1 Lira 11 Kuruş
İlk duyduğumda tüylerim diken diken olmuştu. İnanamadım. Her duyan gibi isyan ettim. Bir ülke nasıl bu kadar bencil olabilir? Bir devlet nasıl bu denli duyarsız, Silahlı Kuvvetler bu kadar acımasız olur?
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, intihar eden askerlerin ailelerinden, ‘Hazine Zararı’ olarak 1 lira 11 kuruş istediğini öğrendiğim günden beri konu aklımdadır. Gözü yaşlı anne isyan ediyor, aile perişan. Gencecik bedenleri emanet alan Ordu, onları koruyamadığı gibi, ‘senin oğlun ölmek için benim kurşunumu harcadı’ diyebiliyor.
Neyse uzatmayalım, iç yakıyor. Nihayet akıl almaz uygulamaya son vermek için bir adım atılmıştı. TBMM’ye gönderilen, “askeri torba tasarısı” ile Askeri Ceza Kanunu’nu 130. maddesindeki, “Harab olmasına sebebiyet verilen eşyanın ödettirilmesine hükmolunur” ifadesi yürürlükten kaldırılıyor.
2015 yılında, Meclis’ten ilk bu tasarının yasalaşmasını bekliyorum. Mutlaka diğer tasarılar da önemlidir ama Türkiye önce bu utançtan kurtulmalı.
FUARA YENİ BAKIŞ
Türkiye’ye fuarcılığı öğreten ardından, iddiasını yitiren İzmir, uzun yıllar beklediği yeni fuar alanına kavuşmak üzere. Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, sık sık çeşitli grupları toplayarak inşaatı gezdiriyor. Fiziki açıdan yılların ihmalini giderecek bir alana kavuşulduğu kesin. En azından İstanbullu fuarcıların, ‘siz fuarcılık oynuyorsunuz’ diye küçümsemelerinden kurtulacağız. İyi de; fiziki mekanlar başarılı olmak için yeterli mi? Hayır yetmez.
Madem iddialı hale gelinecek, fuarcılığı bilen, dünya fuarcılığı ile entegre bir üst yönetim şart. Hannover, Düsseldorf, Milano, Lion’daki fuarları görenler ne dediğimi iyi anlayacaktır. Türk ya da yabancı önemli değil ancak mutlaka uzman, ihtisas fuarcılığını iyi bilen, vizyoner bir yöneticinin başa getirilmesi gerekli. Başkan Kocaoğlu, aslında komik bir gerekçeyle Genel Müdür ve 5 yöneticiyi tam da enternasyonal fuar zamanı görevden almıştı.
VASAT PERFORMANS
Başkan haklıydı, haksızdı ayrı konu ama bu anlayışlarla dünya fuarcılığı yönetilemez. Ancak belediye bürokratlarıyla idare edilir ki İzmir, Başkan’ın tüm çabasına rağmen çoğu konuda “idare edilmekten”, “vasat performansa” razı bırakılmaktan yoruldu.
Fuarcılık açıldığı şehri zenginleştirir. Ekonominin iyi zamanlarında da, krizlerde de fuarlar vardır. Yabancı katılımcı, ziyaretçiler yalnızca ticari bağlantı kurmazlar, o kenti de tanırlar.
Paylaşımlar artar. EXPO’larla dünya fuarcılığının peşinden koşturmayı, kamu parasıyla o ülke senin bu ülke benim gezmeyi pek sevdik. Hala ne zaman gündemsiz kalsak yeni bir EXPO fikri ortaya atılıyor. Oysa fuarcılıkta zar zor bir şans yakaladık, güçler artık İzmir’in fuarları için birleşsin
Diyorum ki, elbirliği ile bu umuda da yazık edilmesin.