Olmuyorsa Zorlamayacaksın Arkadaş
İki Elmanın Yarısıymış, Hıh, Olmuyorsa Zorlamayacaksın Arkadaş
Bazen konu komşudan bazen eş dosttan çoğu zaman da yakın akrabalardan zorlarlar sizi. Bir kere yan yana geldiyseniz, yakıştırılmaya başlamışsınızdır. Herkes ezberden manzara koyar, kimi laflarıyla fena dokundurur sizin manzaranızı yansıtmak için tuvale, kimi dolaylı aktarımları tercih eder. Adeta hep bir ağızdan sizi yamamaya çalışırlar birbirinize. Tıpkı resimdeki elma gibi. Siz de "hııı, sahiden de öyle" diye birbirinize bakarak tasdikleşirsiniz. Hoş her ikiniz de bilirsiniz ya, zoraki birlikteliğinizi ve yüreğinizdeki çengelli iğneleri.
Birlikteliğiniz dayatmadır artık veya isteklerinizin dışındaki her şeyin zorlaması...
Bazen de yenik düşersiniz, acaba bir kez daha denesek olur mu diye, içinizdeki olmazlarla olurların meydan muharebesininin dehşetine mi, bu dehşeti içinizde yaşıyor olmanın bitkinliğine mi desem, ölür ölür dirilir, beyninizin arkaları, boyununuzun kökleri ısınır durur.
Hanya - Konya diye bir yer var bilirsiniz.
Kasımpaşa ile Şişhane de yakındır birbirlerine.
Bazıları Çamdan muhabbeti sever, sen ise kavaktan.
Olmuyorsa olmuyordur arkadaş, zorlamayacaksın..
* * * * *
Üzüm üzüme baka baka kararırmış derler.
Aynaya baksana kuzum, şaşı olmuşsun n'aber!
Kervan yolda düzülür hikayesini anlatırlar sana hep.
Düzülürken kervan ne çok üzülür, bilirsin.
Olmuyorsa olmuyordur arkadaş, zorlamayacaksın.
* * * * *
Yok öyle aşkın maşkın tanımı, her aşkın ayrı tanımı vardır!
Baktın mı peşinden gidişine sevdiğini sandığının,
Gölgesinin yansıması içinden ondan tez gider.
Sağdan soldan iğdiş edilmiş hayatın vardır bir de, yaşayıp ta hakimi olamadığın,
Kanadı kırık serçe gibi, esen rüzgarlardan hiç ama hiç tad alamadığın.
Olmuyorsa olmuyordur arkadaş, zorlamayacaksın.
* * * * *
İki elma getirirler hep karşına, onu ikiye bölerler zevkle.
Hıh işte siz bu iki elmanın yarısısınız derler dayatmacı bakışlarla ve beyhude.
Oysa sizin yüreğiniz kesilmiştir bıçak gibi, her ikinizde cam kırıkları,
Her yeniden bir araya gelme deneyimleri, iğnelenmiş kalbinizi dikmekte.
Kalp yama tutmaz, kırmızı ve sarı elma yarısını diker gibi.
Olmuyorsa olmuyordur arkadaş, zorlamayacaksın.
Yalama yapmışsa bir ilişki durup durup sayılamayacaksın.
(( yorgun aşık,)) ahmed emin fidani
YAZIYI MÜZİK EŞLİĞİNDE DİNLEMEK İÇİN LİNKİ TIKLAYINIZ!!
Eh dostlar, bu gün de cam kırıklarını debreştirdik biraz. Hangi anı yaşıyorsanız yaşayın, siz siz olun. Anı yaşayın.
Yok bu fani dünyada, sağlık ve iyilik gibi birşey. Varsa durumunuz bol bol ikram edin. Paylaşın.
Çok sinirli biri varsa yanınızda, önce gözlerinin içine bakın ve ardından kulağına eğilip ve ona, "carpediem" * deyin.
Bol köpüklü gün batımı kahvenizle mutlu pazarlar efendim. Sağlıcakla kalınız.
Yazı Sözlüğü:
carpediem: "Anı yaşa" anlamında bir düşünce sistemi.
