«Her Ölüm Erken Ölümdür»
Amcamız hakkın rahmetine kavuştu. Ölüm haberini aldığımda Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün’ün düzenlediği basın toplantısındaydım.
“Her ölüm erken ölümdür” der ya şair, işte öyle…
Hangi yaşta olursa olsun, ölüm düştüğü yeri yakıyor.
Amcamın 47 doğumlu olduğunu, fotoğrafını ehliyetinden taratırken öğrendim.
Füruzan’ın çok ünlü bir romanı vardır, “47’liler.”
Amcamın doğum tarihini öğrenince o kitap geldi aklıma.
Türkiye tarihine damga vurmuş bir neslin çocukları…
Sevgili yeğenim Hilmi’ye, abime sarılıp ağlarken, “Ciğerim yanıyor amca. Babamıza daha çok ihtiyacımız vardı” diyerek içinde kopan fırtınayı anlatıyordu.
Her ölüm yakınındakilerin ciğerini yakıyor. Halbuki hergün her saniye, her dakika ölümler oluyor, dünyanın her tarafında, yanı başımızda. Ve biz ölümlere bir yakınımızı kaybedinceye kadar yabancıyızdır. Çünkü uzaktır, bize…
Ölümün yakıcılığını ölüm yanı başımıza geldiğinde, canımız, ciğerimiz olanları kaybedince anlıyoruz.
Her ölümde hayatın anlamsızlığı, kavgaların, hırlaşmaların, mal mülk edinmek için çırpınışlarımız gelir aklıma…
Ve o andaki anlamsızlık… Ölümün acısı geçip geçmez aynı koşturmaca, aynı kavga… Çıkarılan dersler yine unutulmuştur. Ne zamana kadar? Yeni bir ölüm acısı, ateşi ile karşılaşıncaya kadar.
Babamızdan korkarken, amcamızı yitirdik
Geçen hafta babamızı kaldırmıştık, 600’ün üzerine çıkan şekeri yüzünden. İlk defa karşılaşıyordu. Her sabah balını ve kaymağını yiyen babamız, doktora ve hastaneye gitmemekle övünen babamızı yitiriyorduk. Kız kardeşlerimiz sabah farkına varıyorlar ve hastaneye götürüyorlar.
Kardeşlerim, öğleden sonra tetkikleri almaya gittiğinde, doktor babamızın komada olduğunu ve acilen hastaneye kaldırılması gerektiğini söylüyor.
Apar topar Bakırköy Devlet Hastanesi’ne oradan da, Avcılar Devlet Hastanesi’ne babamızı getirdik. Yaklaşık 8 gündür hastanede yatıyor.
Van’dan döndüğümüz akşam uçaktan iner inmez telefonumu acınca, amcamla ilgili mesaj düştü. Amca evinde kalp krizi geçirmiş ve apar topar hastaneye kaldırmışlardı. Kalbi durmuş ve çalıştırmışlardı. Doktorlar umutlu konuşmuyorlardı.
Üç gündür hastane kapılarında bekliyorduk.
Babamdan acı haber beklerken, dün amcamızı yitirdiğimiz acı haberini aldım.
Arabamıza gösterdiğimiz
özeni vücudumuza göstermiyoruz
“Her ölüm erken ölümdür” der ya şair.
İşte öyle… Ölüm acı, düştüğü yeri yakıyor. İnsanın ciğerini yakıyor.
Yaşlı olunca yüreğimiz biraz soğuyor gibi. Ama onu bir de yakınlarına; eşine, çocuklarına, sevenlerine sormak lazım.
Kalp krizinden ölüm… Halbuki önlenebilir bir ölümdür.
Arabamızın bir yerinden ses gelse soluğu serviste alan bizler, kendi vücudumuzdan gelen uyarıları görmezlikten, duymazlıktan geliriz.
Evimize, arabamıza, üzerimize giydiğimiz elbiseye, ayakkabıya gösterdiğimiz özeni vücudumuza, organlarımıza göstermeyiz.
Halbuki kaç kere yoklamıştır, kalp krizi…
Ve doktora yabancı olan, hatta doktora gitmemekle övünen bizler, bir yakınımızı yitirdiğimizde lanet okuruz. Ölümün anszlığına…
Sevgili amcamız hakkın rahmetine kavuştu. Mekanı cennet olsun. Tüm sevdiklerinin, dostlarının başı sağolsun…
İyi ki, amcam olmuşsun, toprağın bol olsun, mekanın cennet olsun…
Not: Cenazesi bugün öğlen namazına müteakip Küçükçekmece, İnönü Mahallesi Ulu Camii’nden kaldırılacak. Büyükçekmece Mezarlığında toprağa verilecek.