki aksam CNN Türk'te yaptığı açıklamada “bu çalışma için izin almak amacıyla 1998 yılı Eylül ayında dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz ile görüştüğünü, Yılmaz'ın kendisine "Sakın ha! Ecevit bu Cemaat'e meftundur (gönül vermiş, tutkun), böyle bir çalışma yaptığınızı duyarsa hükümeti yıkar" dediğini aktardı.
Doğru yahut düzmece fark etmeksizin Gülen'in dostu / kardeşi Ecevit'in elinden tutup SSK Genel Müdürü yaptığı ‘Karabulut' soyadlı bu kişinin Rahşan hanım tarafından tayinini CHP'ye çıkarılır. 2002'de CHP'den vekil seçilir. FETÖ tarafından eline tutuşturulan dosyalar bazen Baykal'ın bile haberi olmadan ağza alınmayacak ifadelerce kamuoyu ile paylaştırılır.
İktidar partisinin genel başkan yardımcısı Şaban Dişli ve Dengir Mir Mehmet Fırat gibi isimler bu sayede görevlerinden ayrılmak zorunda kalır. Testlerden başarı ile geçen yaverin önün açılma vakti gelmiştir. CHP tabanı Kılıçdaroğlu'nu sevmiştir. Fakat Baykal kolay lokma değildir. Olsun nasıl olsa onunda zaafları vardır.
Hiçbir ahlaki değeri olmayan Vatikan papazı, teröristleri aracılığıyla Baykal'ın kendince meşru ancak toplumca meşru olmayan faaliyetleri kayda aldırır. Üsküdar'da Baykal'la pazarlık yapılır. Baykal'a ait tüm kasetlerle ilgili bilgi verilir. Ancak istenilen anlaşmaya varılamaz. Bu kayıt kasetlerinden şimdilik biri, (Varan 1, devamı gerektiği zaman için saklıdır) 17/25 Aralık sonrasında FETÖ adına kripto gazete çıkaracak olan iki kişinin yönettiği site üzerinden servis edilir. Bu “büyük araştırmacı gazeteciler”ciliktir(!)
İşte o günlerde bizde bir kanalda haber müdürüyüz. Haber toplantısında bunun Baykalların özel, ailevi ve mahremi olduğu ve asla haber yapılmaması gerektiği talimatından sonra “İslam ahlakının buna asla izin vermediğini belirtip, bu servisi eleştiren haber” talimatı vererek mahremin kaydedilip yayınlamasını eleştiren haberler yaptık. Görevde olduğum başka bir yayın organında da MHP'lilerin kasetleri için de aynını tavrı sürdürdük.
BAYKAL BU NE?
Bu hatırlatıcı girizgâhtan sonra dönelim Baykal'ın açıklamaları ve 15 Temmuz hakkındaki duruşuna.
7 Haziran sonrası duruşu nedeniyle “Başbakan Baykal” manşeti atmış biri olarak, Baykal'ın ne düşündüğünü merak edip sosyal medya hesabına girdim. Ancak Baykal'ın dostu düşmanı tanımadığını, 1963'de kendisine emek verenlerin yolunda gittiğini gördüm. Zaaflarının esiri Baykal ölmüştü. Üstelik hiçbir kıymeti kalmayan bir ölü.
Kendisini yetiştiren ABD ile uçkurunu kaydeden FETÖ çetesi tarafından Türkiye'nin işgalini Antalya'da keyifle izlediği anlaşılan Baykal, Türk milletinin verdiği ve kazandığı yeni bir istiklal harbi karşısında şoka girmiş, küçük dilini yutmuş olduğu anlaşılıyor. Milletin zaferinden mutsuz olan Baykal, 15 Temmuz gecesi ve sonraki günlerde bozuk Türkçesi ve Başbakan olamamanın verdiği derin acı ile resmi twitter adresinde döktürmüş, daha doğrusu darbe şakşakçılığı yapmış, Erdoğan'ı bahane ederek millete kin kuşmuş…
Bunlara güven olmayacağı için silme ihtimaline karşı hepsi arşivlere alındığını belirtip, tarihçiler için büyük bir vesika niteliğinde olduğundan, bu zatın hezeyanların noktası virgülüne daha dokunmadan yayınlıyoruz ki arşivlerde yerini alsın. Vicdanı olmayan ve beyin ölümü gerçekleşmiş birini kendisini ciddiye alıp lütfen cevap falanda yazmayınız. Sadece metanetle okumak yeterli. Buyurun:
BAYKAL'IN 15 TEMMUZ TWİTLERİ
“Sen Türkiye'ye, Millete, Vatana, Yargıya, Adalete, TBMM'ye darbe yaparsan. Milli ordu, darbeyi yapar. "Derdim ama" yapmadı. Kendi yazdıkları "darbe senaryosu" tutmaz. Millet yemez. Orduyu beraber tahrip ettiniz. Genel Kurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları, hepsi sizin adamınız. Uşaklarınız kime darbe yapacak. TSK'da darbe yapacak veya darbeye teşebbüs edecek kim var? Söyleyin? Ergenokan, Balyoz milli kim kaldı?
