1 Mayıs’ın Ardından
Tüm Türkiye’de olduğu gibi Tarsus’umuzda da 1 Mayıs işçi bayramı kutlandı. Cleopatra kapısı civarında toplanan gruplar kortej olarak mersin caddesinden iş bankası kavşağına; oradan da Atatürk Anıtı’na yürüyerek bayramı kutlamaya çalıştılar.
Tarsus Emniyet teşkilatımızı, sayın emniyet müdürümüzün şahsında kutluyorum. Herhangi bir gerilim yaşanmaksızın bayramın, bayram havasında kutlanması için ellerinden gelen çabayı sarf ettiler. Bu günde de en çok yorulanların başında gelen isim“Ziya baba” oldu.
Kortej’in en heyecanlı, en güzel kısmı yine gençlerdi. Gerek “DEV-LİS” gerekse , “Gençlik Muhalefeti” grubu bayrama çok güzel renk kattılar. Gençlikle gurur duydum. Yaşlarından beklenenin çok özerinde bir olgunlukla hareket ettiler.
İşin diğer boyutu ise bu kadar renkli, güzel ve iç açıcı değil maalesef.
Ülkemizin bir kuralı vardır; bu siyasette olsun, sivil toplum örgütlerinde olsun geçerli bir durumdur.( ki siyaset biliminde buna oligarşinin tunç yasası denilir). Bir koltuğu işgal eden oradan bir daha kalkamaz. Sanırım o koltuğa çok güçlü bir tutkal sürüyorlar. Oturan da bir türlü kalkamıyor.
Tamam, anladık koltuklara tutkal sürüyorlar da, gördüğüm kadarıyla şimdi yeni moda olarak mikrofonlara da tutkal sürmeye başlamışlar. Mikrofonu bir kapanın bir daha bırakması mümkün olmuyor.
Mikrofonu kapanın meğer dili şişmiş, adam o şişliği indirmek için konuyu uzattıkça uzatıyor. Önündeki kalabalığı gördükçe coşuyor, coştukça konuşuyor. Herhalde kendilerini devrim sonrası ilk konuşmasını yapan Lenin falan zannediyorlar.
Yeter kardeşim, insanlar sizi saatlerce dinlemek zorunda mı? Bir huzur verin insanlara. Nedir bu? Akşama kadar kutlanacağını düşündüğüm bayram, maalesef alana girildikten sonra güneşi gören kar gibi eridi gitti. Bu da can be birader, güneşin altında herkes sizin polit büro mantığıyla hazırladığınız söylevinizi dinlemek zorunda mı?. Bu şekilde davranarak o coşkulu kalabalığı yarım saat içinde dağıttığınızı göremiyorsanız pes doğrusu.
Gençler yine yapacaklarını yaptılar döndüler sırtlarını konuşmacıya halay çektiler, slogan attılar; neticede de bayramı bayram gibi kutladılar.
Demek ki neymiş? Gençliği Dinlemek gerek.