“At izinin, İt izine Karıştığı” Bir Zamanda Yaşıyoruz
Yeis ve karamsarlık imani değerlerimiz arasında olmamakla beraber; Müslümanların önündeki çukurları görememesi, dost/düşman ayırt edememesi, yeni bir din anlayışı getirmek isteyenlere karşı duyarsız kalması, acı biberden daha acı bir hastalık ve yara değil midir?.
Şehvete, şöhrete, menfaate, hıyanete ve yalana dayalı “Şeytan Beşgeni” medya içinde, doğrular için çırpınan, Hak ve adalet için mücadele verenlerin önleri yokuş ve dikenli değil midir?..
Kadını meta olarak kullanan, televizyon ekranlarını seyyar genelev haline getiren, bazı tabulara sığınarak dini ve millî değerlere saldıran itlere “Hoşt!..” demek kimlere kalmıştır?.
Ferhat’ın külüngü, Hz.Ali’nin Zülfikâr’ı, Şamun Gazi’nin savaştığı deve çenesi kemiği, Zaloğlu Rüştem’in topuzu, Geyiklibaba’nın altmış okkalık tahta kılıcı, Okçubaba’nın hedefe varan okları, Nenehatun’un baltası, Antepli Şahin’in Mavzeri, Sütçüimam’ın Barabellisi, Seyid Onbaşı’nın 276 kilogramlık mermisi, nöbette uyamayan Mehmedin süngüsü hangi sevdâlara kurban verilmiştir, hangi tarihin dilindedir, bugün kimlerin elindedir?..
İşsizlik, aşsızlık, arsızlık, ursuzluk, hırsızlık kol gezerken, eşkıyalar dağlarda değil şehir merkezlerinde yol keserken, haraç yerken, rüşvet alırken, değersizler elde gezer tertemiz, değerliler bir kenarda yapyalnız kalırken,yalanları yazan tarihin utanmadığı it izinde yürürken, mafya babaları kanun/nizam tanımazken; vurdumduymaz, rahat, şen/şakrak, mesuliyetsiz Müslüman sorumlu değil midir?..
Yaşamak için değil, yemek için tıka/basa yiyenler, dini cami içerisinden dışarı çıkarmayanlar, sofraları ballı/börekli/çörekli/kaymaklı, kuştüyü yastıklarda uyku demleyen, “Somun Pehlivanı” Müslümanlar, İslam Âlemi değil midir?..
Herkes şikâyetçi, çare yok.. Doktor reçete yazar, şifa yok..Akıllara durgunluk veren olaylar, insanı ediyor şok.. Sıfırlar kâr etmiyor, ekonomi b..k..Sapla saman birbirine karışmış, kantarın top ayarı kaçmışsa; aldırış etmeyenler “Ehl-i Dünya” değil midir?..
Âhir zaman, Kıyametin eşiği, kaos toplumu, yolların kaybolduğu, izlerin silindiği, zulüm ve isyanların arşa dayandığı ve hüsranda bulunan insanlık âlemi nereye gidiyor?..
Ahlaki değerler, İslami emirler, insani ölçüler, “Adetullah” ve “Sünnetullah” terazinin neresinde? Adalet denilen mülkün temeli kimlerin elinde, kimlere dağıtılıyor? İzleri karıştıranlar sorumlu değil midir?.. Sıkleti çekebilecek imanlar kaç derecede, Mahşer günü, hesaplar Mizan’a hazır mı?.
İlim öğrenmek, her Müslüman için farzsa, ilmin neresindeyiz?. Öğrenen, öğreten, ikisine yardımcı olan, dördüncüsü olmayanlardan olmak yolunda gayretimiz nedir, neler yapıyoruz?..Zerreden Şemse terakki merdiveninde davanın neresindeyiz?.
“Okumayan beyinlerin aç olduğu” bir kargaşa zamanı yaşıyoruz. Neler okuyor, kimleri besliyoruz?. Evimize, işyerimize, ofisimize hangi gazeteler giriyor?..Kızlarımız, oğullarımız, torunlarımız, yeğenlerimiz, akrabalarımız, yakınlarımız, sözümüz geçen arkadaşlarımız bu soruların neresinde?. Hangi televizyon dizileri evimizde devamlı misafir, hangi kanallara aboneyiz?. İnternet Cafeler genç beyinlere ne aşılıyor?. Barlar, kahveler, diskolar, eğlence yerleri müdavimleri çocuklarımız, gençler değil mi?. Hiç düşündük, dövündük, çareler arayıp, vebalini ve sorumluluğunu taşıdık mı?.
