100 Bin Çocuk
Televizyonda tek evladını yitirmiş bir annenin ağlayışını izliyorum, içim eziliyor, keyfim kaçıyor.
Doğrudur, benzer acıları görüyor, ülkede haksızlıkların, insan hayatını ucuza alan zihniyetin binbir yansımasına tanık oluyoruz. Her şehit cenazesinin, anneleri de yaşamdan kopardığını bilerek eriyoruz.
Ama acıya alışılmıyor işte.
Yeni bir haber, vicdandan taşan damlaya dönüşüyor, gözündeki yaşa karışıyor.
..... Balçova’da apartman görevlisi Halil Çoşgun ve eşi Şafer’in tek çocuğu Hüseyin Çoşgun eğitim masraflarını karşılamak için geçen yaz Çeşme’de bir otelde komi olarak çalışmaya başladı. Hüseyin Çoşgun, 15 Temmuz 2016’da otelde elektrik akımına kapılarak can verdi.
Bilirkişi raporunda, uygunsuz bağlantıyla uzatılan bir kablodaki elektrik kaçağından doğan akımın faciaya yol açtığı belirtildi.
Otelin doktoru Hüseyin’e anında müdahale ederken, ambulans gecikti. Kalbi iki kez çalıştırılan genç komi hayatını kaybetti.
Bilirkişi raporuna göre, elektrik çarpmasına neden olan şey, metal tezgahın arkasındaki kablo. Tüm maliyeti sadece 80 lira. Çünkü kaçak akım rölesi yok.
Ülkede kaçağın bin türlüsü var ama kaçak akım rölesi yok maalesef!
Milyon dolar tesisler kurarsınız ancak gün olur 80 TL’lik bir kabloyu düşünmek ağır gelir. 16 yaşındaki Hüseyin ailesinin tek çocuğuydu.
Anne babanın içinden akan kor ırmağı görmek kahredici. Kimileri için değişmeyen döngü, içimi ezdikçe eziyor.
SİSTEME EMANET
Türk iş hukukunda çocuk ve gençlerin iş sözleşmesine göre açık sınırlandırma getiriliyor. 18 yaşın altını, ‘çocuk’ ve ‘genç işçi’ olarak ayırıyor. Hoş anneler daha iyi bilir 18 yaşına kadar olanların hepsi özünde çocuktur. Kanuna göre on beş yaşını tamamlamış, on sekiz yaşını bitirmemiş olanlar ‘genç işçi’, 15 yaş altı ve ilköğretimi tamamlayanlar ise ‘çocuk işçi’ sınıfında.
Çocuk ve genç işçilerde yürürlükteki yasalar, işverenlere ayrı yük getiriyor. Çalışacakları alanları belirliyor ancak Türkiye’de en ağır işlerde onları görüyoruz.
CHP İzmir Milletvekili Atilla Sertel geçtiğimiz günlerde çalışan çocuklarla ilgili soru önergesi yöneltmiş ve Çalışma Bakanlığı’ndan şu yanıtı almıştı;
2016 yılı ekim ayı itibarıyla 18 yaş altında çalışan çırak, aday çırak ve işletmelerde mesleki eğitim gören öğrencilerden bakmakla yükümlü olunanlar hariç 94 bin 124 kişi bulunuyor. Bu yalnızca resmi kayıtlara girmiş rakam ki çırak statüsündeki çocukların, gençlerin çoğu kayıt dışı.
Sertel, “Çalışmak zorunda bırakılan çocuklar, yasalardaki boşluklar ya da denetimsizlik sonucu mağdur oluyor” diyor. Eti senin kemiği benim demeye o kadar alışmışız ki, ‘ölüsü benim, dirisi senin’ kurgulu sistemler kuruyoruz.
Çocukları çalışmak yerine okumaya teşvik edeceğiz ancak aileleri gençlerden gelecek harçlıklara mahkum etmeyecek alternatifli bir devlet politikasına gidilmedikçe kaybettiğimiz Hüseyin’ler bitmez.