Not:
Bu yazı, www.bilgiagi.net, www.bilgievreni.com, www.kamudanhaber.com, www.haberanaliz.net, www.siyasalforum.net, www.gunesgazetesi.net, www.gercekgazete.web.tr, ile, Gerçek Gazete, Balıkesir Demokrat, Güney Marmara Yaşam ve Fatsa Güneş gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.
Geçmişin köklerinden kurtulabilmek kolay mı hocam
An'ı yaşamak için morfinsiz azı dişi kökler gibi kkölemek herekiyor geçmişi.
O acıya dayanmak kolay mı?
Dayanamadığımız için işte geçmişin hataları yakamızı bırakmıyor ve cam kırıkları yeni cam takılmasını önlüyor.
Kırık ve çatlak camlarla kış geçiriyoruz.
Doğuda şehid düşmüş asker anasına trilyon verseler acaba el ele tutuşup halay çekebilir mi zılgıtlar eşliğinde o teröristlerle. OLMUYOR OLMUYOR.
Ekim 18th, 2009 at 09:46Suya bir damla düştü yapraktan,
Buruştu alnı hemen.
Genişleyip büyüyen dalgalar epey sürdü.
Suyu bir damla, çok düşündürdü!
Orhan Seyfi Orhon
Ekim 19th, 2009 at 12:56Hocam yazınız gerçekten çok anlamlı size teşekkürler.Bu sözlerinizin taşıdığı anlamları ancak yaşayan anlar.Ama bunu yapabilmek,gerçekleştirebilmek,tekrardan doğmak gibi bişey...şunu farkettim yazınızda galiba ben ve benim gibi olan bayanlarda bişeyler eksik güven duygusumu acaba, yoksa annelik iç güdüsümü ,yoksa düzelir diye yeniden cam kırıklarını yapıştırma çabasımı bilemiyorum.
Mayıs 2nd, 2010 at 00:04Dostlar, yorumlarınız için teşekkürler.
Can Yücel de bu başlıkta bir yazı yazmış. Nette dolaşırken farkettim.
Bu başlıklı yazı bir Can Yücel'den bir de Benden okunursa bu başlığa layık derinliğin kıyaslaması daha iyi yakalanabilir.
Bu vesile ile okurlarımı ve takipçilerimi de Can Yücel ile aynı Başlığı kullanmış olduğumuz yazım konusunda bilgilendirmiş oldum.
Ağustos 31st, 2010 at 22:40Farkın farkedilmesi gerek.
Evet " Olmuyorsa Zorlamayacaksın Arkadaş" Demesi çok kolay. Bizler için evet olmuyorsa olmuyor der keser atarız. Bir de toplum olarak bir elma'nın diğer yarısı var, onları ne yapacağız? Onlar için " Olmuyorsa Zorlamayacaksın Arkadaş" demek töreye karşı gelmek oluyor.
Eylül 1st, 2010 at 13:01Elmanın diğer yarısına verdiğin ilk şansı kullanmayı becerememişse inanın bana ikincisini de kullanmayı beceremez.
Ahmet bey güzel ve anlamlı bir konuydu sizi kutluyorum.
Can Yücel'in " Olmuyorsa Zorlamayacaksın " diye adı geçen yazısınıda daha önceden okumuştum hiç alakası yok hem ben o yazının Can Yücel'in kaleminden çıktığını da pek inanmıyorum açıkçası. Zaten okuyucunun aradaki farkı hemen anlayacağı inancındayım.
Sizi tekrar kutluyorum. Saygılarımla.
Güzel yorumlamışsınız üstadım:) Ama ufacık bir eksiği var onu da farkedeceğinizi umuyorum. Sesiniz de fena değilmiş hani:)
Aralık 5th, 2010 at 20:49Hangisinin eksiği Hacer,
Sözde mi eksiklik var okumada mı?
Zira önce yazı yazıldı, seslendirmesi yazıdan bir yıl sonra yapıldı.
Yani dinlediğinde mi sorun var okuduğunda mı? Bilelim düzeltelim hangisiyse.
Bu arada bir yerde ses bindirmesi var, bir yerde 10 saniyelik gereksiz eko izi var... Bunlar şiir ve müziğin klibi yapılırken düzeltilecektir.
Aralık 5th, 2010 at 21:02Hocam anlaşılmış zaten sorun yok artık e çözüm de geldi no problem! :)))
Aralık 5th, 2010 at 23:16