Darbe var demekle, halkı sokağa çağırmakla, askeri, polisi, karşı, karşıya getirmekle kurdukları senaryoyla en büyük "darbeyi" yaptılar. Darbe var diyenler, Ak Parti binaları önünde, selalar okutuyor. Ha gayret halkım, "darbe senaryosu" tuttu. Yarın darbe biter. Ne güzel "darbe senaryosu" seladan sonra, ezan. "Ezan-ı Şerif-i" bile alet ettiler. Göreceğiz bu ezan hangi selaya çıkacak.
Sahteker darbeciler, dimdik duran hükümetimiz, yarın sabaha darbe biter. Erdoğan krallığını ve başkanlığı ilan eder. Ey halkım, kızmayın, tepki göstermeyin, eleştirin. Gerçeğ söyliyeyim ki; ortada "darbe" yoktur. AKP'nin ve Erdoğan'ın "senaryosu" vardır. Darbe var diyenler, gecenin bir vakti sela ve ezan okutanlar. AKP binaları önünde şov yapıyor. Darbe var. Yersen!
Bu şovdan sonra; Bir, Cemaat yok edilecek. İki, Ordu dizayn edilecek. Üç ,Başkanlık ilan edilecek. Dört, Muhalefetin direniş gücü kırılacak. Darbenin Değil Başkanlığın Ayak Seslerini Duyuyorsunuz... Darbe senaryonuzu, başkanlık şovunuzu, selanızı, her şeyi anladık da, şu 6 vakit ezanını anlıyamadım. Muhteşem şov ve başkanlık adımları. Ne yaparlarsa yapsınlar, hangi senaryoyu kurarlarsa kursunlar. Bir burdayız, senaryolarını, yüzlerine vuracağız. 40 yıllı aşkın siyasi hayatım boyunca, ne darbeler gördüm, ne işgenceler gördüm. Böyle "trajikomik" bir "darbe senaryosu" görmedim.
BAYKAL 16 TEMMUZ'DA BÖYLE DEVAM EDİYOR
6 aydır doğuda pkk'yı bitiremeyen hükümet, 4 saatte darbeyi bitirdi. Yersen! Vahşi Cazibedeki Simge gibi mağdurumda mağdurum, oynarlar. Beş vakit haricinde okunan ezan cihada davettir. PKK kanlı eylemleriyle Peygamber Ocağına saldırırken neredeydiniz! Sahte Senaryocular sizi.
Bir darbe düşünün, Asker slogan atan 20 kişiden etkilenip tankı terketsin. Yersen!
Ne kadar adiliktir, şerefsizliktir, alçaklıktır ki; kurguladıkları darbe senaryosuyla, Gazi Meclis'e bomba attırıldı. Oyun içinde, oyun.
Açılış: Darbe
Giriş: Kalkışma
Gelişme: Akp tiyatrosu
Sonuç: Başkanlık
Darbe diye başladı AKP mitingine dönüştü.
Girdiği tüm seçimleri kazandı, orduyu yandaş yaptı, cemaati yedi, yargıyı köpek etti; bi darbe göğüslemediği kalmıştı kariyerinde, o da oldu. Gerçekten filmi çok beğendik. Oyuncuları da tebrik ederim çok güzel oynadılar ve oynamışlar.
Senaryo kurgalandı, ve vizyona girdi. Dün gece sabaha darbe "biter" demedim mi? Sonuç: Darbe püskürtüldü. Yersen ve inanırsan tabi! Ordu'nun AKP'ye darbe girişimi olmadı. AKP ve Saray, TSK'ya, Sivil siyasete, muhalefete, basına ve halka bir darbe yapmıştır.