Sigaraya verdiğimiz parayı, kitaba veriyor muyuz?. Nefsimizin her istediğini yaparken, nefis düşmanlığının muhasebesini yapabiliyor muyuz?.
Dinde reform yapmak isteyenlerin sinsi oyunlarını biliyor muyuz?. “Dinler Arası Diyalog” ve “Hoşgörü” masallarının hangi paragrafındayız?. Yahudi, Mason, Hıristiyan, Ermeni, Rum ve Emperyalist Güçler tarafından planları hazırlanan, adım adım uygulanan “Gizli Dünya Devleti” projesi ile şüheda yurdu vatanımızdan milyonlarca metrekare arazinin satıldığını, GAP Topraklarının bilerek çoraklandırıldığını, şehirlerimizde misyonerlerin cirit attığını, ev kiliselerinin açıldığını, tahrip edilen İncil gibi kitapların peynir/ekmek gibi dağıtıldığını/satıldığını, Kur’an Meallerine İncil’den ayetlerin konulduğunu, Medya tarafından kiralanan veya satın alınan sözüm ona “İlim Adamı, “Din Alimi” yaftalı bazı palyaço devrim yobazlarının Müslümanlığı değiştirme, Peygamberimiz ve sünnetlerini ortadan kaldırma çalışmalarını, gayretlerini, beyin göçlerinin Batıya ve batıla yönlendirildiğini bilir miyiz?. Geleceğimiz, gelecek neslimiz için hazırlanan oyun ve tuzaklardan ne kadar haberimiz var?. Asrımızın belası “..izim” leri ve düşmanlarımızı bilir miyiz?.
At izi, it izine karışırsa, geleceğimizin ne olacağını bilir miyiz?.
Ey insan, Müslüman, mümin sana ne oluyor, bize ne oldu?. Sadece dünya değil, Âhiret için ne yapıyoruz, Mizan’a hazır mıyız?...
Dibâcemizi; demek istediklerimizi, diyeceklerimizi mısralara döken, özel kütüphane açılış merasiminde okuduğumuz “İşte Halimiz” isimli bir şiirimizle noktalayalım.
PENCEREDEN GİRİP, KAPILARDAN BAKALIM,
FİSKELERİ DEĞİL, AMPÜLLERİ YAKALIM,
CAN SİMİTLERİNİ BELİMİZE TAKALIM,
İŞTE MANZARA-İ UMUMİYE, İŞTE HALİMİZ…
BABA EVLADIYLA BİRLİK DEĞİL, AYRILDI;
ÂR, EDEP HÂYA HAYATIMIZDAN SIYRILDI,
İSRAF, MASRAF, MÜSRİF HAVALARDA SAVRULDU,
AYASOFYA KİLİTLİ, KAN AĞLIYOR ŞEREFE..
“ŞÖHRET PUTU” ÖNÜNDE ELPENÇE DURANLAR,
ALIN TERİ DÖKMEDEN MİLYARLAR VURANLAR,
MİLLET MALI YEMEK İÇİN TUZAK KURANLAR,
ÖRTÜLER YERDE, KALDIRACAK ELİ BEKLİYOR..
MÜSLÜMAN SOKAĞINDA SALYANGOZ SATANLAR,
VATAN, MİLLET, BAYRAK DEYİP NUTUK ATANLAR,
HELAL KAZANCINA, HARAMLARI KATANLAR,
“YÖK” SIRTIMIZDA BİR KAMBUR, ADALET TEKLİYOR…
DEVLET MALINI HAVUDU İLE YUTANLAR,
HAMSİYİ BALİNA BALIK DİYE TUTANLAR,
TARİHE, ECDADA SALYA İLE KUSANLAR,
İMAM HATİPLİM ÖKSÜZ, VAADLER DİPSİZ KUYU…
TELEVİZYON EKRANLARI SEYYAR GENELEV,
DİLİMİZE KURT GİRDİ; İŞLER OLDU “İŞLEV”,
ŞAKŞAKÇILIK, DALKAVUKLUK GEÇERLİ GÖREV,
ALINTERİ KURUDU, ÜMİTLER BİR BAHARA..
