12 Eylül Anayasasına “Evet” Diyenler Bugün Neredeler?
12Eylül 1980 darbesinden iki yıl sonrası…
Tarih 7 Kasım 1982…
Seçmen sayısı, 20 milyon 690 bin 914.
Seçimde oy kullanan seçmen sayısı, 18 milyon 885 bin 488. Katılım oranı yüzde 91.3.
Geçersiz ve boş oy oranı, yüzde 0.2 ile 43 bin 498.
Geçerli oy sayısı, 18 milyon 841 bin 990.
Evet oyu, 17 milyon 215 bin 559 ile yüzde 91.4, hayır oyu 1 milyon 626 bin 431 ile yüzde 8.6.
Hala devam eden 12 Eylül faşist anayasasına 17 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı “evet” diyordu.
Tam 34 yıl önce de “hayır” demek vatan hainliği idi
Türkiye’de 34 yıl önce hayır kampanyası yürütmek yasaktı.
Hayır kampanyası yürütünler gözaltına alınıyor ve tutuklanıyordu.
Sandıklarda “evet oyu” kullanacaklar için beyaz oy, hayır oyu kullanacaklar için kırmızı oy pusulası belirleniyordu. Zarflar ise beyazdı.
Hayır oyu kullanmak 12 Eylül faşizm koşullarında büyük bir cesaretti. Bırakın kampanya yürütmeyi, oy kullanırken bile açık açık oy kullanılmış olunuyordu.
Tüm korku dağlarına rağmen 1 milyon 626 bin kişi “hayır” diyordu.
****
20’li yaşlardayım “hayır” kampanyasına destek veriyordum.
Bulunduğumuz her yerde 12 Eylül Faşist Anayasa’sına hayır oyu verilmesi gerektiğini anlatıyorduk.
Türkiye seçmeni ise “evet” oyu veriyor, hem anayasayı hem de Devlet Başkanı ünvanına sahip faşist Evren’in aynı zamanda Cumhurbaşkanı seçilmesini kabul ediyordu.
Türkiye tarihinin en yüksek katılımlı refarandumu yapılıyordu.
Anayasa’nın kabulünün ardından 1983 yılında genel seçimlere gidiliyor ve darbecilerin karşı olduğu Anavatan Partisi seçimleri yüzde 45.14 oyla kazanıyordu.
Aradan bir yıl geçmeden darbecilerin partisi MDP seçimlerde 3. parti oluyordu. Kaybediyordu. Sonrasında ise tarih oluyordu.
HP yüzde 30.46 oy oranıyla ikinci, 12 Eylül darbecilerinin partisi MDP ise yüzde 23.7 oy oranıyla 3. parti oluyordu.
Dünya tarihinde galiba ilk bizde yaşanıyordu.
Cumhurbaşkanını halk seçiyor ama karşısında aday yoktu.
Bir yıl sonra yapılan seçimlerde “siyasi yelpazenin solundayım” diyen HP’ye vatandaşlar yüzde 30.5 oy verirken, bunlar bir yıl öncesinde sandıklarda “evet” oyu kullananlardı.
Tam 34 yıl önce “hayır” oylarının içersinde sadece solcular değil merkez sağda bulunan yürekli ve vatansever insanlar da bulunuyordu. Rahmetli Süleyman Demirel, “hayır” oyunu açık açık belli edenlerdendi.
“Evet” vatanseverlik, “hayır” ise vatan hainliği değildir
Neden bunları anlattım?
Görünen o ki, birkaç ay sonra 18 maddelik anayasa değişikliğini onaylamak için sandık başına gideceğiz.
AK Partililer şimdiden anayasa değişikliğine “evet” diyeceklerin tercihini devletten ve milletten yana yapacaklarını, “hayır” diyecek olanların da “vatan haini” olarak tercih yapacaklarını belirten kampanya yürütüyor. Türkiye’nin yarısını şimdiden vatan haini ilan etmeye hazırlar demeyeceğim, ilan etmiş durumdalar.