Tek bir hükümet üyesi tutuklanmadan, yandaş medya susturulmadan darbe olmaz, olsa olsa tiyatro olur! Dün olan da tiyatroydu. #DarbeDegilTiyatro Yılın en iyi senaristi ve yapımcısı ödülü Tayyip'e gidiyor. Kısaca özet: Tiyatroları kapatan zihniyet, en güzel tiyatroyu oynadı.
20 yaşında, hiçbir şeyden haberi olmayan, teslim olup yalvaran çocukların boğazını kesenler 'demokrasi' getirecek ha, YERSEN. Onlar sizin çocuklarınız, onlar düne kadar cenaze törenlerinde ağladıklarınız, onlar çocuk, onlar emir eri! İnsan olduğunuzu unuttunuz! Kendi yazdıları, "darbe senaryosu" ile Halkı sokağa indirip, askerimizi linç ettirdi.
Bu darbe neden yapıldı? Veya neden senaryo diyoruz? İzleyin ele geçiremedikleri, AYM, HSYK, DANIŞTAY, TSK, Emniyet, hepsi dizayn edilecek. Ve siz 12 Martlarda cezaevlerinde hesap vermeye çağırılanlarsınız, 12 Eylüllerde Zincirbozanlara sürülenlersiniz. Merkez komutanlığı'nda gözaltına alınanlarsınız, siz Türkiye'de Atatürk ilkelerine, sosyal demokrasiye inandığınız. İçin hizmet ettiğiniz okuldan bambaşka yerlere sürülen insanlarsınız, işlerine son verilenlersiniz, ekmeğiyle oynanan insanlarsınız. Haksızlığa mağruz bırakılanlarsınız, mağdur olan insanlarsınız, demokrasi mağdurusunuz.
GAZI BOŞALMAMIŞ OLACAK 17 TEMMUZ'DADA…
Film:Darbe
Yazan:RTE
Yönetmen:RTE
Esas oğlan:RTE
Konu:başKANlık
Özet:Çakma darbe yaptır başKAN ol.
Sonuç:kan gölü İse #OscarGoesToErdogan
Bir tiyatro gösterisi ile Rusya Suriye Diploma Hırsızlık Ve birsürü pislik unutuldu. Üstelik birde kahraman olundu. Öğrendik ki, Bir gecede 2000 subaya, 3000 yargı mensubuna ve tüm muhaliflere DARBE yapıldı.
Danıştay, Yargıtay, HSYK üyeleri gözaltında… 2745 hâkim açığa alındı, bir çırpıda… “Darbenin her türlüsüne karşıyız” değil mi?
Sırf darbeye karşısın diye yobaz saldırısına "demokrasi nöbeti" dersen o demokratlar(!) yarın öbür gün senin gazeteni de basar, görürsün. Daha az askerle kesin sonuç alınabilirdi. Maksat başarıya ulaşmak değil, darbe yapıyormuş gibi yapmaktı. Başardılar. “Sahte darbe” ile CB oldu. “Monte darbe” ile de başkan oluyor. Olan Türkiye'ye oluyor!
KENDİ YAPTIKLARINI UNUTUP GELGİTLERE BAŞLIYOR
Düşeceğimizi sanıyorlardı, yanıldılar. Vazgeçeceğimizi bekliyorlardı, yanlışa düştüler. Komplo kuruyorlar, darbe senaryosu ile önümüzü kesmeyi planlıyorlarmış, vız gelir. Bilmiyorlar ki, inanmış Cumhuriyetçi-Atatürkcü bir kalbin karşında hiçbir şeytani dürtü, saray saldırısı, senaryosu duramamış, duramayacaktır. Atatürkcü görünümlü ak trollere, sureti haktan görünüp cadı kazanı kaynatan işbirlikçilere devredilecek bir TÜRKİYE de yoktur. Dedikodu bir toplumu içten içe çürütür. Asılsız haberler akılları karıştırmakla kalmaz, iradeyi de karartır. Şu anda böyle bir ortamdayız. Akıllı telefonu veya bilgisayarı bilgiye ulaşmak için kullanmak yerine fitne ve tezvirat yaymak için vasıta görenler kötülüğün hizmetkârıdır.
18'İNDE KAYBOL BAYKAL 19'DA KİNE DEVAM
Tutuklama listesi nasıl bu kadar hızlı oluştu? 4 bin asker, 5 bin yargı mensubu, 20 bin emniyetçi. Bu bile RTE ayarlı olduğunu gösterir!
