”Fakat Uşaklığı Öğretemedim”(ııı)
Ülkemiz ve insanımızın dünü bugünü ve geleceği adına sonsuz önem arz eden çok değerli hocamız Prof. Dr. Ramazan Özey beyin bu çok önemli yazısını bir değil, binlerce kez okuyun, fırsatını bulduğunuz her durumda ve konumda iken birlikte olduğunuz insanlarla bir değil binlerce kez paylaşın, daha fazla insana anlatarak onlarında okumasına katkı sağlayın ki ülke ve insanlar olarak dünya devletleri arasında, kurulduğumuzdan buyana ne konumda iken ne duruma düştüğümüz ve düşürüldüğümüz iyi anlaşılsın ve pusulamız şaşmasın!
Manevi Köprüleri Sağlam Tutmak.
Türkler, tarihin çeşitli devirlerinde çok sayıda, hanlıklar, beylikler, devletler ve yüce devletler kurmuşlardır. Türk devletlerinin ömürlerinin uzun olmasında, üzerinde yaşadıkları topraklarının coğrafyasının etkisi büyüktür. Bugün de, yeryüzünde çok sayıda Türk devleti vardır. Ayrıca devlet olamayan, sömürge ve azınlık durumunda olan Türkler de bulunmaktadır. Bugün Türk Dünyası’nın coğrafya bütünlüğü, yapay engellerle bozulmuştur.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, 29 Ekim 1933 tarihinde yapmış olduğu konuşması, o günün şartlarına göre gerçekten çok ilginçtir. İlginç olduğu kadar da, Türk gençliği açısından dikkat çekicidir. Atatürk bu konuşmasında, adeta Türkiye Cumhuriyeti’nin en az yüz yıllık yeniden yapılanma planını sunmuştur. Atatürk diyor ki;
“Bugün Sovyetler Birliği dostumuzdur, komşumuzdur, müttefikimizdir. Bu dostluğa ihtiyacımız vardır. Fakat yarın ne olacağını kimse kestiremez. Tıpkı Osmanlı gibi, Avusturya-Macaristan gibi parçalanabilir, ufalanabilir. Bugün elinde sımsıkı tuttuğu milletler avuçlarından kaçabilir, dünya yeni bir dengeye ulaşabilir. İşte o zaman Türkiye ne yapacağını bilmelidir. Bizim bu dostumuzun idaresinde dili bir, inancı bir, özü bir kardeşlerimiz vardır.
Onlara sahip çıkmaya hazır olmalıyız. Hazır olmak, yalnız o günü susup beklemek değildir. Hazırlanmak lazımdır. Milletler buna nasıl hazırlanıyor? Manevi köprüleri sağlam tutarak. Dil bir köprüdür, tarih bir köprüdür. Köklerimize inmeli ve olayların böldüğü tarihimiz içinde bütünleşmeliyiz. Onların bize yakınlaşmasını bekleyemeyiz. Bizim onlara yaklaşmamız gerekir.”
Yıl, 29 Ekim 1933. Türkiye Cumhuriyeti’nin 10.yıldönümü.
Ve yine yıl 1989. Aradan sadece ve sadece 56 yıl geçmiş yıl geçmiş. Ve Atatürk’ün dikkat çektiği gelişmeler olmuş ve Sovyetler Birliği parçalanmıştır. Sovyetler Birliği içindeki Türk devletleri bağımsızlığına kavuşmuşlar ve dünya coğrafyasında bağımsız Türk ülkelerinin sayısı 8‘e yükselmiştir.
Yıl 2005, Dünya 21.yüzyılla tanışmış bulunuyor. Türk Dünyası Coğrafyası’nda yeni bağımsızlık hareketleri dikkat çekiyor. Özerk Türk Cumhuriyetleri, yeniden yapılanma süreci içine girmiş bulunmakta. Tataristan’da, Başkurdistan’da, Çuvaşistan’da, Dağlık Altay Cumhuriyeti’nden, Altay Cumhuriyeti’nde, Saha Eli (Yakutistan)’nde, Tuva Cumhuriyeti’nde, Gagavuz Yeri Özerk Türk Cumhuriyeti’nde, Kırım’da ve Kafkaslar Coğrafyası’nda yeni yeni kıpırdanmalar var. Bu kıpırdanışlar, geleceğe yön veriyor.
Ve yine gelecek, Türk Dünyası açısından gerçekten önemli ve umut vericidir. Asya’nın doğusunda yer alan ve Okyanusun içinde yer alan dev bir gemi çapasını andıran Çin halk Cumhuriyeti’nde kıpırdanmalar var. Öyle görülüyor ki, Çin Halk Cumhuriyeti, Sovyetler Birliği gibi parçalanacak ve bölge coğrafyası yeniden şekillenecektir.