Sosyal medyada kampanyalar yürütülüyor. “Evetçiler” vatanını ve milletini sevenler, “Hayırcılar” ise vatan ve millet düşmanları… Helal olsun size.
Tercihimizi baştan söyleyelim.
18 maddelik anayasa değişikliğinin ne vatanseverlikle, ne milletseverlikle ne de devletseverlik ve devlet düşmanlığı ile alakası yoktur.
Bu bir tercihtir. Hem de siyasal bir tercihtir.
“Hayır” demek vatan hainliği ise Nazım’ın şiirine sığınırım
Birileri anayasal değişikliğin daha iyi olacağını düşünürken, birileri de daha kötü olabileceğini düşünebilirler.
Bunun üzerinden vatan hainliği kavramları ile tercihleri suçlamak ya da vatanseverlik üzerinden birilerini daha çok vatansever ilan etmek aymazlıktır.
12 Eylül döneminde bile anayasaya “evet” diyenler nasıl o gün vatanını sevenler ya da “hayır” diyenler de vatan haini değil iseler, birkaç ay sonra yapılacak referandumda tercih yapacaklar içinde aynı değerlendirmeyi yapmak aymazlıktır.
Ancak asıl olan şudur. Bugün bu topraklarda 12 Eylül faşist anayasasına “evet” diyenlerin gögüslerini gererek savunmaları da mümkün değildir.
Ancak “hayır” diyenlerin bu ülkenin vicdanları da olduğu gerçeğinin altını çizmek gerekir.
Bugün iktidarda olup o gün 12 Eylül faşist anayasasına “evet” diyenler olduğu gibi, muhalefette olup “evet” diyenler olduğunu da bilmek gerekir.
****
18 maddelik değişikliğe “evet” ya da “hayır” demek ne vatan hainliği ne de vatanseverliktir.
Bir tercih meselesidir.
Bu ülkenin bir vatandaşı olarak, yapılacak olan anayasa değişiklikleri ülkemin ve milletimin yararına değildir. Demokrasiyi, hak ve hukuku geliştirmez. İnsan haklarını ve özgürlükleri büyütmez. Olsa olsa tek adamcılığı, lider kültünü daha sağlamlaştırır. Olsa olsa ülkeyi daha keskin bir biçimde ikiye ayırır. Kamplaştırır. Ortak paydada buluşturmaz. Olsa olsa birilerini memnun ederken birilerini mutsuz eder.
Kısacası ortak paydayı dışlayan, ülkemizi 21. yüzyıl kulvarından kopartacak içine kapatacak, otoriterleştirecek hiçbir değişiklik kimsenin hayrına değildir.
****
Sözün özü, Nazım Hikmet’in dediği gibi “Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt hainiyim, ben vatan hainiyim”, “Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla: Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.” Anayasal değişiklikle ilgili tercihim çok açıktır. “Hayır” demek bir vatan hainliği ise ben vatan hainliğine devam edeceğim. Bilinsin isterim.
****
Birkaç ay sonra yapılacak olan referandumda millet iktidar belirlemeyecek. Onun içindir ki, AK Parti tabanından anayasa değişikliğine ciddi bir oranda “hayır” oyu geleceğini bir kenara yazın. Çünkü sandıklarda üçer beşer kişi oy kullanmayacak. Sandık başlarında açık açık tercih yapılmayacak. Millet sandıkta vicdanı ile oy kullanacak. Ayrıca “hayır” oyunun çok çıkması, anayasal değişikliğin ret edilmesi, AK Parti’yi yapılacak ilk seçimlerde iktidardan etmeyeceğini de “evet”çilerin bir kenara yazmasını isterim.
Son söz: Bugün anayasal değişiklik için yapılacak referandumu da 34 yıl önceki şartlarla okumak, şartların o günden daha kötü olduğunu söylemenin de büyük bir yalan ve başka bir aymazlık olduğunu da ifade etmek isterim. Birilerine, daha gerçekçi olmayı, abartı yapmadan yalan söylemeden kampanya yürütmeyi tavsiye ederim.