Darbe girişimi, çok ciddi algı operasyonlarıyla, lehlerine çevirip, istenilen sonuç alınmıştır. Şimdi; film arası.! Patlamış mısır isteyen? Kısaca bir olay kimin işine yarıyorsa fail odur. Mağdur, meydanlarda siyasi şov yapanlar değil; Türk halkıdır. Biz daha iyisini yapana kadar en iyi darbe bu. (Recep Tayyip Erdogan) Darbeyi asker yapıyor, hakimler ve savcılar tutuklanıyor. Millet anladınız mı meseleyi!
Askerleri katledenler Gezide dışarı çıkan şerefsiz ATATÜRKCÜLER bunca şehit varken nerede diyorlar Nerede olacağız. Rezilliğinizi izliyoruz!
Temmuzun gelişi, Hazirandan belli olur. Bu hesabi Ak Trollar kullaniyor.
24 TEMMUZ BU TEHDİT TWİTİNİ PAYLAŞTIKTAN SONRA
Bazı haberlerde ortalıkta gözükmediğim, saklandığım ve kaçtı haberleri, yalan ve asılsızdır. Beni bulmak isteyenler, telefonum açıktır. Görmek isteyenler ise Antalya'da evime buyursunlar, gelsinler. (Şortlu resmini ekleyip) Beni bulmak isteyenler, Şuan Antalya'da sahildeyim.
2 AĞUSTOS'A DARBE ŞAKÇAÇILIĞINA DEVAM
(Baykal 2 Ağustos'ta sazını eline alıp darbe şakşakçılığına şöyle devam ediyor) “İstanbul Milletvekilimiz Aykut Erdoğdu 'nun babası Asım Erdoğdu'nun cenaze töreninden (diyerek Kılıçdaroğlu ile resmini paylaşıyor)
Bu komplo aydınlatılacak, aydınlatırmak zorundadır. Yıllarca hakkı yenilen Ana Muhalefet eski liderine, hakkı, itibarı geri verilmelidir. Bu zilleti, hainliği, ihaneti, alçaklığı, şerefsizliği, Ana Muhalefet eski liderine yaşatmaya kimin ne hakkı var? Hepsi engerek yılanı bunların.
Yaptıklarının suç olduğunu bilerek ön almak için şu twiti atıp kaybolur.
“Komplo ile tutuklananlarla ilgili bilgim yok. Süreci izliyorum. Benim dışımda gelişen bir süreç. Sizler gibi ben de izliyorum. Bekliyoruz!”
UÇKUR MESELESİNE GELİNCE
4 gündür twit atmayan darbe şakşakçısı Baykal, önceki gün uçkuru ile ilgili soruşturma hakkında konuşuyor. Utanıp sıkılmak yerine Reis-i Cumhurumuz Erdoğan'ı suçlamaya devam ediyor ve Murat Çelik'e şunları söylüyor:
“Komplonun iki boyutu var. Bir, fiilen uygulayanlar; iki, onlara talimat verenler. Erdoğan'ın, iktidarın haberi ve onayı olmadan böyle bir şeyin yapılmasını mümkün görmüyorum dedim o gün. Şimdi Fethulllah, her suçun yıkılacağı bir konu haline geldi. Eğer deniyorsa, haydi bunu da yıkıverelim... E yıkın kardeşim. Yıkın da... Bunu yiyecek vardır, yemeyecek vardır…
Hep bunlar sorgulanması gereken konular. O dönem Kemal Bey'in (Kılıçdaroğlu) açıklamaları oldu. Bu görüntülerin bilgisayardan izlenip yayınlanması talimatı verilmesi aşamasıyla ilgili... Bu ortada... Bunun bir izahı oldu mu mesela?” (Oysa Kılıçdaroğlu savcıya ifade vermeye gitmek yerine onu kim getirdi bilmiyorum diyerek dosyayı kapatmak istemişti)
Baykal o an aynaya bakmış olmalı ki 27 Temmuzda şu twiti atmış:
“Bu hakaret ve hüsran lobisinin yazdıkları, paylaştıkları gün gelip silinse de hafıza kaydımdan asla çıkmayacak, unutulmayacaktır”
Çok haklısın Baykal, bu millet ve gelecek nesiller ne ABD'deki günlerini, ne Menderes'e yaptıklarını, ne o kasete konu fiillerini, ne bu twitlerini asla ama asla unutmayacak. Unutmadığı gibi her defasında sana lanet edecek!
Yazıklar olsun!