MEDYA TARAFLI, SATILMIŞ, ŞEHVET KOKUYOR,
TEZGÂHLAR İBRİŞİM DEĞİL, NAYLON DOKUYOR,
DÜŞMAN AYNİ DÜŞMAN, FİTNELERİ SOKUYOR,
KILIÇLAR KINDA PASLI, ANA YÜREĞİ YASLI..
MÜSLÜMAN PEK RAHAT; DERDİ YOK, DERTLERİ YOK,
MİZÂN UNUTULDU, DÜNYALIK İŞLERİ ÇOK,
FAKİRLERİN KARNI AÇ, ZERNGİNLERİN DE TOK,
MEDYA MEYDANDA SARHOŞ, KADEHLER ZEHİR DOLU…
SİYASET PAZARA İNDİ, DELLÂLLAR GEZER,
“AKLI EVVEL” OLAN, AKLI SONRAYI SEZER,
KANTAR TOPU KAÇTI, ZALİM MAZLUMU EZER,
DEĞERSİZLER ELDE GEZER TERTEMİZ VE SEMİZ..
HAN, HAMAM, VİLLA, ARABAM OLSUN DİYENLER,
HARAMLARI FETVA ALDIRARAK YİYENLER,
NEFİSLERİNİ DEV AYNASINDA GÖRENLER
MERHAMETSİZ KALPLER TAŞ, GÖZLERDEN AKMIYOR YAŞ.
ANA/BABALAR, GELİNLER , KIZANLAR AĞLAR,
NÂMELER GELMİYOR, HAKANLAR KARA BAĞLAR,
MAZİDE KALDI TARİH OLAN ALTIN ÇAĞLAR,
KELEPÇELİ HÜRRİYET, HAYIR GELMEZ ZÜRRİYET..
FAKİR KURU EKMEK, ZENGİN BAKLAVASINDA,
KULAĞINA KÜPE TAKMIŞ, GENÇ HAVASINDA,
HİLAL İLE HAÇ, ASRIN SOĞUK SAVAŞINDA,
İNSANLIK LAFTA KALDI, LAİKLİĞİN ADI YOK..
GÜLİSTANDA BAHÇIVAN, BÜLBÜLLER YOK; GÜL VAR,
DEĞERLERE ÇIĞ DÜŞTÜ, AĞUSTOS’TA YAĞDI KAR,
SULTANLARIN YOLUNDA KALMADI SADIK YÂR
AHLAK DÜŞTÜ ÇÖPLÜĞE, KAZIKLAMA OLDU ŞOK..
ŞER AĞIZLARDAN BAL ŞERBETLERİ AKIYOR,
BATI AYNI BÂTIL, KEM GÖZLERLE BAKIYOR,
SAHTE PARALAR, OL MAĞDURLARI YAKIYOR,
MOSKOF, YUNAN, ERMENİ, BULGAR, BATI NASIL DOST..
YOLLAR KAYBOLDU, İZLER SİLİNDİ, YOK VEFA,
MUTLU/PUTLU AZINLIKLAR, YAŞIYOR SEFÂ,
NAMERDE MUHTAÇ, MUHTAÇLAR ÇEKİYOR CEFÂ,
TAKALARA BİNERSEN, SAHİLLERE VARILMAZ...
ALLAH YOLUNDA SEFERBERLİK OLMALI,
ŞİKÂYETLERDE ADALET YERİN BULMALI,
KALPLER İMAN, RUHLARIMIZ SÜRUR DOLMALI,
PANSUMAN TEDBİRLERLE OL YARALAR SARILMAZ.
KEMİĞİ SIZLIYOR ŞEHİDİMİN MEZARDA,
KAN AĞLAYAN ARAS, HAYAT BULUR HAZARDA,
KEMALİ’NİN KALEMİ DOĞRUYU YAZARDA,
AYAĞA KALK SAKARYA, AYAĞA KALK MÜSLÜMAN!.
RÜŞVETİN, ÖLÇÜ BOZUKLUĞU NEREYE KADAR?...
Tarihe göz attığımız zaman; dünden bugüne bütün fenalık ve felâketler, onların daha kötüsü nazara alınarak, millete kabul ettirilmiştir. Hatta: “Ehven-i Şer” diyerek, alkış tutula